Olası İstanbul Depremi
Haftasonu Ege açıklarında olan deprem, kötü anıları canlandırdığı kadar gene soruları da akla getirdi. İki gündür doğru düzgün televizyona bakma fırsatım olmadığı için takip edemedim, ama muhtemeldir ki kanallarda deprem uzmanları tartışmışlardır “Olası İstanbul depremini tetikler mi tetiklemez mi?” diye…
“Olası İstanbul depremi”… Söylerken ne ağır. Hele de 17 Ağustos’u yaşamış insanlara, cehennemi dünyada yaşatan bir laf.
Depremden beridir geçen 15 senede televizyonlarda defalarca izlediğimizden sebep, hepimiz biliyoruz ki, o beklenen “Olası” İstanbul depremi bir gün yaşanacak. Ama yarın olacak, ama seneye olacak, ama 5 sene sonra olacak.
Peki o depremde neler olacak? Gene binalar çökecek. Gene insanlar depremden sonraki günlerde sefil olacak. Gene daha az eşit olan kimilerimiz aylarca, hatta belki senelerce evsiz yurtsuz kalacak.
O zaman belki yaşarsam ben, kurtulamazsam bir başkaları ama elbet birileri şunları diyecek, “Kardeşim, devlet bu depreme yine ve hâlâ neden hazır değildi?”. O zaman sen de yine çıkacaksın, o kaknem cümleleri gene kuracaksın “Acılarımız taze, şimdi zamanı değil!” minvalinde.
Sana, “Her kuş tamamdı da, bir dere yatakları mı kaldıydı toplu konut dikip insanları ölüme gönderecek?” diye sorduklarında; gene insanları nekrofiliyle, ölüler üzerinden siyaset yapmakla suçlamayacak mısın sanki?
Birileri diyecek ki, “Yahu, zamanında deprem kaçış alanları diye bir fikir vardı, oralar neden Toplukonut oldu, AVM oldu?” Sen yine suratında aynı bet ifadeyle çemkirecek misin “Bunlar hükümeti yıpratma çabaları!” diye?
Gene soracaklar, “Senelerdir, ülkeyi iki kere kuracak kadar vergi toplandı bizden, nerelere gitti o paralar? Çıkarın şimdi ortaya da amacına hizmet etsin!” Sen yine arsızlığa, pişkinliğe vuracaksın, değil mi; “Kardeşim duble duble yollar yaptılar ya işte sana, size de iyilik yaramıyor” diye, ve üstelik o duble yolların da yapboz gibi dağıldığını bile bile…
Soma’dan önce, daha o felaket yaşanmadan önce, söylenecek sözleri söylemek isteyenlerin ağzına tıktınız. O saymakla bitmeyecek milyarlarınızdan bir Allah kuruşu eksilmesin diye, o garibanları göz göre göre ölüme gönderdiniz. Ondan sonra da, buna ses çıkaranın gırtlağına çöktünüz.
O gün geldiğinde bunları diyen olacak. Seninse, aklına hiç gelmeyecek bunların ölüm üzerinden siyaset olmadığı; hiç düşünmeyeceksin bunların ölümlerden çok önce defalarca söylendiği. İsyan edip bunları sormak zaten hiç aklına gelmeyecek, bugün de sorgusuz teslimiyetle biatından aklına gelmediği gibi…
“kentsel dönüşümün önünde duran çapulcu geziciler ve onların paralel işbirlikçileri hükümetimizin depremle ilgili gerekli adımlarını atmasına engel olmuştur”
twitter’da gördüm, doğruluğu teyide muhtaç ama türkiyede 400 bin’i istanbulda olmak üzere satılmayı bekleyen 1 milyon ev varmış.