Herkes için Felsefe – II
Aşağıdaki satırlar yeniHarman dergisinin Ocak 2011 sayısında Duygu Sarı’nın DİKKAT BUYUR köşesinden alıntıdır. Bugün okurken sesli güldüm, şukusunu verdim, sizleri de bu yazıdan mahrum bırakmayayım istedim. Merak edenler için, Duygu Sarı kişisi dikkatbuyur mahlasıyla cikcikliyor, takip edilebilir.
Merak edenler için, özet geçiyorum, Duygu Sarı yazısında kendi deyimiyle “adını çokça duyduğumuz fakat hayatları hakkında pek de fazla bilgi sahibi olmadığımız filozofların felsefe ve kişiliklerini, kısa cümlelerle ve uygun bulduğu hayat mottoları eşliğinde tanıtmak niyetinde.” Buyurun:
Sokrates: Diyalektiğin kaşifi. Platon’un mentoru. Çocuğu koyma ustası. Dırdırcı karısına laf yetiştirmekten yazılı herhangi bir eser bırakmaya vakt bulamadı. Çirkinliğiyle ortamda nam salsa da “Yakışıklı değilim ama sempatikim” diyerek piyasayı iyi salladı. Atinalı gençleri yoldan çıkardığı gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırıldı ve baldıran zehri içmeye mahkum edildi. Ölmeden önce son sözlerinin “Ovlum gerçek ölüm seks bitince başlar” olduğu rivayet edilir. Mottosu: “Erdemim nerde lan benim! Ben bu s*tiğimin evinde bi’ kere de erdemimi koyduğum yerde bulamayacak mıyım!“
Platon: Sokrates’in öğrencisi. Aristo’nun hocası. Sokrates’in ağzından yazdığı eserlerle ortamda ne kadar taş Atinalı varsa yedi. Akademia adında, Fight Club benzeri bir oluşum kurup mağarada gangbang’e durduğu söylenir (bkz: mağara alegorisi). Hocası Sokrates’i ölüme götüren demokrasiye düşmandı. İdeal devlet olarak filozof-devlet diye bir anlayış benimsemişti. Mottosu: “Benim verdiğim oyla dağdaki çobanın oyu bir olacak değil herhalde!”
Aristo: Sistematik felsefeye geçen ilk filozof. Tarihteki ilk liseli. Platon’un öğrencisi. Artist gibi giyinmesiyle ve kibriyle meşhur. “Platon’u severim, ama ilmi daha çok severim. Kendimi ise yalayasım geliyor” diyerek Akademia’dan ayrılıp kendi şer yuvasını, Lykeion’u (Lise) kurdu. Mottosu: “Platon ne verdiyse söyle iki katını vericem”
Aristippos: Hazcılık okulu, hedonizmin kurucusu. Tarihteki ilk Bukowski. Amaca yönelik eylemlerii ve “göte kitlenmesi” ile meşhurdur. Bronz teni, düşük pantolonu ve iri kolyesiyle, Bodrum Katamaran’da Serdar Ortaç eşliğinde kopmanın en büyük erdem olduğunu savunur. “Okumayacaksan git eniştenin yanında çalış it!” diye kendisine sürekli kızan babasından çok dayak yemişliği vardır. Mottosu: “Evlenip balayına gideceğime bekar kalıp alayına giderim”
Immanuel Kant: Tarihin ilk tipik Türk aile reisi. Evrenselci bir ahlak anlayışı vardı. Her seçimde CHP’ye oy verdi. Moderndi ama geleneklerine bağlıydı. Kız çocuğu olsaydı okuturdu ama erkeklerle dolaşmasına sıcak bakmazdı. Kışı Seyrantepe’deki evinde, yazı da Armutlu’daki devremülkte geçirirdi. Bunun haricinde Königsberg’den pek dışarı adım atmışlığı yoktur. Hayatındaki en büyük heyecanı, yerel seçimlerde muhtar adayı olduğunda oy pusulaları açıklanırken yaşadı. Mottosu: “Okulunu bitir, askerliğini yap, helal süt emmiş bi kızla evlendirelim seni artık”
Arthur Schopenhauer: Tarihteki ilk emo. Muntazam umutsuz. Aklı olan intihar eder deyip eceliyle ölen sinsi. Baba parası yemekten sıkılınca kendini felsefeye verdi ve kızların “sorunlu erkeğe” olan düşkünlüğünden faydalanma yolunu seçti. Böyle böyle Kadıköy’de ne kadar ergen goth varsa hepsini emdi yemin olsun. Franz Kafka ile bunu alacaksın, kafalarını tokuştura tokuştura “Siz babanızdan hiç dayak yemediniz mi itoğulları1” diye tartaklayacaksın. Öyle pis bir ergenliği vardı. Mottosu: “Fuck the system bebeyim ya… Çok jerk bir olay şu varoluş”
Nietzsche: Tarihin gördüğü ilk üst insan. Ablaları, annesi, kızkardeşi eşliğinde femdom bir ortamda büyüdüğü için mahallede kendisiyle “ana kuzusu” diye dalga geçildi. Aşırı masturbasyon sonucunda akıl sağlığını yitirdi. Sağ eliyle nişanlandığı fakat daha sonra şiddetli nasırdan dolayı nişanı bozduğu rivayet edilir. Mottosu: “Kadınlara mı gidiyorsun, kırbacını unutma. Rusa mı gidiyorsun, beni de götürsene be güzel abim”
Marx: Marksizmin kurucusu olarak bilinse de, tüm fikirlerini sakalından intihal etti. Bütün ideolojik yapılanmasını, kendi hür iradesi ve bilinci olan sakallarına borçludur. “Sevgi emektir” diyerek romantik bir akım başlatmışsa da orta yaşlarda, tüm solcu kızların çirkin olduğu gerçeğiyle yüzleşince, “aklımı sakalımı s*keyim” dedi. Mottosu: “Bütün ülkelerin işçileri birleşin, yeni bi hatun düşmüş ona gidiyoz“
http://www.dead-philosophers.com/
Site güzelmiş ağam, gerçi amarikanyalıların mizah anlayışı bizden farklı tabii, ama güzel espriler gördüm arada. Takipteyim bundan sonra…
Bu arada aklıma gelmişken, ısrarla dikkatbuyur’u takip etmenizi öneriyorum twitter’da, çok zehir yazıyor orada da… Verdur takip ediyor, o da diyecektir aynısını, haksız mıyım verdur?
Curling için yazdığını görmemle ağzımdan tükrükleri püskürtmem bir oldu. Kesinlikle tavsiye edilir. Gerçi kime tavsiye ediyorsun. Nerede bu site sakinleri? Hop hop bilmem ne top bilmem ne diye küfür etsen birine ne diyon la sen sibob demez.