Laik elitlerden AKP’ye kapatma davası
Minor Asia ülkesinin iktidar partisi Atalet ve Kuluçka Partisi’nin (Yazının devamında AKP olarak bahsedilecektir) kapatılması davasıyla ilgili olarak söylenecek söz bulamamak gibi bir sorunum var. Ne düşüneceğimi, ne söyleyeceğimi, ne yazacağımı bir türlü bilemiyorum. AKP’den nefret etmekteyim. Ve ülkenin geleceği açısından bu iktidardan, zihniyetten bir an önce kurtulmanın gerekliliğini her fırsatta söyleyenlerdenim.
Atatürk Türkiye’si ile olan sorunları, Kemalizm’i en büyük düşmanları olarak görmeleri, Osmanlı özlemi içinde olmaları, çağdaş bir Türkiye değil, ılımlı İslam Cumhuriyeti olan bir Türkiye istemeleri, gözü dönmüşlükleri, ahlak, onur, erdem gibi kavramlara uzak oluşları, tek arzularının Amerikan doları oluşu, tüm siyasi muhteviyatlarını İslam dininden alıyor olmaları, demokrasiyi sadece gerektiği zaman inilecek bir araç olarak görmelerine rağmen demokrasi havarisi kesilmeleri, tek dertleri türbanı kamusal alana sokmak iken özgürlük kelimesini ağızlarına sakız etmeleri, buna rağmen tüm diğer özgürlük ve demokrasi sorunlarına eğilmemeleri, samimiyetsizlikleri, medya ve toplum üzerindeki diktatörce baskıları, ekonomik gelişim yalanları, bu yalanlarını sürdürebilmeleri için tüm kamusal işletmeleri peşkeş mantığı ile satmaları, teknokrasiden, bürokrasiden, diplomasiden anlamaz ve dışa bağımlı tutumları, estetikten uzak belediyecilik anlayışları, milli eğitimi yerle yeksan etmeleri, Unakıtan, Arınç, Hayrünnisa, oğullarının gemicikleri, şirketleri, mısır ithalatları, kaynamış mısırları ve bir milyon tane daha sebebim var iktidarı sevmemek için.
Türkiye için bir tehdit oluşturmuyor diyemem haliyle. Ve Yargıtay Başsavcısı da görevini kötüye kullanıyor diyemem. Ancak beni rahatsız eden AKP’ye haddini bildirmek görevine (yine, yeniden) yargının soyunmuş olması. Saf birseçmen olarak, Türk insanının bu iktidara en büyük dersi seçim sandığında vermesini hayal etmekteydim ancak 22 Temmuz seçimleri ile birlikte umudumu kaybettim. Büyük bir çoğunluğu bilinçsiz olan, cahil bırakılmış, fakir, kredi faizleri arasında boğulmuş bir halktan her şeye rağmen bir tokat beklemekteydim. Giresunluların Cüneyd Zapsu ve AKP milletvekillerini protesto ederkenki sinirli ve pişman tavırlarını sürdüreceklerini, Mersinlilerin bu iktidarı anasıyla beraber evine yollayacağını düşünmüştüm, yanıldım. Şu andan itibaren bu mahkemenin ve/veya olası bir kapatılma kararının sadece ve sadece AKP’ye yarayacağını düşünmekteyim. Yine mazlum AKP filmi sahneleniyor anasını satayım. Hem de tam milyonlarca işçinin sokağa çıkıp, yüzlerine bir tokat çaldıkları günün sonunda.
Aklıma gelmişken, daha önceki türban tartışmasında bana “kendinizi devletin sahibi sanıyorsunuz, şimdi gücünüzü kaybettiniz, halk kendi iktidarını yarattı, kahrolun” tarzı bir cümle sarfeden, beni laik elitler sınıfına sokan bir arkadaş vardı. Okuyorsa eğer, bu yazıyı da TBMM 2. Dönem mebuslarından, sonraları Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği de yapmış olan babama ait boğazdaki yalımdan yazıyorum. Boynumda fularım, ağzımda pipom ve kadehimde 1967 Verdelho Madeira var. Birazdan 5 çayımı içmek için Venedik’e uçacağım.
AKP’nin kapatılması ile ilgili iki kelam etmek için girdim yazıya ama yazının başında dediğim gibi kolay toparlayamıyorum düşüncelerimi. Devamını yorumlar sahasında birlikte konuşalım isterim.
Son söz olarak, her ne kadar “sağlam kurulmuş” demokrasilerde parti kapatmanın yeri olmadığını düşünsem de, demokrasinin kendisini korumak gibi bir refleksi olduğunu, bu süreci yaratanın “laik elitler” değil bizzat AKP olduğunu düşünmekteyim.
Unutmadan Abdurrahman Yalçınkaya Şanlıurfa doğumlu, köylü bir anne-babanın oğlu. Ve hepimiz biliyoruz ki bir anda “laik elit” yaftası yapıştırılacak kendisine. Tıpkı birkaç ay önce köylü olan bana yapıştırıldığı gibi. Devam edin, sizin gibi düşünmeyenleri halktan kopuk elit olarak, rantı tehlikeye düşen kompradorlar olarak görmeye devam edin. Sanki bundan önceki 80 yıl yöneteni halk seçmiyormuş gibi kendinizi halkın iktidarı olarak tanımlamaya devam edin. Sanki yıllarca ülke siyasetine tarikat soslu, mafya soslu merkez sağ partileri yön vermemiş gibi, mevcut ekonomik durumu CHP’ye, Cumhuriyet düzenine, Kemalistlere atfedin. Devam edin, durmak yok…
Can Dündar’ın Milliyet’teki yazısı okunmalı:
http://getir.net/6uw
Bu elit muhabbetini kim cikardi merak ediyorum, Turkiye’de elit diye bir kesim olmadigini en iyi AKP’nin bilmesi lazim. Kendi dusuncesi disinda hicbir goruse saygi duymayan, dinlemeyen, fikrini dikte etmekten imtina etmeyen insanlardan ve ust duzey yoneticilerden bahsediyorlarsa elit degil baska bir isim bulmalari lazim. Bundan rahatsiz olanlarin da ayni seyi 5 senedir yapmasi baska bir ironi tabii.
Kapatmayi sonuna kadar destekliyorum. Bence kapatma davasinin ardindan AKP’nin devami niteliginde kurulacak ilk 5 parti de kapatilacaktir, devami olup olmadigina savci karar verecektir yasasi cikarsinlar. Boyle bir yasa bana su saatten sonra gulunc gelmez cunku mail forwardlarindan iddianame bile yapmislar.
Benim cozum onerim AKP’yi de DTP’yi de kapatsinlar, CHP1, CHP2, MHP1, MHP2 kursunlar, baslarina da Ismet Pasa 1,2,3,4 gecsin. Pasa pasa yonetirler, sirayla iktidara da gecerler, hem birden fazla parti oldugu icin cok partili sistem olur batidan sikayet gelmez.
Referandum falan konuşulmakta. Nasıl olur? Kapatmanın önüne bu şekilde geçebilir mi? Bilmiyorum. Ama bu referandumdan Akp galip çıkacak olursa iş iyice kısır döngüye binecek. Allah sonumuzu hayretsin.
Ben de öyle tahmin ediyorum popo-werdure. Parti kapatmayla ilgili olarak bir düzenleme içeren anaysa değişiklik paketi hazırlanır. MHP de AKP’nin yanında zaten. referanduma gidilir. %70 evet alınır. AKP çok daha güçlü, güçlü olduğu kadar mağdur, mağdur olduğu kadar da mağrur olarak atlatır bu dönemi de… Demokrasinin yıldızı olur yine, yeni, yeniden…
Pek sayın popo-başyargıç ve popo-star, yine mağrur yine güçlü doğdular küllerinden ühühühühü diye ağlaşmak yerine daha akıllı politikalar üretemek mi lazım acaba!
Yüzlerce parti örnek gösterilebilir, zamandında fırtınalar estirmiş ama şimdi esamesi okunmayan. Ama kapatılan partiler hiçbir zaman o partiye oy verenleri tarafından silinmedi. Aaa dersin ki bu devran bana her türlü uygundur. Emin ol sana uygun olduğu kadar herkese uygundur.
Kapansın kapanmasın zerre kadar umrumda değil. Bizde böyle muhalefet, böyle öcücükler varken ne Akp den kurtuluruz ne daha sonra çıkacak türevlerinden.
Hadi rastgele…
herhangi bir anayasa değişikliği bu davayı etkileyemeyeceğinden Mhp-akp işbirliği ile hayal ettiğiniz referandum ve %70lik sonuçlar olmayacaktır.Bunlar Kendini ülkenin sahibi zanneden statükocu ve yasakçı zihniyetin AKP karşısındaki son çırpınışları. Gün oldu salyalarınızla dava sonucunu bekliyorsunuz. Ama Hiçbir şekilde milletin kalbinden o insanları atamayacaksınız.
Yılmaz Özdil’in Hürriyet’teki yazısı:
http://getir.net/gtj
* * * * * * *
Copy-paste ataşesi olduk sanki biz de 🙂