Hükümet Günlüğü: Yargıya müdahale
Hükümetin Günlüğü çok uzun zaman önce aklıma gelen, bir türlü hayata geçiremediğimin bir yazı dizisiydi.. Şu an Kars Sarıkamışta kar kürüyerek askerlik vazifesini yapan Aristokrat’ın bir rakı gecesinde “Fasulyeden Kemalist, laik değil mi?” sorusu ile muhabbetin nereye kayacağını anlamıştım.. Bir güruh olma, ses çıkarma kaygımız olmasa bile kendi yargılarımıza göre bu ülkenin geleceğine dair farklı rotalar çizenleri burada tartışacaktık, amacımız buydu.. Ne kadar yerine getirdik tartışılır..
Şimdi ülkenin Kemalist, laik yüzünün hükümet tarafından yürütülen büyük bir ses kısma operasyonuna rağmen ortaya koyduğu mücadelede daha da çok sese ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.. Ben, sen, biz, her hangi birilerinin çıkarağı seslerin ne önemi var diye düşünmek Atatürk’ün Türk gençliğine vazife tayin ettikleri ile çelişmek olur..
* * *
İlk yazımızın konusu laik kimliği ile tanınan Rektör Yücel Aşkın.. Konuya çok geç dahil olduğumuzun farkındayım.. Bu yüzden ayrıntı verme lüzumu görmüyorum. Bu ülkenin yarınını düşünen herkesin, laik kimliği ile tanınmış bir akademisyenin, delil karartma gibi bir durum yokken tutuklanmasına, yargılama sürecine, kimlerin nelerin peşinde olduğuna kayıtsız kalmayacağını düşünüyorum..
Ne durumda Yücal Aşkın mevzusu? Takip ettiğimiz en son TÜSİAD Başkanı Mustafa Koç Yücel Aşkın davası hakkında birkaç açıklamada bulunmuş, bir rektörün hiçbir yasal gerekçeye dayanmadığı halde tutuklanmasının kaygı verici olduğunu söylemişti.. Açıklamada bir gariplik var mı? Hayır yok.. Zaten aylardır başta YÖK Başkanı Teziç, ülkemin çeşitli üniversitelerinin rektörleri, dekanları, akademisyenleri ve bu durumdan kaygılanan onlarca siyasetçi, yazar benzer görüşleri bildirdi basın önünde yada bizzat basının bir ferdi olarak..
Ama bu açıklamadan sonra Recep Tayyip Bey, Mustafa Koç’un bu açıklamasının yargıya müdahale olduğunu söyledi.. Eee hadi buna da eyvallah diyelim.. Eleştirildikleri bir konuda bir şekilde kendini savunmaya çalışıyor diyelim.. Ama sonra ne oluyor? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu açıklamadan tamı tamına 13 saat sonra, bir inceleme başlatıyor.. İnceleme Rektör Yücel Aşkın davasıyla ilgili görüş açıkladığı iddiasına dayanarak, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBB Başkanı Özdemir Özok, TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç ve ismi açıklanmayan çok sayıda kişiyi kapsıyor..
Başsavcıya başta Erdoğan olmak üzere çok sayıda hükümet yetkilisinin de davaya ilişkin demeçler verdiği hatırlatılıyor ve bu isimler hakkında da bir inceleme başlatıp başlatmayacağı soruluyor.. Başsavcı “Bu doğru olmaz” açıklamasını yapıyor..
Şimdi kafamızda neyin yargıya müdahale olup, neyin olmadığını tartmaya çalışıyoruz.. 13 saat sonra bir soruşturma başlatabilen Başbakan’ın açıklaması mı yargıya müdahaledir yoksa, 2 ayı aşkın süredir gazetelerde okuduğumuz karara itiraz eden söylemler mi?
AKP hükümetinin Kemalist ve laik sesleri kısma çalışmaları tam gaz sürüyor.. Daha çok ses lazım ülkemize.. Daha gür ses..