Olsun
çocuk düşlerimiz yok artık…
“Blues köklerdir, geri kalan her şey ise meyveler…” demiş William James “Willie” Dixon. Haksız da sayılmaz baba. Bugün dinlediğimiz müziklerin çocuğunun Blues’tan evrimleştiğini düşünecek olursak, köklere saygıda kusur etmemek lazım. Bunun için de ne yapıyoruz sevgili FasulyedenKom ahalisi? Ara sıra kendimizi Blues’un şefkatli kollarına bırakıyoruz.
İbrahim Tatlıses bambaşka bir adam, bir fenomen. Çok da güzel şarkıları var. Hatta “Dertler Derya Olmuş”u rahatlıkla favori şarkılarımda zirvelere koyabilirim. Ama şarkı ne kadar güzel olursa olsun benim bu adamdan tiksinmemi engelleyemiyor. Tiksinmek duygusal bir his tabi. Ama hadisesinin mantık yönü de eksik sayılmaz. Bu adamın bu kadar rezalet işler ortaya koyduğu bu son demlerinde bile bu kadar gündemde olmasına, bu kadar çok para…
Gece yürüyorum…Geceyarısını geçeli ne kadar olmuş? Çok değil sanırım. Hava soğuk ama dayanılmayacak kadar değil. Yurt binasının önüne gelmek üzereyim muhtemelen laboratuvarlardan dönüyorum, P’nin önünden geçiyorum, O binasının önüne geliyorum, birden ürperiyorum, boğazıma değen soğukluğu hissediyorum… Keskin bir şeyler hissediyorum boğazımda, aslında bakmaya cesaret de edemiyorum ama bakmadan da ne olduğunu anlayabiliyorum… Bir el de uzanıp ağzımı kapatıyor usulcacık, ben zaten tepki vermeye çalışmayacağım. Aklıma…
RockIstanbul 2005’de sahnede Ceza adlı şahsiyet, Kiraç’a düz gitmis. Küfürü basmış. “lan kıraç, toprak hiç para eder mi, lafını bilmeyen it bu rep’i yer mi? kıraç bir dünya hiç demek, öküz gibi anırıp ayı gibi geğirmek, gö*ünü si*eyim kıraç ” * * * Cok basitçe, elektrik işciliği ile övünen “emekçi bünye” reklam yıldızı olunca taşşağını geçtiği starlık müessesinin o eşsiz haysiyetsizliği ile kendi halindeki, ya…
Arşive koyalım dursun diyerekten yazıyorum bu yazıyı. Bayılıyorum sinemada alkol reklamı izlemeye. Yeni Rakı’nın şu reklamı da benzerleri gibi güzel, naif ve alabildiğine davetkar olmuş. İzleyin bakalım, rakı içme isteğiniz tavan yapmayacak mı?
Haluk Bilginer‘in “Sen de başını alıp gitme, ne olur”u ile başladığımız seriye bir başka güzel adamla, Olgun Şimşek‘le devam edelim. Şimdilerde oynadığı Kapalıçarşı dizisinde söylediği bir türküden bahsediliyor sürekli; diziyi izlemedim, türküyü dinlemedim ama, şu aşağıdaki “Ellerim Bomboş” performansı ile beni mest etti. İlk dinleyişinizde belki yabancılık çekeceksiniz, ben çektim; ama birkaç tekrardan sonra bu arabesk sosu katılmış versiyonu hafızalardan silinmeyecek. senden ayrılmadan önce bilmiyordum…