Geçit Yok
Grup Yorum 25. Yıl Konseri’nden…
Grup Yorum 25. Yıl Konseri’nden…
Güzel insandı… Güzel konuşur, güzel yazardı… Her söylediğine katılmazdım da, her söylediğine bakılan adamdı… Mekanı cennet olsun… Uçurumun kenarındayım hızır, Bir dilber kal’asının burcunda, Muhteşem belaya nazır, Topuklarım boşluğun avucunda, Derim yar adımı çağırır, Kaldım parmaklarımın ucunda, Bir gamzelik rüzgar yetecek, Ha itti beni ha itecek, Uçurumun kenarındayım hızır, Cihan hazır, Divan hazır, Ferman hazır, Kurban hazır, Uçurumun kenarındayım hızır, Güzelliğin zülme çaldığı sınır, Başım…
“Sanat toplum için midir, sanat için midir onu bilmez. Bence benim içindir, sence de senin için olmalıdır.” cümlesiyle tam da 1 yıl kadar önce yayın hayatına başlayan <art href= hem 1. yaşını kutlamak, hem de “fikirleri gerçeğe dönüştürmek” adına bir tasarım yarışması için kolları sıvamış. Yarışmanın konusu Medyada Yasaklar ve Sansür olarak belirlenmiş.
Ayça Seren Ural.. 25 yaşında bir genç kadın.. Üniversite yıllarını punk olarak yaşadı. Dar pantolonlar giyip, saçlarını kazıttı. Kavga anında kullanmak için beline zincirler taktı. Saksıda esrar yetiştirip içti. Kimliksiz dolaştı. Nezarethanelerde sabahladı, aç kaldı. Sorgulamadan sevişti. Ekonomiye canlılık getirmek için arabaları çizdi! Hamile kaldı. Evlendi. Çocuk doğurdu. Ve İstanbul’dan taşınıp, roman yazdı. Ayça Seren Ural, ilk kitabı Pogo’da kendi yaşadıklarını ve daha fazlasını anlatıyor….
Bugün bayiden Penguen’le Uykusuz’u alırken epeydir mizah dünyası hakkında kalem oynatmadığımızı farkettim. Kısa kısa, nedir son zamanlardaki düşüncelerimiz bir paylaşayım istedim. Bu yazıda yeni dönem dergilerle alakalı bir şey yok yalnız, o da eksiğimiz olsun. Hatta varsa alıp okuyan, seviniriz yorumlarını dinlemekten.
Benim için çok önemliydi. Bir filmi daha önce hiç bu kadar merakla beklememiştim. Günler, saatler geçmek bilmedi adeta. Her yerde, her haberde, bir satır da olsa bir şeyler aradım Mustafa ile ilgili. Önce Frankfurt’ta gösterildi, sonra Antalya’da ve geçtiğimiz gece İstanbul’da galası yapıldı. Bugün de gösterime girdi. İlk günden gittik. (1907 sağolsun) Filmle ilgili beklentimi hangi seviyeye indirgeyeceğime bir türlü karar veremedim. O yüzden bu…
Ben melamet hırkasını kendim giydim eynime, Ar-u namus şişesini taşa çaldım kime ne? Gah çıkarım gökyüzüne, seyrederim alemi, Gah inerim yeryüzüne, seyreder alem beni…
Comments are closed.
Ben daha önce denk gelip izlemediydim, eline sağlık verdur, iyi ki paylaştın. Ama her an bir zibidi daha çıkıp, seni de yalan yanlış bilgisiyle solculukla falan itham eder şimdi, hazır ol =)
Bir şiirle hayat felsefemizi tümüyle değiştirecek kadar mezhebimizi genişletmedik şükür. 🙂
verdur sende gizli solculuk filan mı var?
hahaah Gizli solculuk ne la? 🙂
Sert sarsuğu ile yapmış olduğumuz uzun tartışmalar sonucu sol cenahın türkülerinin falan iyi ama slogan olayındaki başarısız olduğu konusunda hem fikir olmuştuk. Aynı şey sağ cenah içinse tam tersi. 🙂
Sağ cenah derken hangi görüşün (liberal,milliyetçi,muhafazakar vs.) sloganları başarılı merak ettim:) Bana da her iki alanda hep başarısızlar gibi gelmiştir oysa.