Teşekkürler Kemal Kılıçdaroğlu!
Seçim sonuçları malumunuz. Uzun uzadıya epey öncesini, biraz öncesini, tam ortasını ve sonrasını konuştuk, konuşuyoruz, konuşacağız. İstatistik, matematik, televizyon kanallarının cafcaflı görselleri, gazetelerin çarşaf çarşaf manzumeleri seçimin galibinin AKP olduğunu söylüyor. Lakin hepimizin farkında olduğu başka bir kazananı var seçimin: O da Kemal Kılıçdaroğlu.
Meclis koridorlarında birbirini ardına patlattığı yolsuzluk dosyaları ile tanıdığımız bu memur, hadi bilemedin bürokrat görünümlü adam iktidarın yolsuzluk performansını çamur atlarla, izi kalsınlarla değil bildiğin belgeli melgeli gözler önüne serdiğinde açık arama mekanizmaları devreye girmişti elbette. Atv/Sabah, Kanal 7, Zaman, Star Gazetesi, yani kısacası tüm yandaş medya ile ilerleyen bu çabalar Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmasıyla da epey hız kazandı.
Almanya’da PKK ile görüştüğünden tutun da, SSK’yı batırdığına kadar çeşitli şekillerde saldırılması yetmezmiş gibi, yine Almanya’da genelevde basıldığından bile bahsedildi zaman zaman. (Hatta bu genelev güzellemesiyle ilgili olarak AKP’li bir blogcunun geyiğine yaptığı fotomontaj o kadar ciddiye alındı ki İslamcı basın gerçek sanıp ta mal bulmuş mağribi gibi saldırdı fotolara…)
Ve hatta, inanılmaz bir şekilde -ve belki de bir Türkiye klasiği olarak- fazla dürüst olmakla bile eleştirildi. Sıkça dosya açmaktan başka bir şey yapmıyor, vizyonsuz, lider karizması yok, bildiğin emekli memur dendiği oldu. Engin Ardıç arsızı da bu benzetmeyi –iğrençlikte- bir adım daha öteye taşıyarak emekli Ayşe amcaya kadar götürdü.
Her ne kadar seçim döneminde temel küçümseme, karalama, savunma, saldırma işlemleri Tayyip Erdoğan tarafından yürütülse de kağıt üzerinde rakibi elbette Kadir Topbaş’tı. Topbaş hiçbir bok yemeden yürüttüğü 4 yıllık başkanlığını, son 1 yılında üst üste yaptığı açılışlarla bir 5 yıl daha götüreceğinden o kadar emindi ki, “sanırım %60 civarı bir oyla alırım seçimleri” dedi gevrek gevrek gülerek. Kemal Kılıçdaroğlu içinse “Tutturmuş dosya da dosya, ne cevap vereceğim, ona cevap versem başka bir dosya açar, ona cevap versem bir tane daha… Proje açıklasın, dosya değil” dedi. Ehh “Türkiye’de yolsuzlukla mücadele diye debelenirsen, ancak bu kadar ciddiye alınırsın” demenin AKP’cesi de buydu sanırım.
Ve 30 Mart Pazartesi günü geldiğimiz nokta ortada. Yazıyı rakamlara, pasta dilimlerine, yüzdelere boğmak değil niyetim. Bugün, 30 martta, rakiplerinin kendinden emin şımarıklığına, ellerindeki devlet imkanlarına, müthiş bütçelere, rant gelirlerine rağmen, dinci, yobaz kadrolarına, sömürülerine, kömür, beyaz eşya, erzak yardımlarına, tüm dalavere ve çirkefliklerine rağmen arzu ettikleri gibi %60’larla koparamadıkları bir seçim ve Organize Dürüstlük sloganı ile hırsızların, rantcıların, Allah korkusuna liposuction yaptırmış hacıların uykularını kaçırmış bir Kılıçdaroğlu.
Şimdi ne olacak, bilmiyorum. Bugün radyoda dinlediğim, mikrofon uzatılınca kendisine özgü diksiyonu ile “AKP inişe geçti, kartopu gibi yuvarlanacaklar, kralı gelse önünde duramaz artık” diyen işsiz amca ile aynı fikirde miyim? Emin değilim. Deniz Baykal ataletine sığınmış CHP, Gürsel Tekin’in altyapısını oluşturduğu, Kılıçdaroğlu’nun sürüklediği sol söylem ve politikalarla dinamik ve çalışkan bir ekiple yükselişe geçer mi? Umarım. Bundan sonra bu coğrafyada hırsızlık daha mı zor yapılacak? Hiç sanmıyorum. İmar rantı ile milyarlarca dolar kazanan yeni zenginlerimiz daha mı az arsız olacaklar yani? Zerre inanmıyorum.
Lakin bildiğim bir şey var. Ben 30 Mart’ta, bu bahardan çalma İstanbul sabahında iş yerine geç kalmış bir vaziyette, sıkış tepiş metrobüsle seyahat etmeye çalışırken mutluydum. Umutluydum.
Hiçbir şey için olmasa bile, bu yüzümdeki gülümseme için teşekkür ederim Kemal Bey. Yetim hakkı yiyen hırsızların uykularını kaçırdığınız için size minnettarım. Hep takipçiniz, hep destekçinizim.
Not: Gürsel Tekin’e haksızlık etmek gibi olmasın tabii. Eğer gerçekleşirse Önder Sav ve ekibinin yerini alacak Gürsel Tekin ve tayfası CHP’ye çok şey katacaktır. Sosyal demokrat anlayışla CHP’yi varoşlara taşıyacaklar, varoşları AKP’nin tarikatçı kıskacından kurtaracaklardır. İnancım bu. Lakin korkum da yok değil tabii.
Kemal Kılınçdaroğlu gerçekten pek çok kişinin öngöremediği bir sıçrayış yaptı. Karizmasının çizilmesinin aksine bizlere iyi adamların da zaman zaman kazanabileceğinin umutlarını verdi. %41 – %39’larda iken henüz fark kalbimin ufaktan çırpmalarını asla unutamam sanırım. 🙂
Şimdi olmasa bile ilerde olucak! Bak yalnız değiliz (hoş, yalnız değiliz derken yalnızız aslında, İstanbul’u geçtim diğer 35 ilde demek ki insanlar 155 köprü, 199 spor tesisi, 346 park açılışına kanmış da oylarını vermişler ya neyse, İstanbulda hala ümit varmış. %39’unun karnı bu son dakika açılışlarına tok) dedim içimden artık gece 1 gibi son durumu kabullendiğimde. Teşekkürler Kılınçdaroğlu ve ona oy verenler o halde…
Yok canım, maral değildir bu… 🙂
ben ablasıyım maral içerde! hehe
maral koskoca kılıçdaroğlunu kılınçdaroğlu yapmış. eleştiriye gelemiyor ayrıca.
Kılıçdaroğlu CHP Genel Başk…
Önder Sav tasfiye edilmedi nasıl olacak DEa:)
Abi, buna da şükür diyorum ben. Parti Meclisi’nde epey zorladı Dinazor Önder’i 🙂 Epey bir ismi soktu kendi ekibinden…