Pirzola
Bugün bayiden Penguen’le Uykusuz’u alırken epeydir mizah dünyası hakkında kalem oynatmadığımızı farkettim. Kısa kısa, nedir son zamanlardaki düşüncelerimiz bir paylaşayım istedim. Bu yazıda yeni dönem dergilerle alakalı bir şey yok yalnız, o da eksiğimiz olsun. Hatta varsa alıp okuyan, seviniriz yorumlarını dinlemekten.
Bu iki dergi ortak anlaşma imzalamış gibi uzun zamandır ortak kapak konusu ve hatta cümlesi seçiyorlar. Tamam gündem de yapacak bir şey bırakmıyor ama gene de biraz farklılık iyi olucaktır diye düşünüyorum, ki bu haftaki farklı mesela. Yazmama sebebiyet veren nokta da buydu. Dergiler arası tekrardan dergi içi tekrara geçersek, Alpay Erdem’in çoğu geyiğinin sonu geldi artık. Stand-up’ında da yıllardır anlattığı otobüs yolculuğunu geçenlerde yazmıştı, dedim yeter. Gene de mizahını seviyorum, okuyunca en eğlendiğim köşelerin başında geliyor ama o döngüyü kırıp yeni şeyler de üretmek gerek. Penguen’den başladık ordan devam edelim. Kenan Yarar’ın küçük sayko hikayelerinin her zaman başımızın üstünde yeri vardır. Ersin Karabulut neden bıraktı bu tarzını anlayamadım, hala “lise sırasında aşık olduğum kız” veya “yazın çiftliğe giderdik, eşeğin çükünü gördüm, benimle alay ettiler” kıvamında yazıyor. Bitmedi mi be arkadaş? Ezikliğin ansiklopedisini yazdın. Lombak’ı Ryan Giggs olarak görüyorum. Absürd mizahta Can Barslan ve Fatih Solmaz ekolünün her daim yanındayız. Son 15 seneye baksak, aynı geyiklerden üretilmiş bir sürü benzer karikatürlerini bulabiliriz ama canları sağolsun. Konu Salağı’nın muadili Patates Baskı ise bitebilir, dergiye kattığı bir değeri yok gözümde. Genco’nun Yalan Dünyası gibi efsane bir arkası yarın öyküsünün yandan yemişi Ortam neden türemiştir mesela? Detay adamıyım, hayatın ayrıntılarıdır benim işim demenin tek yolu ortamın eziği pozisyonundaki bir karakterin maceraları demek değildir ki. Doğan Güneş’in Oda Isısı her hafta illa ki kafayı yedirtiyor, başarı oranı en fazla olan çizer diyebilirim Kenan Yarar’la beraber. Barış Atar’ın küçük kareli Görgüsüz ve Mini Çakal’ları da hoşuma gidiyor, akmasa da damlıyor minvalinde gülümsetiyor. Cem Dinlenmiş’in köşesi derginin tam ortasından katlandığı için direk negatif enerjiyle başlıyorum köşesine ve bir an evvel bitsin diye koşarak okuyorum. Böyle de manyak bir kriterim var. Diğer malum demirbaşlar olmasa dergi çıkmayacak nerdeyse. Seyit Ali’nin yemek tarifleri insanın ufkunu açıyor da her boka da fesleğen, maydonoz, dereotu konmaz ki be kardeşim, yiyen var yemeyen var. Keyfimize göre bir değerlendirme yaparsak Penguen için;
Her Daim Kral: Kenan Yarar, Doğan Güneş
Alınma Sebeplerİ: Alpay Erdem, Kaan Sezyum
Genç Yetenek: Cem Dinlenmiş, Seyit Ali Aral
Umudumuz Sarıkayamız alemin kralı pozisyonunu sürdürüyor camiada. Nazar değmez inşallah, Yiğit Özgür gibi düşüş trendine girmez. Yarım sayfalık hikayeleri de açmaz oldu artık, ilacı nedir bilemedim. Emrah Ablak’ın da yine bol küçük karikatürlü zamanını özler olduk şimdikinden şikayetçi olmasak da. Ersin’in tekrarından bahsettik yukarda, ya peki Otisabi’nin, ya peki Oky’nin aynı sularda ellibin kere yıkanmaları? Kız kaldırıcak başka yöntem kalmadı piyasada. Burak da İpek’in tangasına bakmaya doyamadı. Yılın genç yeteneği ödülü Fırat’ın katkılarıyla Uğur Gürsoy’a anasının ak sütü gibi helal olsun. Faik’te de kendimizi görüyoruz, mutlu oluyoruz haha. Ta Kemik’te ilk çizdiği zamandan beri bu çocuk olacak dediğimiz Cihan Ceylan oldu artık diyebiliriz, köşesinde çeşitlendirmeye gidicek mi yoksa yıllar yılı aynı modeli mi kullanıcak görücez. Memo’nun İddia Ediyorum’ları beni başka dünyalara götürüyor yeminle, hatta ordan aldığım gazla hayal gücümün genişlediğini farkediyorum. Siksok’taki tekrarlarını görmezden geliyoruz hatrına. Şizofren’le Deniz Ensari tam festivallerin kısa filmi veya salatanın üstündeki zeytin tadında. Politik karalama olarak dergiyi yürüten, tespit odaklı hayat hikayeleriyle de iyi iş çıkartan Fırat Budacı’nın derginin adını ilk kez duyduğumuz yeni transferden ilk 11’in değişmez oyuncusu oluşunu heyecanla izliyoruz. Anti Klişe Timi ve İki Devlet Memuru tamam da abi, şu Goril ölsün artık be Cengiz Üstün, yanlışsam yanlışsın de. Al sana gerçek klişe, VÖ de eski VÖ değil be, bozdu bozdu.
Her Daim Kral: Umut Sarıkaya, Emrah Ablak, Memo
Alınma Sebepleri: Yiğit Özgür, Fırat Budacı
Genç yetenek: Uğur Gürsoy, Cihan Ceylan
Eski Lemanyak, ondan daha yeni Lombak gibi aylık takip edeceğimiz güzel bir şey çıkarmaları lazım artık. İçimde ukdedir yıllardır. Yeni dergileri başta da dediğim bile bilemiyorum, suçluyuz cezamıza razıyız.
Fasulyeden Mizah Dergileri Aşıkları size pirzola değerinde olan gülmeye giden yollardan birini değerlendirdi, saygılar.
evet, imla hatalarını düzeltmesi için sahneye dellez’i davet ediyoruz?
Ben kendisine konu hakkindaki yazimla cevap verecegim…
Ben başlığı anlamadım misal? Neden pirzola?
Son cumleye bakarsan anlarsin. Hic mi pirzola benzetmesini duymadin lan cahil ulusalci?
Valla duymadım lan… Ömrümde pirzola yemişliğim de yok hatta. Ulusalcı adamız, iktidar sofralarında yer bulamadık ki kendimize… Varsa yoksa türlü, pilav, cacık filan…
tekrar okudum da noktalamada hatalar çıkabilir doğrudur, düzeltilmesinden hoşnut kalırım hem de öğrenmiş oluruz. eskiler der reşo, gülmek pirzola yemekle eşdeğerdir diye. hıçkırmak=türlü, aksırmak=kızartma geyiklerini de şimdiki gençler yapıyor.
Neyse, yazinin anafikrine donecek olursak, cogu konuda katiliyorum sana. Sadece katilmadiklarimi yazayim, tekrara girmeyelim.
– Tekrara giden cizerler konusunda elestiriler sert olmus.
– Can Barslan tamam da, Fatih Solmaz absurd mizah degildir. Solmaz bildigin normal mizahtir.
Kendi tespitlerime gelecek olursak, Kenan Yarar’in Penguen’de degil Lombak’ta cizmesi lazim. Haftalik dergiden cok aylik dergi konseptine daha cok uyuyor bence cizdikleri. Ya da L-Manyak’tan kalma aliskanlik, bilemedim.
Yigit Ozgur, cok hizli cikisinin ardindan, ayni hizda dususte bence. Hic de oyle barutu bitecek bir tip gibi durmuyordu, ama su anda goruntu oyle. Ayni sey, Ugur Gursoy icin de gecerli. Firat inanilmaz tuttu kisa zamanda, ama devamlilik onemli. Bir hafta ciziyorsa, obur hafta cizmiyor Firat’i. Ha bu konuda cikabilecek esprileri tuketti mi yoksa diye dusunuyorum bazen. Insallah oyle degildir. Cengiz Ustun’un gorili icin de gecerli bu. Tamam bir iki tuttu ama nereye kadar. Misal AEYIDMM serisinde, espri tukenmek bilmiyor, ona devam etmek mantikli, ama Goril Abi serisini bitirebilir eger boyle devam edecekse. Yine de “Amina bile korum” karikaturunun hatrina bende sonsuz kredisi vardir, onu da soyleyeim.
VO, bosandiktan sonra bir garip oldu. Cok durgunlasti.
Son duzlukte, Emrah Ablak’in gecenlerde serisini yaptigi motorla orta dogu turu, inanilmazdi. Dusunsenize, birisi hayattaki en buyuk fantezinizi yasiyor ve size anlatiyor. Okurken aglayacaktim.
Emrah Ablak’in gonlumdeki yeri apayriydi zaten, bilen bilir. “Her daim kral” listen, o yuzden nokta atisi olmus. Topragim Sarikaya, Emrah Ablak ve Memotem Belcizer uclusu, hayat boyu basari odulunu alirlar benden.
bu arada link verdiğin yazıya gittim, sen de pirzola kelimesini kullanmışsın 🙂 mutlu oldum lan. senede birkaç mizah dergisi yazısı iyi geliyor.
Yaş 5 falan… Çek yat mıdır, koltuk mudur, kütüphane midir nedir bilemediğim o mobilyanın kapaklarından birini açmam. Üzerime dökülen Zagor Tenay’ların, Teks Viller’lerin, Kaptan Swing’lerin yanında bulunan biraz daha büyük Fırt ciltleri ve daha da büyük Gırgır’lar. Utanmaz Adam “Ebüvveee”, En Kahraman Rıdvan, Yavlum Mithat ve Avni sevgisi. Fırt’ın içinde kalabalık çizimli kapaklar vardı. Sabahtan akşama kadar onlara bakıp, gülerdim. Bir de hatun kişilerin edep yerlerini kapatan tipler vardı arka sayfalarda.
Akabinde Pişmiş Kelle, Hıbır, HBR Maymun, Leman satın almalar, biriken fasiküller. Ergün Gündüz ve Hasan Kaçan. Kenan Yarar’ın Melankomik kitabına hikaye olan muazzam çizimleri de o zamanlara denk gelir. Bir aile büyüğünün cinneti ve odadan taşacak kadar ortamı dolduran once dergiyi atması. Benim üzüntüden günlerce ağlamam, hala konuşmam o pezevenkle… Öyle aile büyüğünün ben… Sonra aylık yayınlar, iyice yükleeeen. Penguen, Fermuar, araya nice gelip geçenler ve Uykusuz.
Şimdi çizerler hakkında tek tek düşündüklerime girsem, bu post bitmez. Hem zaten duayen miyim lan ben? İyidir mizah dergileri. Oğuz ve Tekin Aral ağabeyler de nur içinde yatsınlar. İyi de Fenerbahçeliydiler…
O kitaplığın resmini de buldum o arada. Cahil zamanlarımızda “Okunur mu lan bunlar?” diye bakıyormuşuz.
Nerede lan çizgi romanlar?
barış uygur da alpay erdemin 2 level aşşağısında derim ben. kötü kopyası demek ağır olur belki ama bi şeyler eksik
len birak, baris uygurla alpay erdemin hic bir alakasi yok, ne tarzi benziyor ne icerigi…
Vaayy, mizah camiasında ağır giderler…
bu camia adamı ipe götürür, ipsiz getirir.
ben de alpay erdem ve barış uygur’u çok benzetirdim fakat benzemiyorlar. dikkat ederseniz çok farklı iki tarz. sırf öyle tek tek konulardan oluştuğu için benziyor diyemeyiz. onun dışında kral dediğin umut’un esprilerini okumaktan artık eskisi kadar keyif almıyorum onu da berilteyim. yiğit için söyleyecek çok bişey yok, durgunluk dönemine girdiği dogru ama hala kalitesi çok yüksek. ersin için ezikliğin kitabı demişsin de uykusuz daki yazılarıyla penguende yaptıklarını kıyaslarsan anlarsın ki hiç de ezik muhabbeti yapmıyor artık. adam olgunlaştı olgunlaşmaya da devam ediyor, eziklik anlatıyor yok eşek görmüş ona güldüler filan dersen yüzeysel bakmış ve ezbere konuşmuş olursun. ayrıca ersin tarzını değiştirmedi. o hikayelerii lombakta çiziyordu penguende değil. şu an lombakta çizmiyor uykusuzda da tabii ki köşesini çizecek. oky ve otisabi için de aynı durum. ne yapsınlar yani adamlar tarzlarını mı değiştirsinler? ne bekliyorsunuz ki? burak ipeğin tangasına baktı diye sıkılıyorsanız okumazsınız olur biter tek bir kişinin fikrine göremi yazıcak çizicek? bu arada cem dinlenmiş de çok iyi bir sanatçıdır gözümde. sırf politik olan köşesi her şey olur bile o dergiyi aldırır.
ersin o hikayeleri sadece lombakta değil, uykusuzda da çizdi ara sıra. şimdi bir insan dile kolay 7 sene sonra hala lisedeki kızın donuna hangimiz bakmadık ki muhabbbeti çeviriyorsa olgunlaşma adı altında değerlendiremem ben bunu. yeraltı öykülerine daha fazla ağırlık vermesini tavsiye etmemde ne gibi bir rahatsız edici yön var ki ayrıca? şahsi görüşüm işte, sıkıldım onun eziklik kısırdöngüsünden bu kadar basit. beni benden alan eleştirin ise, bir tek kişinin fikrine göre mi yazıcak çizicek demen. ne alakası var? burda fikir paylaşıyoruz, yorum yapıyoruz. okumam olur biter demek yerine neden okumaktan sıkıldığımızı anlatıyoruz. fena da yapmıyoruz hani.
dellez nasıl benzemiyor allaşkına gerçi bi süredir pas geçiyorum kendisini ama tarz olarak çok fazla alpay erdem esprisi var, çok defa hatırlıyorum alpay erdem esprisi lan bu dediğimi adamı okurken. oky ve otisabi kısmına ise sonuna kadar katılıyorum cana dergiyi alıp eve giderken okuyorum mutlaka onları ki zaman kaybı olmasın
sıkılmış olabilirsin ama sen sıkıldın diye adamın köşesini değiştirmesini bekleyemezsin. sadece okumayı bırakırsın. eziklik kısırdöngüsü dediğine bende dahil birçok okur öyle bakmıyor bu dergiyi yeni okumaya başlayanlar da var onlar için yazmaya devam edicek tabi. sen 7 sene okuduysan bırakırsın başka şey okursun. herkes herşeyden sıkılır ben de avrupa yakasından sıkıldım ve izlemiyorum. ama demiyorum ki değiştirsin. profesyonel bu adamlar, ne yaptıklarının gayet farkındalar bunu görün artık. barış uygur alpay erdem benzetmesine çok şaşırıyorum demek ki bi insan tek tek konulardan oluşan yazılar yazıyorsa alpay erdem taklidi oluyormuş. barış uygur ekonomiden politikaya kadar her konuda yazan bir insan. alpay erdem bisikletinrden ve teyzelerden başka ne anlattı?
Barış Uygur’un, -Eskişehirli olmamasına rağmen Eskişehirsporlu olması- hakkında bilgi verecek biri var mı? Neden Eskişehirsporlu çok merak ediyorum.
Penguen Çocuk var bir de, uzunca süredir orta sayfanın sağında, ortak üretim.
“Gelen olursa satranç oynuyoruz”
ersin karabulut, bu hafta değiştirmiş köşesini. bu adamlar profesyonel ne yaptığını bilen adamlar, size danışmayacaklar tabii ki diye beni eleştiren arkadaşa selam olsun 🙂
dostum, adam kösesini degistirmisse bunu kendi istedigi icin yapmistir, senin onun bunun elestirileri icin degil. ve yine soyluyorum tabiiki ne yaptiklarini biliyorlar. sandik icini 10 yil cizse 10 yil okuyacak binlerce adam bulurum biride benim. ama takdir ona kalmistir istedigini yapar. ben söyle yapsin bunu cizsin bunu cizmesin diye yirtinilmasina laf soyledim cünkü o dergideki hicbir yazar cizer bu isi sizden daha az bilmiyor. mesleklerini mi ögreteceksiniz adamlara? benden de sana selam olsun.
Eleştiri yahu, alt tarafı eleştiri. 🙂
dogru aslinda 🙂