Tayyip Erdoğan’ın Feryadı
Ben Szukam Ciebie‘de gördüm, o da FriendFeed‘de görmüş. Orada paylaşan kişi de BirGün gazetesinde görmüş. Size soran olursa, siz de Fasulyeden’de gördünüz, tamam mı çocuklar? Gazete metinleri aşağıda… Tık tık tık…
O bir zamanların başbakanıydı… Türkiye’nin en zengin adamıydı… şimdi kimse yüzüne bakmıyor…
Batsın Bu Dünya!
Uzun zamandır sesi soluğu çıkmayan recep Tayyip Erdoğan’la Tophane Tayfunspor Lokali’nde konuştuk. Hayli yorgun ve bitkin görünen Erdoğan ilerleyen yaşına rağmen bizimle uzun bir sohbet etti.
Ben bu ülkenin başbakanlığını yaptım. Şu insanoğlu çiğ süt emmiş. Oylarım düşüp bir kenara atılınca yanımda kimseler kalmadı. Ardından felaketler geldi. Önce Karadeniz’de gemiciklerim battı. Yetmedi, damatlarımla bozuştum. Ellerimle pirzola yedirdiğim, pırlanta gibi bir ortağım vardı. Çekleri üzerime bırakıp Afrika’ya kaçtı.
Gülme komşuna gelir başına derler. Zamanında fakir fukaraya çok gülmüştüm. İşsizlik diyeni azarlamış, yoksulum diyene küfretmiştim. Nereden geldiğimi unutup, çıktığı kabuğu beğenmeyen biri haline gelmiştim.
Eskiden Türkiye’nin en zengin adamıydım. Yoksulların çok ahını aldım, ezilmişlerin çok ahını aldım. Kendim ettim, kendim buldum.
Birgün Gazetesi’ni tebrik ederim. Siz dün neyseniz, bugün de öylesiniz. Delikanlılığı hiç bozmadınız. Her zaman yoksulun, ezilmişin yanında oldunuz. Düşenin dostu olmaz bilirdim. Meğer siz varmışsınız. Nerede o yandaşlarım, vefasız arkadaşlarım?
Eski gazete patronlarından Aydın Doğan’la Gültepe’deki gecekondusunda konuştuk.
İyi ki kız babasıyım
Bir zamanların dev medya patronu Aydın Doğan’ı Gültepe’de ortanca kızının evinde ziyaret ettik. Yıllardan sonra karşısında gazeteci gören Doğan, çok duygulandı. Ardından şunları söyledi:
“Varımı yoğumu tükettiler. Beni bu hallere düşürdüler. Eski gazetelerimden kimse arayıp sormuyor. En zor günlerimde derdimi bir tek Birgün’e anlatabildim. Herkes düşene bir tekme vuruyor. Sadece Birgün düşenin sesini dinliyor.
İyi ki kız babasıyım. Kızlarımın yanında ömür tüketiyoruz. Bir de damatlarım lokmaları saymasa çok memnun olacağım. Yaşlılıkta her şey batıyor. Buradan Birgün Gazetesi okurlarına seslenmek istiyorum. Siz çok önemli bir güçsünüz. Lütfen bana sahip çıkın.
Küçük kızımı sendikaya geçtiği için işten atmışlar. Kızım yılların basın emekçisidir. Bu medya patronlarının gözü dönmüş. Hiç mi acımazlar? Bu kız, o parayla kendi çoluğu çocuğunun yanı sıra bizi de geçindiriyordu.
Sendikaya düşman, işçiye düşman. Yahu senin bir ihalede kazandığın parayla milyon tane işçinin karnı doyar. Ama yok böyle bir şey. Doymak yok… Hep bana, hep bana.
İşte koca Aydın Doğan olarak karşınızdayım; Bir zamanlar kral idim Mısır’a, şimdi kaldım çuval ile hasıra…
Bir zamanların ünlü Maliye Bakanı Kemal Unakıtan vergi politikalarına isyan etti. Unakıtan çalıştığı tatlıcıda düzenlediği basın toplantısında sadece Birgün vardı.
Canımdan da vergi alın!
Bir zamanların Kemal Abi’siydi. Para, güç, iktidar, hepsi ondaydı. Kemal Unakıtan’ın Eskişehir Mazlumlar Tatlıcısı’nda düzenlediği basın toplantısında sadece Birgün vardı.
“Değerli basın mensupları, ben bir zamanlar kendimi Kaf Dağı’nın tepesinde sanırdım. O zaman olsa sizi tanımazdım ama bakın, siz beni bu halimle tanıdınız. Allah Birgün’den razı olsun. Siz hep yoksulum çaresizin yanındasınız. Sesimi ancak sizin sayenizde duyurabileceğim.
Siyasette gözden düşünce çoluk çocuk ticarete devam kararı aldık. O zaman gördük ki, bu vergilerle iş yapmak mümkün değil. Kazancının yarısı vergiye gidiyor, o vergiler de birilerinin zulasına doluyor. Böyle utanmazlık olur mu?
Seçim zamanı bir kuruş vergi indirimi yapıyorlar. Seçim biter bitmez o verginin üç katı zam geliyor. Vay uyanıklar vay. Yazıklar olsun vatandaşı böyle vergi yükü altına sokanlara…
Bir de bana taktılar bunlar. Ağzımı açtım maliyeciler incelemeye aldı, kaşımı kaldırdım hesaplarım kontrol edildi. Sadece bana değil, çalıştığım firmalara bile illallah ettirdiler. Bunlar maliyeci filan değil bildiğin ejderha. Bir canım kaldı, ondan da vergi alın bari.
İflas ede ede bugünlere geldim. Hey gidi hey…
Bizim bir Topbaş vardı, onu razı edip Eskişehir’de 10 tane tatlıcı birden açmıştık. Hep bu Mazlumları yok etmek için. Fakat bu iehre bizim tatlılar acı geldi. Battık. Ortağımla da papaz oldum. Sokaklara düştüm. Allah’tan yine Mazlımlar bana sahip çıktı. Gençler birer muhallebi yiyin bari de masa boş kalmasın…
mhuahua bunları bize de uyarlasak ya 🙂
Bir zamanlar FasulyedenKom’un en ilginç ve renkli yazarlarından olan Ulvi Can Oğlan, kendisini yıpratan onca yılın ardından açtığı kişisel bloguna hit çekmek için pornografik içerik paylaşmak zorunda kaldığını, blogunun emmeli gömmeli video çöplüğü haline geldiğini, hit alabilmek için durmadan spam yaptığını buna rağmen hiç kimsenin kendisine ilgi göstermediğini söyledi. Bu hallere düşmesinin nedeni olarak da FasulyedenKom editörü dea’ya acilen göndermesi gereken bir maili göndermemesini, bu duruma çok sinirlenen editörün ise sitedeki yazarlığına son vermesini gösterirken, gözyaşlarına engel olamadı.
At lan şu maili…