Mecmuanın Sokak Çocukları
Pazarlama çağındayız diyerekten her bir zıkkıma bir slogan, bir vecize, bir motto yakıştırması yapmak lazım. Bu işin amentüsü bu. Sacece “tü kaka kapital düzen” diyerek de dalmayacağım konuya. Elbette bu akımın büyük oyuncusu milyon liralık reklam stratejileri ile kapitalist ajanslar birliğidir. Ama araba markası için, çikolota için üretilen sloganlarla da darlandırmamak lazım hadiseyi. Çünkü daha geniş bir açıdan bakıldığında en bir alt kültür ürünlerinin bile hayatlarını bir motto ve bir imaj ile sürdürdüğünü, ya da en azından bu şekilde güçlendiklerini kabul etmek gerekiyor. Haliyle reklam kötüdür, motto kötüdür, imaj kötüdür demek ortaokullu ergen söylemi olabilir ancak.
Ha ben bu yazıyı neden yazıyorum, bilmiyorum. İletişim konusuna/sektörüne dair hobi düzeyinde bir ilgim var ama ahkam kesecek kadar birikim? I ıh hiç sanmıyorum. Amacım sloganlar, mottolar üzerine konuşmak sadece. Tabii bir de bizim site için biçtiğimiz “Mecmuanın Sokak Çocukları” vecizesini teraziye çıkarmak. Nedir, size ne ifade ediyor, cuk oturuyor mu, ya da alternatifleri ne olabilir gibi gibi…
Nasıl gelişti bu slogan tam emin değilim, ama bir zamanlar tamamen bize ait bir söylem peşinde koştuğumu, uzun uzun düşündüğümü hatırlıyorum. Ama tabii Murphy yasalarından da bildiğimiz gibi, peşinden koşunca değil, koşmayı bırakınca yakalarsın o “şey”i. Benimkisi de öyle oldu biraz.
Böyle, ansızın, düşünmeden, etmeden, pat diye…
Mecmuanın Sokak Çocukları…
Daha iyisi olabilir miydi? Hiç sanmıyorum… Sizce?
Bence “mecmua” kelimesi baskısız tüm fanzinleri simgeliyor bana göre.
Özellikle son birkaç yılda ” ne var olum benimde çat pat ingilizcem var , çeviririm ingiliz sitelerinden , iddaa muhabbetine taraftar sitelerini de biliyorum , karı kız resmi eklerim , hiphop/rock şarkıları eklerim lastfm den , kod bilmeyede gerek yok , bi sürü yere üye oluyosun zaten ayda 120931293 kişi ziyaret etmiş gibi gösteriyor…..” diyerek bu işe atılanların sayıları çoğaldı ve çoğalmakta.
Bir düşünce vardı , “Oğuz Atay” diyeceğim geliyor ama tam emin değilim.
“Bu ülkede küçük ,sıradan hikayeler kitap olmalı. Bir marangoz başından geçenleri anlatmalı diğer marangoz olmak isteyenlere referans olsun diye , ya da bir tır şöförü..”
Bence bu bloglar ,forumlar bu işe yaramaya başladı. Daha doğrusu onbinlerce digital mecmua.
Ben şunu gördüm ki , bu işleri böyle amatör yapmak daha iyi.” De-da yı nasıl kullandım , cümlelerim devrik mi oldu , tırnaktan sonra boşluk var mıydı? , wikipedia da böyle yazmışlar ama doğrumudur ” gibi gerekli/gereksiz bir sürü kural girince işin içine büyü kaçıyor sanki. Bu işi hobi olarak görmek gerekiyor bazen.
Sokak çocuğuyken öyle değilmiydik. Biz kendi çapımızda , amatörce maç yapardık ederdik . Ama iş bilimum idmanyurtlarının seçmelerine gelince ççuvallardık. Çuvallama demeyelim de 22-21 biten maçlar olmazdı orda. O mahalle tadı yoktu. Bir sürü minik Tanju taklidi dolardı seçmeler. Ya da dikkat çekmek içini saçını kazıyan , aslan yelesi yapanlar (Gerçi modaydı aslan yelesi)
Böyle tam toparlayamadım ama toparlayınca eklemeler yaparım.
gravatarrrrrrrr
hıçguzeldeyıldı