Ferah Ülkemizde Huzurlu Bir Gün Daha…
Malumunuz olduğu üzre kapitalist dünya çok ağır bir krizle sarsılıyor. “Resesyon mu değil mi?” sorusu ile başlayan süreç, “depresyon mu değil mi?” ile devam etti. Şu an tüm dünyadaki algı “bu depresyonun allahı lan” şeklinde olsa da, çok şükür başbakanımızın “bu kriz bizi teğet geçecek” sözüne olan sonsuz inancımız sayesinde, ülke olarak ayakta kalabiliyoruz. Hem ekonomik altyapımız, hem de sonsuz moralimizle dünyayı kasıp kavuran kriz, bizde ancak tatlı bir esinti tadında hissediliyor.
Gerçi, örneğin Ocak ayında sanayi üretiminde %21.3, imalat sanayi üretiminde %25, motorlu taşıtlar üretiminde %60’lık bir düşüş olmuş. Yani en temel, en güçlü üretim kalemlerinde çok ciddi düşüşler var. Üretimler durmuş, istihdam ihtiyacı azalmış. Tüketim zaten durdu. Para dönmüyor piyasada. Ama bu sakın ola ki krizin etkisi olarak değerlendirilmesin. Bu, 2008 yılında ekonomide çığır açan, bütçe fazlası veren, ülkenin her sathında ferah, huzur ve güven inşa eden bir ülkenin küçük bir tembelliği, kaçamağıdır.
Gerçi sanayi üretimi sadece Ocak’ta değil, 6 aydır düşüyor. Ağustos’ta yüzde 3.5, Eylül’de yüzde 4.3, Ekim’de yüzde 6.7, Kasım’da yüzde 13.3, Aralık’ta yüzde 17.6 ve dediğim gibi Ocak’ta yüzde 21.3 oranında düşüş kaydetti. Demek ki 2008’de Ağustos’a kadar o kadar çok çalışmışız, o kadar çok kazanmışız ki –haklı olarak- tatil havasına giriverdik. Ocak’a kadar da çıkamadık, çıkma ihtiyacı filan da hissetmedik. Ama olsun hem kazanmış, hem de dinlenmiş bir toplumuz Son Osmanlı 1. Tayyip sayesinde. (Oksimoron oldu sanki biraz. Hem son, hem de birinci. Ee birinci dediğimize göre ikincisi de var. O zaman son değil, Allala…)
Ülkenin ferah ve huzurundan bahsetmiştim zaten. Bu ferahın direkt yansıması istihdam rakamlarında da kendini gösterdi. 2008’de 645 bin kişi işten çıkarıldı. Çıkarıldı derken, hemen kötümser olmayın. “Yav patron” dediler, “beni işten çıkarsana, ben Ege sahillerinde keyif yapmak istiyorum.” Ee o kadar kazandılar ki, tazminatı da alıp Ege’ye, Akdeniz’e vurdular bünyeyi. Yakışır çalışkan ve alabildiğine istihdam edilen toplumumuza.
Kötü haberler de olmuyor değil zaman zaman. Başbakan’ın Mersin mitingi sırasında işsiz bir vatandaş, meydandaki elektrik direğine çıkarak intihar etmek istemiş. Meydandaki AKP’li kitle “Atla, atla” diye bağırmış bu vatandaşımıza. Başbakan kendisine yönelen ilginin dağıldığını görünce, şefkat ve sevecenliği ile “Boş verin siz onu. Biz alıştık bunlara. Görevliler ilgilenir” diye seslenmiş… Görevliler de ilgilenmiş zaten. Vatandaşımızı indirmişler direkten. 21. yüzyıl Türkiye’sinde, bu zenginlik, bu refah içinde bir vatandaşımızın işsiz olması ve ruhsal sağlığının elektrik direğine çıkabilecek kadar bozulması AKP’li kitleyi o kadar üzmüş ki, bu vatandaşı pankart ve bayrak sopaları ile döverek stres atmışlar.
Ehh, nazar boncuğu kabilinden bu olay tatlı bir şekilde son bulunca da hoppidik, hoppidik eğlenmeye devam etmişler. Neden? Çünkü durmak yok, yola devam!
P.S: Teğet geçmezsen adam değilsin oğlumm!
Mutfagin kapisini goremedim, buradan ekleyeyim;
1- Baslik “Ferah Ülkemizde Huzurlu Bir Gün Daha” seklinde her kelimenin ilk harfi buyuk harf olarak duzeltilecek.
2- Ikinci cumlenin basindaki “Şuan”, “Şu an” diye ayri yazilacak.
3- Allah, yazilirken ilk harfi buyuk sekilde yazilacak.
4- “Allala” degil “Allah Allah” olacak. Mirc mi burasi, yoksa fasulyeden.com mu?
5- Ikinci paragrafin son satirindaki “inşaa eden”, “inşa eden” olarak duzeltilecek.
6- Ayni sekilde, ucuncu paragrafin ilk cumlesindeki “sanayii üretimi”, “sanayi üretimi” olarak duzeltilecek.
7- Ay adlarindan sonra gelen cekim eklerinde kesme isaret olmayacak gibi geliyor bana, emin degilim, bakmak gerek…
8- 3. paragraf, parantez icindeki son cumlede “kincisi” “ikincisi” olarak duzeltilmeli cumlenin gidisinden anladigima gore.
9- 5. paragrafta gecen “AKP’li partilileri” sence de anlatim bozuklugu degil mi?
10- 6. paragraftaki “nazar boncuğu kavlinden” yerine “nazar boncuğu kabilinden” olarak degistirilmeli mi? Bunu da sen arastir. Onu da mi ben yapayim?
Simdilik bu kadar…
İş yerinden yazdığım, sürekli araya başka şeyler girdiği için oluyor böyle hatalar.
1- Düzeltildi.
2- Düzeltildi.
3- Bunun dilbilgisi kuralı mı din kuralı mı olduğunun sorulmasına karar verildi.
4- Düzeltilmedi. Hatada ısrarcı davranıldı.
5- Düzeltildi.
6- Düzeltildi
7- Düzeltilmedi. Önce emin ol arkadaşım, sonra gel bana.
8- Düzeltildi.
9- Düzeltildi.
10- Düzeltildi.
11- Sen insan değilsin!
3- http://www.Tdk.gov.tr‘den Allah “özel, isim”. “Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Tanrı”.
Özel ve isim arasında virgül gerekiyor mu anlamadım ama TDK’da virgül koymuşlar
3. madde ile ilgili olarak:
“8. Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar: Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Oziris, Kibele. Ancak tanrı kelimesi özel ad olarak kullanılmadığında küçük harfle başlar: Eski Yunan tanrıları. Bazı dinî terimlerin küçük harfle başlaması gelenekleşmiştir: cennet, cehennem, uçmak, tamu, peygamber, sırat köprüsü.”
http://tdk.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF1ACFAB512C425173
7. madde ile ilgili olarak da, usendim arastirmiyorum, ayibinla otur sen…
Neo, orada virgul olmamasi lazim. Muhtemelen sayfanin sorgulama dilinden dolayi konulmus oraya. Kelimeyi sorgularken cins isimlere sadece isim yaziyor, ozel isimlerde ayrica bir de ozel etiketi cikiyor sanirim. Bakiniz asagidaki ornek, Tanri kelimesini aratinca ayni sayfa icerisinde sunlar cikiyor:
– Tanrı
özel, isim, din b. (***)
Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan.
– tanrı
isim, din b. (***)
Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah.
Bu arada daha da hatalar var gozume carpan da, onlari soylemiyorum. ATBS’nin hakli olduguna kanaat getirdim, sana harcayacagim emegi saksida palmiye yetistirmeye kanalize edip, Birlesik Arap Emirlikleri’ne bu palmiyeleri satarak zengin olmayi planliyorum. Muhtemelen daha cabuk sonuc alacagim.
Ekte mi Ek’te mi?
Benim fikrim kesme isareti koymak icin bir sebep yok abi, cins isim olarak kullanilmis gibi neticede. Ama sorudan killandim ben biraz, bir yerlerde Ek’te mi yazmisim ben daha once? 🙂
Daha önce söylemiş miydim, emin değilim, Aydın ailesinin bu son kuşağından hiç umutlu değilim.
Yok, sen bir yerde yazdin diye degil de, 15 ay boyunca yazismalarda bunun derdini cekince, burada da bir sorayim dedim. Onaya goturunce biri birlestiriyordu, digeri ayiriyordu. Arz ede ede bir hal olmustuk.
Link1
Link2
Yazi yazarken bunlar bir kenarda acik durursa faydali olurmus demis bir atasozu.
“1919 senesi Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım”
orneginde goruldugu uzere ay adlarindan sonraki ekler ayrilmiyor. Eger cok titiz olmak istiyorsak “Allah Allah” da “Allah Allah!” olacak, Rabbime sordum unlemsiz cikmam abi dedi. Rabbim, Rab’bim olarak yazilmiyor, onun sebebini de siz bulun, odev olsun.
Bugun Abdi Ibrahim 300 kisiyi isten cikardi.
Teget…
Merkezi Yönetim Bütçesi, Şubat ayında 7 milyar 393 milyon lira açık verdi, 2 aylık bütçe açığı da 10 milyar 359 milyon lira oldu.
Açıkta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 bin 187 artış yaşandı. Böylece bütçe açığı, henüz ilk iki ayın sonunda 2009 hedefinin yüzde 99.6’sına ulaşmış oldu.
* * * * *
Bütçe görüşmelerini hatırlar mısınız? CHP ve MHP bu rakamlar geçrekçi değil, yapmayın etmeyin, revize edin demişlerdi. AKP de hadi canım, siz ne anlarsınız demişti.
Geçen hafta Habertürk’te AKP Grup başkanvekili bir herif bunu “ya napsaydık gerçekçi rakamlar verip halkın moralini mi bozsaydık” diye savundu.
Ahan da moralimiz çok sağlam çok şükür…