Kiralık Emlak
Aslında uzun uzadıya bir mizah dergileri yazısı da ben yazacaktım. Ama nalet olsun içimdeki şu üşengeçliğe. Sonra dedim, bari favori çizerlerden yazarlardan bir çeşitleme yapayım daha kısa. Ama lanet olsun içimdeki şu üşengeçliğe.
Sonra, en sonunda Ali Sürengil hakkında yazayım dedim. İşte ne kadar değişik bir espri anlayışı olduğundan, Gırgır’daki köşesini nasıl heyecanla takip ettiğimden, köşesini okumayı bitirdiğimde bir sonraki haftanın bir an önce gelmesini düşündüren tek çizer olduğundan, hatta belki de Kemal Kenan Ergen’den sonra memleketteki en zehir mizahçı olduğunu düşündüğümden falan bahseden bir yazı yazacaktım. Ama nalet olsun içimdeki şu üşengeçliğe. Dedim köşesinden karikatür koyamıyorum, bari iki ufak yazısını ekleyeyim de, belki bir iki kişiye daha zerk ederiz bu zehri. Aşağıdaki yazılar, 2009-36 sayılı (9 Eylül) Gırgır dergisindeki köşesindeki yazılardan iki ufak örnek. Yazdığı “Bilimkorku Öyküleri”nin ayrıca hastasıyım, ancak son bir kaç haftadır es geçtiği için kendisini buradan kınım kınım kınıyorum.
Kiralık Emlak 1:
Üsküdar, Fıstıkağacı’nda 2+1. Bakımlı. Fazla bakımlı. O kadar ki heyecandan yanlışlıkla yerler pimapen (ama çifcam), pencereler laminat parke. Parke bakıyor. Parka. Bi park var ona bakıyor. Bütün odalar ışık alıyor. Güneşler içinde bir ev. Korkunç. Üç güneş alıyor. Ayrı bir dünyada gibi. Kombili. Duvarlar yalıtımlı. Kışın taş çatlasın 160 lira, bütün gün yak! Emir vermiyorum, isteğe bağlı, istersen yakma. Taş çatlasın. Soğuktan. Amerikan mutfak. Türk mutfağına yabancı gibi ama çabuk öğreniyor. İki kira depozit. 18 kira peşin. Maya takvimine göre. Lütfen ciddi olmayanlar aramasın diye numaramı da vermiyorum. Olmaz olsun böyle bir ev.
Kiralık Emlak 2:
Üsküdar’ın en güzel yerinde kombisiz, tesisatsız, otoparksız. Eşyalı. Çantanı al gel. Olmadı başka bir ev bakarız beraber. Ben de başka bir yere çıkmak istiyorum. Heryere eşit mesafede. Üsküdar ışıklara 25 dakika yürüyüş, at üstünde 7 dakika mesafede. Ama Üsküdar’da hangi ışıklara? Sürprizlerle dolu bir ev. 2+1 kutu gibi bir ev. 3 odası karanlığa bakıyor. Banyo balkonda. Amerikan banyo. İtalyan mutfak. Surinamlı komşular. Merkezi ısıtma. Apartman boşluğunda ataş yakılıyor kışınları. Aile apartmanı. Herkes fakir. Komşuluk çok iyi. Başka çare de yok. Kutu gibi bir ev. Açıkçası kutulardan yaptım. Fiyatta pazarlık payı vardır. Ama fiyat yok henüz.
Neyse, dediğim gibi nalet olsun içimdeki şu üşengeçliğe.
Daha 1.5 ay once ev ararken yasadiklarimi hatirladim okuyunca. Onlari yaziya doksem mizah gelistirmeye falan gerek yoktu zaten, oldugumu gibi aktarsam yeterdi ama nalet olsun icimdeki usengeclige, unuttum simdi hepsini.
Oha adam bildiğin yerleşti Kanada’ya. Aile kuracak ev arıyor.
Yahu ev aramak lafin gelisi, aradigim bir adet oda, 40 yasina merdiven dayadik hala ogrenci hayati yasiyoruz.