mecmua

Beleş Gaste’cilik

Sabah erkenden kalkıp Ihlamurdere Caddesi’nden başlayan, Barbaros’taki Nobel’in önünde son bulacak olan rotamda can sıkıcı bir pantolon ve ayakkabı eşliğinde yürüyorum. Hacıoğlu’nun ordan Kartal Heykeli’ne doğru kıvrılırken görüyorum ilk kez. Turkuazımsı-yeşilimsi yelekli, şapkalı bir abi birşeyler dağıtıyor. Önünde binlercesi dağıtılmayı bekleyen şey bir gazete. Adı da “Gaste” Sokakta dağıtılan broşür, ilan, dergi, ıvır zıvır konusunda gayet muhafazakar ve can sıkıcıyımdır. Ama nezaketi de elden bırakmam….

Kimlere gülüyorum?

Başlık çok mu narsist bir hava kattı yazıya, tam olarak idrak edemedim. Ancak olayım şudur ki, bu topun sahibi kişisi (ki kendisi ortamlarda mütemadiyen “top benim, top benim” şeklinde dolaşmakta, ve kendi denyoluğunun ayırdına varmaksızın, yanlış anlaşılmaktan yakınmaktadır) sabah akşam başıma dikilmekte ve “Hani ulan yazı?” şeklinde çıkışmaktadır. Hatta son günlerde sanal ortamda bizlere attığı tripleri de, yer yer bu konuya bağlasak sanırım pek de…