Olsun
çocuk düşlerimiz yok artık…
Arşive koyalım dursun diyerekten yazıyorum bu yazıyı. Bayılıyorum sinemada alkol reklamı izlemeye. Yeni Rakı’nın şu reklamı da benzerleri gibi güzel, naif ve alabildiğine davetkar olmuş. İzleyin bakalım, rakı içme isteğiniz tavan yapmayacak mı?
Ahh be Metin Akpınar, neden bir albüm yapmadın ki zamanında. Rakının yanına meze yapardık, seni Papatyam‘la değil, o albümle anardık. Zeki Alasya, o ne güzel bir uyanmadır, o nasıl “ne yapıyor lan bu” bakışıdır abiciğim. Neyse, Akasya Durağı geliyor aklıma, susuyorum. Orta direği anlatan bir Türk filmi klişesi olarak duvardaki Fenerbahçe posterleri gözlerden kaçmıyor. Boşuna değil “Fenerbahçe halkın takımıdır!” dememiz. Coşkun Sabah bu ne güzel…
Küreselleşen dünya rock müziğini kolay tüketilen bir olgu haline getirmekle beraber rock patenti altında bir solukta dinlenip kenara atılan albümlere sıkça rastlar olduk. Kültür emperyalizmi plak şirketlerini olmazsa olmaz,yapımcıları da bu furyanın baş aktörü haline getirdi. Popüler kültürün yarattığı akımla bir ekol oluşturulmaya çalışıldı ve bu ekolün içinde rock olmalıydı.
Carteeeel bir numara en büyük, cehennemden çıkan çılgın Türk! 25 yaşında yüzbinlik araba, nereden geldi bu para en iyisi sorma! Nesini soracaksın zaten demiştim bu şarkıyı ilk kez dikkatle dinlediğimde. Ne var lan, adamın parası varmış almış işte. Yaşım herhalde 12 miydi neydi, bir o kadar daha geçmesi gerekti 25 yaşında 100.000 lirayı kenara koymanın ne anlama geldiğini anlamam için. 25 yaşıma gelip de değil…
“ölüyorum tanrım bu da oldu işte. her ölüm erken ölümdür biliyorum tanrım. ama, ayrıca, aldığın şu hayat fena değildir… üstü kalsın…” (Cemal Süreyya – Üstü Kalsın) İri kemikli Dellez, okulların kapanmasıyla birlikte soluğu bizim memlekette alırdı. Ve bu yaz kuraklığı misali uzun soluklu ziyaretlerinden birinde de yanında Grup Vitamin kasetleri ile gelmişti. O an, eminim şahsi matriximde dalgalanmaya sebep olmuş, bir iki ajanı huysuzlandırmıştır. Kaç…
Özünde müstesna bir dostumuzun eskittiği yaşının yerine yenisinin gelmesinin coşkusuydu bir araya gelme sebebimiz. (İsimlerini vermekten imtina edeceğim) bir kaç FasulyedenKom yazarının da içerisinde olduğu, yerlisiyle yabancısıyla detone bir topluluktuk cumartesi gecesi. Madem aramızda güzel sesli bir insan evladı yok, neden mumları karaoke bir barda üflemiyoruz olarak şekillendirilmişti çoktan yazıya konu gece. En bet sesli ben olduğumdan ve elbette bu durumu engellemek gibi bi kudretim…