![fasulyedeni babam öldürdü](https://www.fasulyeden.com/wp-content/uploads/2024/05/ahmet-ozal-babami-kim-oldurdu-large-2.png")
Tebrikler Orhan Pamuk
Ödülün ne akla hizmet, hangi seçici nitelikler ışığında verildiğine dair pek bir bilgim yok açıkcası. Daha önce kimlere verildi, bu adamlar dünya penceresinde hangi saksıda çiçek açıyorlardı bilmiyorum. Edebiyat dünyasına pek te aşina değilim.
Ancak beni rahatsız eden başka bir şey var bu hususta.
Orhan Pamuk bugün CNN canlı yayınına katılmış. CNN Türk’de izledim simultane çeviri ile. Çeviriye göre, CNN spikeri Pamuk’a Fransa’nın bugün meclisinde onayladığı yasa ile ilgili bir soru sordu. Bugün çok önemli bir oylama vardı Türkiye için giriş cümleleri ile birlikte. Orhan Pamuk’un cevabı da, yine sümultane çeviriye göre şu oldu “Bu konunun altını çizmek istemiyorum, ben fikir ve düşünce özgürlüğünü sağlamış bir Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde yer almasını ümit ediyorum.”
Yerim senin ümitlerini diyesi gelmiyor mu insanın? Büyük bir kitlenin “aydın” dediği bir Orhan Pamuk var ortada. Bir aydın nasıl olurda birbirinin neredeyse aynısı iki konuda özne Türkiye ise sloganvari bir şekilde ahkam kesebiliyor da, özne Fransa olunca bu konunun altını çizmekten itina ile kaçıyor?
Aydınlık bu mudur?
Butun arkadaslarim tebrik etti buralarda, bir kismina aciklamaya gucum yetti bir kismina aciklamayi canim istemedi. Canim sikkin, ulke icin cok onemli bir gun ne olursa olsun Nobel saygin bir odul, ama ulkemin insani odul aldi diye sevinemiyorum. Bu odulun politik olmadigina inanamiyorum, cok yakim bir sevdigimden aynen aktariyorum”aklimdan butun kitaplarini geri gondermek al naparsan yap demek geliyor”.
Burukum, ulkenin tanitimina bile sevinemiyosun, arkasindaki olaya sinirden, fonda nihat genc’in orhan pamuk hakkindaki gorusleri,
Akil amaca ulasma becerisidir,
Gerek yetenegi gerek akilini takdir ediyorum Orhan Pamuk’un ama
“ben eserimi yaratırken yeterince ödül aldım. nobel bana bir şey katmaz, tam aksine beni aşağıya çeker. nobel ödülü, tanınma peşinde olanlar içindir. ben yaptığım her şeyi severek yaptım, en güzel ödül buydu.”
jean paul satre.
Ustad soylemis bisey eklemeye gerek yok.
bilgiye: yazı içeriği değiştirildi…
Ben AB’ye girmek için değil insan gibi yaşamak için işkencenin, kültürel baskıların, şiddetin olmadığı, din eğitiminin zorunluğu olmadığı bir ülkede yaşamak istiyorum. Ne olursa olsun fikri dile getirmenin serbest olduğu bir ülkede yaşamak istiyorum.
Bugüne kadar binlerce kişiye işkence yapan, yargısız infazlarda yüzlercesinin kafasına sıkan, boktan resimler yapıp tv’lerde sırıtan, tonton amca imajı pohpohlanan cuntacıların, her ne halt uğrunaysa bir cümle eden yazarlardan az tepki değil cezasını gördüğü bir ülkede yaşamak istiyorum…
konuyla pek ilgisi yok ama ağa yazınca değinmeden edemeyeceğim. Din eğitiminin kaldırılmasını şiddetle savunuyorum. Çoluk çocuğun beyinlerini yıkıyorlar yalan yanlış şeylerle…
Ayrıca, o tonton amcanın cezasını görmesini de istemeyen yoktur sanırım bu ahali içinde
Bugün bir köşe yazarı yazmıştı. Bir Türk beş Japona bedeldir, beş Japon elli Türk e bedeldir. Birlikte tepki koymayı beceremeyen bir toplumuz. Hadi 300 bin seçmen için böyle bir dalkavukluk yapıldı gücümüz yetmedi. Almanya da bile soykırımı anma günü var. Almanya da kaç Türk seçmen yaşıyor?
Bari bu unutulmasın. Fransız firmaları süresiz olarak ihalelerden uzaklaştırılsın. Mallar boykot edilsin. Her fırsat da yüzlerine vurulsun bu ayıp…
igor önemli bir konuya değinmiş. Ben de din eğitiminin kaldırılımasını isteyenlerin kaldırılmasını savunuyorum.
O zaman seni fransaya alalım.
Bugüne kadar Nobel ödülü alan yazarların bir kısmı (kimine göre çoğunluğu) kendi ülkelerinde tartışılan, yer yer vatan haini bile ilan edilmiş kişilerdir.
Örneğin Nobel edebiyat ödülü 2004’te Avusturya’daki tutuculuğa yönelttiği eleştirilerle tanınan Elfriede Jelinek’e, 2005’te de ülkesinin Irak Savaşı’na bulaşmasına şiddetle karşı çıkan İngiliz oyun yazarı Harold Pinter’e verildi.
Bu konuda eski solcu, bugünün liberallerinden Şahin Alpay beyefendi aynen şunu demiş. “Toplumlarına eleştirel gözle bakamayan, yani entelektüel vasıfları olmayan yazarların dünya çapında yaratıcılık gösterdikleri görülmüş şey midir?”
Tamam buna eyvallah derim her zaman ama Orhan Pamuk mevzusuna bu kadar sığ mı bakılır Allah aşkına? Ben mi çabuk celallendim diyorum bu işe, çözemedim bir türlü. Görmediğim bir gerçek varsa gösterin Mösyö Alpay…
Bu arada ben de din eğitiminin kalkmasından yana değilim, tartışma zemini kısa vadede mi uzun vadede mi kalkmalı olsa daha iyi olur sanki. Malum din eğitimi toplumun büyük çoğunluğunun önem verdiği bir şey ve okullardan bunu kaldırırsak kaçak yapılaşmalar beyinleri ivedi şekilde yıkarlar. Belli bir dine eğilim yerine, bütün dinleri kapsamlı şekilde anlatan bir ders tercihimdir gerçi. Tabi resmi rakamlara göre yüzde bilmem kaçı müslüman olan toplumda da bu yapılması oldukça zor bir eylem. İlaveten, Harvard da tedrisata din eğitimi koymayı düşünüyormuş. Sonuç olarak kalkmasından ziyade kaliteleştirilmesi üzerine gidersek daha faydalı olur diye düşünüyorum.
tüm dünya basını orhan pamuk’un edebiyatçı kimliğini vurgulamadan önce “ermeni soykırımını kabul eden türk” vurgusu yaparken, nedense türkiye entellektüelitesi, bunun siyasi bir karar olduğunu söyleyen türklere cehalet yaftası yapıştırıveriyor… financial times’lara, washington postlara yetmeyen maçaları ile…
din eğitimine nerden geldik yahu?
ağam bi laf attı ortaya ordan geldik 🙂
ben de “hadi yarın kaldırılsın” demiyorum zaten. Sadece teoride karşı olduğumu söyledim. Yoksa şu şartlar altında kaldırılması daha kötü sonuçlara yol açar canoğlan’ın değindiği üzere. Bir de kaldırılsın dediğimiz ilköğretim de kaldırılsın. Yoksa Harward’da verilecek din dersini sonuna kadar dinlerim. Kaldı ki, Koç’ta civl201 dersinde budizm’dem hinduizm’ine kadar değinilmektedir de zaten.
şimdi farkettim burda niye düzeltme butonu yok? Yukarıda “.. ilköğretim de kaldırılsın” cümlesindeki ‘de’ dahi anlamında değildir. Bitişik yazılması gerekmektedir. Tarafımdan yanlış yazılmıştır, fakat düzeltme imkanı bulunamamıştır. Yetkililere duyurulur.
Türkiye’de düşünce özgürlüğü olmasından yanayım.İsteyen istedigini düşünsün söylesin ama bunun sonuçlarını halktan görecegi tepki ile çeksin.Hatta karşıt görüşlerin oldugu programlar yapılsınki bizde gerçeği daha rahat görebilelim.
Ama bu nobel ödülünde bir yamuk var.Orhan Pamuk un nobel ödülünü hak ettigine asla inanmıyorum.Söyledigi ermeni soykırımı sözleri ve sürekli abd ve ab yalakalıgının bu ödülü getirdigini düşünüyorum.Madem çok değerli bir aydınsın , hadi çıkta fransa için bir açıklama yap.
Orhan Pamuk yaptıgı açıklamalarla , yaptıgı hıyarlıklarla Türk milletinin gözünde saygınlıgını kaybetmiştir.Kendi gitsin fransa vatandaşlıgına geçsin.
ağa ile igor ‘a
tonton amca gereğini yapmıştır 12 eylül de ama 13 eylül gereğinden fazlası olmuştur..ve TSK cuntacı değildir amacı ülkeyi cumhuriyeti demokrasiyi korumaktır.1980 sonrasına değil ülkeyi o hale getiren demokrasi yanlılarına da bakmak gerekir..
din dersi ne gelince olaya sırf din dersi gözüyle bakmamak lazım olayın diğer yönü dersin adıdır.dersin adıda din kültürü ve ahlak bilgisidir.ve ahlakta bir toplumun aynasıdır.bugünkü ahlak seviyemize bakarsak sanırımbazı çağrışımlar yaparız..önemli olan ilköğretimde iyi ahlak dersi verilmesidir.zaten bütün semavi dinlerin gereği budur.
benim merak ettiğim neden her okulda “DİNCİ” (bedenci-resimci anlamında) lerle dalga geçilir..ya da bu mümtaz kişiler neden hep koz verirler dalga geçtirmek için..genelde karikatürlük tipler , sanki aynı elden çıkmış gibi..keza bu meşhur ilahiyatçılarımız…stardaki hocamız hariç tabi.gerçi oda bilmemkaça sorunu yolla cevaplayaylım modunda ama..çok karışık işler kamil..erkan can baba kurtar bizi..
Toplumlar, kendi içinden çıkan ve kendi fikirlerine uymayan insanlarla karşılaştığında, birer hain yaratırlar. Bu daima böyle olmuştur. Sovyet rejiminde Troçki hain ilan edilip öldürülmüştü. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan askerlerini silaha sarılmamaları konusunda uyaran Ezra Pound “Deliliğe dayalı vatan hainliği” sebebiyle önce mahkûm edilip daha sonra akıl hastanesine kapatılmıştı. Kısacası, aynı fikre sahip olmayan her kim olursa olsun toplum tarafından vatan haini ilan edilir.
Orhan Pamuk’un Nobel Ödülü almasına birkaç noktadan yaklaşmak istiyorum. Orhan Pamuk benim gözümde iyi bir yazardır ama çok iyi değil. Eğer Nobel Ödülü’nü dünyanın en iyi ödülü olarak sayacaksak, bunu hak edecek kadar iyi bir yazar değildir.
Evet, denildiği gibi politik gibi davadır bu. Ancak o kadar basit bir politika güdülmüyor. Eğer “Türkiye’nin dışladığı” birisine verilecek olsaydı, bu ilk başta Nazım Hikmet olurdu. Ama Nazım Hikmet Batı’nın gözünde bir “komünist” olduğu için, kendi toplumlarına da uymayan bir karakterdir.
Bir başka husus ise düşünce özgürlüğü. Orhan Pamuk’un soykırım hakkında söyledikleri belki benim için doğru olmayabilir. Türkiye için doğru olmayabilir. Ama Fransa için belki de doğru olan budur. Fransa’yı hepimiz suçlayabiliyoruz ama Orhan Pamuk’u bizler de yargılayabiliyoruz. Bir başkasının yapmasını yanlış bulduğumuz bir şeyi kalkıp kendimiz de yapıyoruz, farklı bir açıdan. Hatta Elif Şafak’ı bile bu yüzden yargılayabiliyoruz. Ne bizim tutumumuz, ne Fransa’nın tutumu doğru değildir.
Soykırım burada apayrı konu. Kısacası, çeşitli nedenlerden dolayı bir soykırım olduğunu düşünmüyorum. Ancak bunun hakkında söylenen her, olumlu ya da olumsuz, iddiaya ise saygı duyarım. Hatta herkesin düşündüğünü (ona dikte edilmiş olsa bile) savunabilmesini isterim.
Fikrinizden nefret ediyorum ama düşündüğünü savunabilmen için kellemi ortaya koyarım. (Voltaire)
bu olayda oryantalist hava mevcut. batı tarafından verien mesaj aynen şudur ” bakınız bu necis doğu milletleri demokrasi, hürriyet nedir bilmez. aralarından çıkabilcek çatlak seslere tahammülü yoktur. biz batı olarak onlara insanlık öğretiyoruz. farklı seslere de yol verin diyoruz”
huzur içinde yat edward said..
Ayrıca bu ödül için ismi geçen ve Orhan Pamuk’tan nefret edilenler tarafından kendilerini savunmak için ortaya atılan bir isim de Yaşar Kemal. Bence dünyanın en iyi yazarlarından olan Yaşar Kemal. Nobel’e defalarca aday gösterilip alamayan Yaşar Kemal. Neden ona verilmiyor da Pamuk’a veriliyor deniyor, haketmişti deniyor. Aynı Yaşar Kemal’i ilk kez 17 yaşında mapusa koyanlar, 1950’de komünist olduğu için tutuklayanlar, defalarca yazdıkları yüzünden mahkemelere çıkaranlar, 1995’de fikirlerinden dolayı DGM’de yargılayanlar söylüyor bunu, yanarım yanarım ona yanarım. Küfür eder gibi…
Orhan Pamuk’un fikir özgürlüğüne saygısı olmayan yasa ve kurumlar dün Yaşar Kemal’i yargılarken bugün düşünce özgürlüğüne kilit vuran Fransa’ya lanet yağdırıyor, ironik mi desem komik mi bilemedim.
abd yalakalığı ve ab köpekliği ile alınmış bir nobel ödülü için ne söylenebilirki….