Kalkamadım
Saat 07.00: Boşluktasın. Dünün yorgunluğuyla hayatla arandaki fişi çekmişsin, rüya göremeyecek kadar yorgunsun. Uyumuyorsun, resmen bayılmışsın. Birden bilgisayara kurduğun alarm bangır bangır ötmeye başlar evin içinde. Kaliteli olmayan ama apartmanı ayağa kaldıracak 5+1 kolonların eşliğinde zıplarsın yataktan. Zaten amacın bu, yüksek seste hareketli bir parça koyarsın ki “kalk ve o alarmı kapatmak zorunda kal”. “UY AHA” (Kazım KOYUNCU) Davul ve tulum sesleri gittikçe coşmakta. Daha “HAYDE HAYDE” kısmına gelmeden bilgisayarın başına koşarsın. Beklemezsin monitöre görüntü gelmesini, sabah sabah pederden zılgıt yememek için direk fişi çıkartırsın. Yataktan zıplarken başın dönmüştür. Kafanı yastığa dayayarak derman ararsın kendine.
Saat 07.08: Şarja takılı, yanı başında duran telefonun alarmı çalmaya başlar. Hâlbuki haberlerde görmüşsündür şarjda takılı bırakılıp patlayan telefonları. Bir gün güm diye bir sesle uyanacaksın, pekmezin akacak aklın başına gelecek.
07.15’i gösterir saat. Telefon saatinin 7 dakika ileri olduğu aklına gelir. O saat neden ileridedir? Hayatı önden yaşamak için. Madem hayatı önden yaşamaya çalışıyorsun, gösterdiği ana göre davran o zaman. Peki, sen ne yapıyorsun? 15’ten 7 çıkarıp gerçek zamanı hesaplamaya çalışıp kafanı yoruyorsun, zaten başın dönüyor. “Ertele” canım “Ertele” mümkünse zamanı “Durdur”.
Saat 07.25 Telefon çalıyor. “Canım” diye açarsın telefonu. Aslında duymak istediğin bir sestir. Ama her zaman sana moral veren ses bu sefer keder verir. Gerçekleri acımadan söyler sana.
– Geç kalacaksın canım kalk.
– Tamam, canım şimdi kalkacağım.
– Eminsin, uyandın değil mi hayatım?
– Uyandım canım, valla…
Saat 07.50: Birden zıplarsın yataktan. Göz bebeklerin büyümüş halde telefonu ararsın. Çekyatın arasına düşen telefonu çıkardıktan sonra bakabilirsin saate. “mına koyim” yine geç kaldın. 1 dakika içinde giyinirsin. Banyoya koşarsın. 3 gündür yıkamadığın ama sürekli jöle ile beslediğin saçlarını şekle sokarsın. Ortaokulda uzadığı zaman takla attığın sakalına küfredersin. Traş olacak vaktin yoktur.
Saat 08.25: İşe giderken düşünürsün “Ben nerede hata yapıyorum!”. Bir daha geç saatlere kadar film izlemek yok diye, sittin sene uymayacağın karar alırsın. Şirket hattın kapalıdır. Belki diğer hattını aramak akıllarına gelmez diye salakça umutlanırsın.
– Evet X Bey, gelmek üzereyim. Tabi tabi 1-2 dakikaya oradayım.
Saat 08.40: 08.00’da gelmen gereken yere ulaşmışsındır. Patron ve Müdür kafa kafaya vermiş konuşurken yavşakça bir gülümseme ile masana oturur ve patronun saate bakmaması için dua edersin. Müdür “bu çocukla ne yapıcaz” bakışı atar yine.
– Günaydın Kemal nasılsın?
– Sağ olun X Bey siz nasılsınız?
– Hayırdır geciktiniz bu sabah biz telefon açtık ama şirket hattınız kapalı.
“Ya sormayın bir kaza olmuş 60 araç ile 1 metro birbirine girmiş. Akut gidiyor şimdi yaralıları kurtarmaya” demek gelir içinden ama yemeyeceğini, yese bile akşam haberlerinde yalanın ortaya çıkacağını bildiğinden maçlarda öküz böğürmesi olarak kullandığın sesin birden faranjit geçirir, desibeli düşer tek kelime ile işe başlarsın:
– “Kalkamadım”
Aynı nakarat ama biraz daha erken başlıo ötmeye. 6:45 alarm saati zırlıyor, 06:50 ye erteleme. Ulan o beş dakikada nasılda geçiyorum nasılda adeta bi melek gibi uyuyorum ama gel gör ki tuvaletti,gerekirse traştı ki gene özlemle beklemiştim sakallarımın çıkmasını, ilk topsakalım tee gidi günler dedirtir,efendim neyse işte traştı, jöleydi, kravattı 7:15 de durakta olman gerektiği gerçeğini değiştirmez. Her sabah ulan bu sefer daha erken yatacam söz bak yeminle diye başlar ama yaa işte böyle.
Gelecek günler benim için de mi böyle olacak acep? İşe girersem böyle olacağı kesin =)
e gel de okulu bitir şimdi. alarm çalar saniye içinde seri bi hareketle, çok rahat bi şekilde kapatırsın, derse gitmezsin. kimse de sana hesap sormaz vicdanından başka, onu da dikkate almayalı uzun süre olmuştur zaten bu konuda. öğrenciliğin değerini bilmeli…
5.45 te kalkıyom..offfffff..sosyal hayat sıfır a.q…bi hafta sonumuz var ondada goth mudur mesaiye caardi..yaw neden butun mudurler goth olur die bi yazı yazsanızda bende onu yeni aldıgım mail adresinden bizim goth mudure forward etsem?? 🙂
“tosun demiş ki: (22.11.2006)
Gelecek günler benim için de mi böyle olacak acep? İşe girersem böyle olacağı kesin =)”
Hey gidi hey diyorum tosunum. Anlat hele o günlerden bugünlere neler değişti? Hahahaha
6.15ten önce kalkan werdure bu konuda benimle aşık atmasın :))
6:15 den sonra olmasın 🙂 7:40 civarı misalen.
Sistem kanı alıyor bi yerimizden, siz de ben daha geç kalkıyorum diye mutlu oluyorsunuz olm 🙂
Dea cım yeşillikleri mavilikleri çekerken bankamatikten bu söylediğin aklına gelsin. Gider parayı bağış yaparsın fakir fukaraya. Uğraştım çalıştım ama sistemden aldım fakire dağıttım diye sevinirsin. 😀
Robin Hood olup da haber vermiyorsanız, çok ayıp cidden. Marmara’da formasyon öğrencisiyim abiler, bi sakal da bana atın be..
verdur kardeş,
olm mavilere, yeşillere dokunamıyorum bile ne bankamatiği. yatıyor hesaba, ordan kredi kartına, ordan ev kirasına, ordan faturalara… elde kalan hep sıfır… sokayım ben böyle sisteme…
Bunları okuyorum ya öncelikle ikinci öğretim olan bir üniversite öğrencisi olduğum için halime şükrediyorum ama sonra bu okulun elbet birgün biteceği geliyor, üzülüyorum valla.
dea; zamanında yediğin hurmalar döner sırtını tırmalar,telefonu açık bırakma faturan az gelsin. Hepimiz aynı durumdayız dur bakalım çözcez bir şekilde.
Barış; 5 Sene doya doya yaşadım o ikinci öğretimliği, saat 16:00 daki derse bile uyuyakaldım. İnan bana öyle bir tembellikten sonra çalışma hayatı zulüm geliyor.