Fasulyeden olan, biten…
Çok sevgili okuyucular, pek sevgili ziyaretçiler, gün geçtikçe elimizde tutabildiğimiz çakıl taşlarının sayısı azalırken elbette FasulyedenKom adını verdiğimiz bu mecrada bu azalımlardan üzerine düşeni fazlası ile alacak.
Gün geçmiyor ki “eğer yatırılması gereken bir elektrik faturası söz konusu ise sikerim fasulyedenkom’u” virüsü yeni bi beyin hücremizi işgal etmesin.. Hatta dönüp de seyreylediğimiz yolun başlangıç noktasına baktığımızda farkediyoruz, sayısı her geçen gün artan ‘satılmış’ beyin hücrelerimiz sayesinde hayat gittikçe zorlaşırken, kendimize verdiğimiz sözlerin yerine getirilme mutluluğu bir piç edasıyla sahneyi terketmeye başlıyor.
Üzülüyor, kızıyor, canımızı sıkıyor ve hayal kırıklığı yaşıyoruz böyle anlarda. Ama biliyoruz ki kendimize biçtiğimiz anlamlardan ne kadar taviz verirsek verelim içimizde, kalbimizin en derinlerinde ‘boşluk’ adını verdiğimiz çocuğumuz olabilecek en piç haliyle bakkaldan gofret çalıyor..
Uzun lafı kısaltmakta fayda var; FasulyedenKom ağır aksak, topallayarak, kan kaybederek belki de ama hep inanarak, hep inanarak ve hep inanarak birşeylere devam ediyor. Devam ettiği şeyin ne olduğunu bilmemecesine, merak etmemecesine, “koy götüne” dercesine..
Yeni fikirlerin eşiğinde, bir takım ‘gözle görülmeyen’ değişiklerin içerisine girdik an itibariyle. ‘Gözle görülmeyen’ diyoruz çünkü “hani lan bişi olmamış burada, kimi kekliyonuz ipneler” diyeceğinizi de çok iyi biliyoruz. (Bu bir kitleye hitap etme mastürbasyonundan ne zaman vazgeçeceğimi inanın hiç bilmiyorum, karşımdaki kitle de gayet sen, ben aslında..)
İlk olarak söyleyeceğim, siteye içerik ekleme aparatı olarak uzun süredir bize hizmet eden CuteNews denen dalgadan vazgeçtik. Kendisi bunca yıldır kahrımızı çekti, iyi kötü bize hizmet etti, teşekkürü borç biliriz ama RSS olayını beceremedi bir türlü.. Becerebildiği versiyonu da bizden 40$ para talep edince daha antipatik ama daha naif, daha mütevazi daha bi bize yakışan çirkinlikte olan PhpNews aparatını transfer ettik. (İşin bu kısmı çok az kişiyi ilgilendiriyor tabi)
Sitemizi RSS desteği ile takip etmek isteyen arkadaşlarımızı şu sayfaya bekliyoruz.
İçerik yönetim aparatımız değişince içeriği bu yeni sisteme yüklemek gibi bir ameleliğin içinde bulduk kendimizi. Şuan çoğu eski makeleyi yeniden eklemiş bulunsak da hala eksik içerik var, en kısa zamanda bunların da ekleneceğinı ümit ediyoruz.
Yeni içerik yönetim aparatı ile birlikte gelen iki özellik daha var. bunlardan ilki “Arkadaşına Gönder” formu. Ne kadar gerekli olduğunu hala kendime sorsam da artık sitemiz üzerinde bulunan makaleleri arkadaşınıza, annenize, babanıza, kız arkadaşınıza, apartman yöneticinize filan yollayabiliyorsunuz. İlk farkettiğimde baya heyecanlandım ama şimdi geçti heyecanım. İkinci yenilik de makalalerin kaç kişi tarafından okunduğunu gösteren istatistik. Bunu koyduk koymasına ama şimdi eklediğimiz makaleleri 3 kişi okuyunca çok üzüleceğimizin de farkındayım. İnşallah iki haneli rakamlara ulaşır diye dualar edicez, hatta kendi makelemizin ‘hit’ini arttırmak için bazı kolpa yollara başvuracağız gibi bir hissim var. Makale okunma sayısı eski makalelerin, eski okunma sayılarını vermiyor. Herşey sıfırdan başlıyor. O yüzden “lan adam 2004’te yazı yazmış,ilk ben okuyorum” gibi gerzekçe düşüncelere kapılmazsanız güzel olur..
Sitenin sağında bulunan ‘kusma aparatı’ bugünlerde ve hatta epey bir süredir bir takım eciş, bücüş sloganlara, küfürlere, ipe, sapa gelmez tribünsel mavralara evsahipliği yaptığı için bir süredir kapalıydı. Yeniden açtık açmasına ama pek fazla bir şeyin değişmediğini de görmüş olduk. Sık sık temizlik yaparak geçiyor o mecrada günler. Kusma aparatına anlam yüklemeye çalışanları da sevmiyoruz tabii ama bu kadar anlamsızlığa biz bile tahammül edemiyoruz. Bu nedenle ziyaretçilerimize “Akıllı olun lan” demeyi bir borç görüyoruz..
Son olarak konsept, format gibi karizmatik kavramlarla ilgili sorunlarımız, yeni fikirlerimiz, kafamızı kurcalayan şeyler var. Üzerinde biraz daha düşünüp, teknik olabilirliğine baktıktan sonra hayata geçirebilirsek bizden mutlusu yok. Olmazsa da olmaz tabi, dünyanın sonu değil.
Off çok sıkıldım, demem o ki, FasulyedenKom hala buralarda. Derdiniz, kaygınız, “benim de söyleyeceklerim var lan” başlıklı meramınız varsa İletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.
Çayım bitti, tuzlu fıstık yiyorum ben sabahın bu saati. Sonra görüşürüz.. Öptüm.. Bye.. (Bye ne a.k.)
İçeriğe yorum ekleme aparatı da kuruldu.. Bi bakalım, faydalı olursa kalır, yoksa göndeririz bunu sezon öncesi..
Rahmetli Ercan’la , Elele’deki günlerimi aklıma geldi.Bende o zamanlar bu kadar sert , bu kadar samimi yazıyordum..Keşke bu gençlerle yer değişebilsem.34 tlk 23 ..tam etiler yönünde önümüze kırdı.abdülkadir aksu uyuyor mu? nerde benim fasulyeden.com um?neden üzerine gitmiyor benim fanzinim?
Siz onu bunu bırakın da..Sağ üst köşedeki kupabeyi barca posterini görünce bir şeyin altını çizmek istedim. Biz birşeyleri gerçekten yanlış yapıyoruz. En güzeli Datça ya yerleşmek , hani Casablanca filmindeki gibi.Müslüm Gürses’e bayıldım..
1700 lerde O zamanki adıyla Adopenus rıhtımına yani şimdiki Konyaaltına bir gemi yanaştı..Gemi panama bandıralı bir transatlantikti.İçinde yemyeşil bir sürü sebze vardı.Padişah hemen geminin kaptanını çağırdı..İçindekileri sordu..”FAS SULTANIM YE” Dost ülke Fas’tan yemeniz için getirdim demek istiyordu.O günden sonra bu sebzenin adı fasulye olarak kaldı..Peki o mürettebattan bir kişi vardı ki..O fasulyeyi aldı ..cebine koydu. ve istanbulda dikerek ..bütün şehre yedirdi..çok tanıdık bir isimdi ..nazım hikmetten başkası değildi o…
gençleri bu çalışmalarından dolayı kutluyorum..
Ulan ben de bu saatte kimse girmez nasılsa siteye diyerekten, sağını solunu kurcalıyorum, bişiler değiştiriyorum filan.. Nasıl utandım, nasıl utandım..
dea ben şimdi sana kimi kekliyosun lan desem etik olur mu? Dikkat et demiyorum ama soruyorum. Hatta telefona bağlanmayan adam değildir. Dikkat ettiysen adam değil demiyorum ama telefonla bağlanmazsa adam değil diyorum.
Ulan Hıncalından Haşmetine bütün liboşlar iki nokta mı kullanıyor diye düşünüyorsun? Kendini çok pis ele veriyorsun çok pis.
ulan yorumlar da üstüme kaldı iyi mi? hayır yarın öbür gün vakit gazetesini bombalasalar, oraya da “ben bombaladım.. gelin beni alın..” yazsalar iki noktalı cümlelerle emniyet pat diye evimden alıcak beni.. 3 noktaya ‘apgreyt’ zamanı gelmiş de geçiyor… (bakın 3 nokta…) (bak yine…) (ulan…)
alacağınız olsun…aman pardon vereceğiniz olsun.görüşeceğiz yakın gelecekte..
İKİ NOKTAY 1-0 (oktay 55, 78)