Umurlarında bile değilsiniz!
Nasıl bir yazı olacak bu, inanın fikrim yok. Ana fikri de daha ikinci cümleden vereyim; bu ülkede, devletin sana, bana, bize, sokaktaki insana, hiçbir vatandaşına saygısı yok. Gram saygısı yok! Geçiniz bu halkımız için çalışıyoruz teranelerini. Çok sayın, çok kutlu devlet büyüklerimiz hazretlerimizin sikinde bile değiliz. Her fırsatta “biz halkın içinden geldik” makamını çığıran o halk çocukları şimdi oturdukları koltuklarda kıç büyütüp, devletin imkanları ile, cemaatlerin ikramları ile krallar gibi tatil yapıyor Ege ve Akdeniz sahillerinde.
Neden bu denli gizlenme çabası içindeler peki? Çünkü aslında kendilerini değil, o krallar gibi ihtişamlarını gizliyorlar, gizlemek zorundalar. Çünkü o zaman insanlar diyecek ki “Lan hani bunlar bizim gibiydi? Ben ömründe 4 metreden büyük kayığa binmedim. Bu adam bu lüks yatla gününü gün ediyor” Sırf bu yüzdendir bu deliler gibi gizlenme çabası, Cumhurbaşkanı oradan kayboldu haberleri. Kaybolur tabi. Nasıl semirecek başka türlü?
Asıl mevzu bu değil, istedikleri haltı yesinler, zerre umrumda değil. Bu ülkenin insanı sever böyle halkın içindenmiş lakırdılarını. Lan bir kere kırmızı ışıkta durmayan adam, nasıl halkın içinden oluyor arkadaş? Ne zaman İstanbul’a gelse rahatça geçeyim diye köprü trafiğini kapatan bir Başbakan, halkını saatlerce trafikte bırakan bir başbakan nasıl halkın içinden olur?
Cumhurbaşkanı seçilmesinin haftası dolmamışken Köşk’ün restorasyonu için trilyonluk bütçe ayıran, tanesi 350 Euro olan kristal bardaklar aldıran adam ve karısı, nasıl ve hangi gözle, hangi nizamla halkın içinden olur? Lan sen 3.5 YTL’ye bardak alırken düşünürsün 3.5 kere. Adam 350 Euro’ya bardak alıyor, kendi cebinden de değil, senin cebinden. Ama yok “işte sonunda Cumhur’un reisi Cumhur’un içinden seçildi” diye hava atıyorsunuz. O da gidiyor Ege sahillerinde süper lüks yatıyla semiriyor işte. Canım benim. Ne kadar dokunaklı.
Sana, bana saygısı yok bu adamların. Mesele AKP, iktidar, muhalefet meselesi de değil. Mesele bu devletin vatandaşını sevmemesi, tiksinmesi. Seçilmişiyle, atanmışıyla, çivi çakmışıyla, kazık atmışıyla, biri, ikisi, bir kısmı değil komple devletten bahsediyorum ben. Komple sevmiyorlar bizi.
Dün yaşandı en son rezillik. Malumunuz İran cumhurbaşkanı Ahmedinecad Hazretleri Cumhurbaşkanı ve Başbakanla görüşmek için İstanbul’a geldi. Cumhurbaşkanı’nın sen benim selefimi, kurucumu tanımazsan ben de seni tanımam diyemeyişini şu yazıda yazdım. Şimdiki mevzu devletin protokolleri, diplomasi filan değil düpedüz halkını sevmeyen, zerre düşünmeyen bir anlayışın vuku bulması.
Adamın uçağı daha İran’dan havalanmamışken İstanbul’da alarm verildi. Atatürk Havalimanı’ndan, Çırağan Sarayı’na gidecek İran heyeti. Şöyle iki dakika düşünüyorum nasıl götürebiliriz diye. Üç değil, iki. En mantıklısı deniz yolu gibi görünüyor. Florya sahile indiririm, ordan Çırağan’ın önüne götürürüm. Nasılsa cemaatin on numara yatları da var. Havamız olur. O olmadı helikopterle götürürüm. Kuşbakışı seyretsin İstanbul’u ve desin ki “Sikeyim coğrafyanın adaletini” İndir Çırağan’a. Oldu bitti. Ha dersen ki güvenlik, ya vururlarsa helikopteri, yatı falan filan. O zaman ne yaparsın? Nasıl götüreceğini gizli tutarsın. Floryadan 3’er dakika arayla 10 tane yat çıkartırsın. Aynı dakikalarda Atatürk Havalimanı’ndan da 3’er dakika arayla 10 tane helikopter havalandırırsın. Al bakalım vurabiliyorlar mı.
Ama biz ne yapıyoruz? “Ne gerek var tüm bu organizasyona, amaaaan riskli canım bir de” diye kapatıyoruz E-5’i. Kapatıyoruz E-5 üzerinde bulunan tüm alt ve üst geçitleri. Daha uçak inmemiş İstanbul’a ama E5 kapalı. Ohh miss gibi. Dert yok tasa yok. Haa tabi insanlar 3-5 saat trafikte kalacaklar. Acil hastaneye yetişmesi gerekenler yetişemeyecek. Aç, susuz kalacaklar, işlerine yetişemeyecekler, 3 kuruşluk akaryakıt yakacakları seyahat 30 kuruşa mal olacak belki ama, kimin umrunda? Gerçekten soruyorum KİMİN UMRUNDA?
Nasıl bir konuşma geçti bu kararı alanların toplantılarında? Ne talimat verdi mesela İçişleri Bakanı, Vali ne dedi Emniyet Müdürü’ne. Nasıl bir teyakkuz, nasıl bir gözü karartma haleti? “Kapatın E-5’i” cümlesi nasıl kurulabilir arkadaş? Nasıl ya, nasıl?
Bu ilk defa yaşanmıyor tabi. Geçen sene Ramazan ayında, tam da iftar saatinde Alman Şanyölyesi Merkel İstanbul’da, yine Çırağan’da davetli olduğu iftar yemeğine yetişsin diye önce E5’i, sonra Barbaros’u, yetmedi Beşiktaş’ı, her yeri trafiğe kapattı bu zihniyet. Bu kendini halktan sayan, bu kendini Müslüman sayan zihniyet milyona yakın İstanbullu’ya iftar yaşatmadı o gece.
Yine İstanbul’da Bush geldi diye, Condoleezza Rice denen karı geldi diye yaşadık aynı rezaleti. Abi kapattılar E5’i ya, ne diyorum sana?
Allah aşkına bir düşünün, bizim Başbakan, Cumhurbaşkanı ayda 3-5 ülke gezmekle övünüyorlar sürekli. Aktif dış politika’ymış bunun adı. Hangi ülkede bu şekilde karşılanıyorsunuz arkadaş? Hangi ülkede sizin için yol kapatılıyor? Bu ne ezilmişlik, bu nasıl bir kompleks, bu nasıl bir İstanbul’u Bağdat’la bir görme?
“Kapatın yolları, dert, tasa bitsin” zihniyeti buraları okumuyor tabii de, bir gram değer reva görülmeyen halktan 3-5 kişi okuyordur belki. Anlayın işte arkadaşım sikinde bile değilsiniz bu insanların, bu devletin. Bunu kabullenin.
Tek kelime ile felaket bir gündü. İstanbul a lider ağırlamaya kalkıp böyle karar alanların anasının babasının ambulansı yolda kalır işallah.
Dea yazına bir iki örneklle ekleme yapmak istiyorum. Papa geldi dedi televizyonlar çok umursamadım benle alakalı olan bir adam değildi. Neyse sabah bindik otobüse paşa paşa geliyoruz ayakta iken acaba kimler kalkabilir orantısını kurarken Aksaray’da otobüs durdu aha dedim kalkan adam gittim 3 kişiden muhteşem sıyrılarak oturdum. Artık Aksaray’dan sonrası kolaydı. Tabi bunları düşünürken otobüs şoförü ayağa kalkıp buraya kadar dedi. Heralde istifa etti falan dedim ama nafile her taraf otobüs. Meğersem Unkapanı,köprü ve taksim yolu kapalıymış. Tabi tabanlarımızı yağladık başladık yürümeye binlerce kişi vardı inanın. Herkes yürüyor ağzında küfürler dökerek. Heralde o gün Papa’nın hiç bir kutsallığı kalmamıştır.
Devlet halkını sevmiyor bu çok aşiyane bir olay Mendereslerden bu yana gelen artık alışık olduğumuz bir vaka. Beni asıl üzenin ülkemde ki insanların da birbirini sevmemesi olduğunu da ayrıca belirtmek isterim. Maalesef bu nefret sokağa da indi.
Son bir cümle daha kurmak istiyorum. Aslında Dea’nın yazısına en güzel cevabı da İranlı misafirimiz (!) vermiş. “Aynı durum iranda olsa ben böyle bir yaptırmazdım.” Heralde bu cevap yeter hepimize.
“İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Sultanahmet Camisi’nde kıldığı cuma namazında yoğun ilgi gördü.
İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad, Sultanahmet Camisi’ne girdikten sonra, ön tarafta kendisine ayrılan yere oturmayarak, caminin arka sıralarında cemaatin arasında kılmayı tercih etti. Ahmedinejad’ın yanında İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki yer aldı.
Bu arada, cemaatten bazıları Ahmedinejad’ın elini öpmeye çalışırken, konuk Cumhurbaşkanı buna izin vermedi. Ahmedinejad, aşırı sıcak nedeniyle elindeki dosya kağıdını yelpaze şeklinde kullanarak kendisini serinletmek isteyen bir kişiyi de nazikçe geri çevirdi.
Cuma namazından sonra da Ahmedinejad’a ilgi devam etti. Bu sırada konuk cumhurbaşkanının camiden çıkabilmesi için Türk güvenlik görevlileri cemaati uzaklaştırmaya çalıştı. Buna tepki gösteren cemaat tekbir getirdi.”
Akli peynir ekmekle yemek? Iran Cumhurbaskanina kim celebrity muamelesi yapar ki? Cevap: Turkler… Adam Dunya’da beni bir Turkler seviyor lan diye ucuz petrol verir belki. Hayirlisi…
Her kış “Allahın takdiri” diyerekten parasını verdiğimiz doğalgazı kesmesin yeter Ağa, taşşaklarını yeriz biz onun.
Bazı tipler var , genelde otobüslerde siyaset konuşulurken muhabbete katılır bu vatandaşlar :
“Ya iki adım yürüseniz ölürmüsünüz , hem spor olur işte”
Ne yazikki bu düz adamlardan milyonlarca var. Bazen onlar gibi olmak istiyorum. Devletimin annem ve babam , gözbebeği ordumunda nazar boncuğum olmasını istiyorum.
Cok uzaga gitme dea, site sakinleri arasinda E5in kapatilmasini savunanlar var…
Türkiye’nin önlemler almasını çok doğal karşılıyorum.Ahmedinejat ın veya Bush un Türkiyede suikaste uğraması ülkeyi çok zor duruma düşürür.Önlemlerin alınması kadar doğal bir şey yok ama ülkemizin en büyük sorunuda vur deyince öldürülmesi.Ne zaman tribünlerde bir olay olsun , önlemlerin boku çıkar , ne zaman terörist bir saldırı olsun önlemlerin boku çıkar.Önlemleri bu kadar abatmanın ne gereği var veya insan 2,3 gün öncesinden nerenin kapatılacağını niye haber vermezsiniz.Vali yine kendi stili ile devam ediyor.Üzücü olansa akp nin kuklası bu valiye kimse sen ne yapıyorsun demeyecek.
Ahmedinecad’i kim vurur vurursa? Ve bu vuracak isimler Ahmedinecad’i bu ulkede vururlar mi? Peki vuracak olurlarsa, sen istersen adami kursun gecirmez camla kapla, gene indirirler mi indiremezler mi? Turkiye buna engel olabilir mi?
Ben şahsen sadece kurşun geçirmez camla korunabileceğine inanmıyorum.Ayrıca dünyadaki son gelişmelere bakınca Ahmedinejat’ın stratejik olarak vurulabileceği en muhtemel yer olarak Türkiyeyi görüyorum.
Yanlış anlaşılmasın ben alınan abartı önlemleri savunmuyorum.Önlem almamak hata olurdu ama abartmakta hata oldu.Habersiz abartmak daha da hata oldu.
Abi tabi koruyacaksın adamı, havaalanından Havaş’la götür Çırağan’a demiyoruz. Ama dediğim gibi 5 tane helikopter kaldır, 5 tane yat çıkar iskeleden, 5 tane de limuzin çıkar E5’e. Hadi bakalım, becerebiliyorlarsa öldürsünler.
Havaşla götürseler harbiden kimse beklemezdi böyle bir şeyi.Sağ salim varırdı gideceği yere 🙂
Lan dea şaşar beşer, helikopter düşer, yat batar Allah muhafaza uğraş dur ondan sonra. Siktiret bir günde E-5 i kullanmayıver amma uzattın yahu. 🙂
Özür dileyen Cumhurbaşkanı!..
İstanbul’a çektirilen iki günlük işkencenin ardından kıyamet kopunca Cumhurbaşkanı özür diledi..
Ama “Benim” Cumhurbaşkanım değil.. İran’ın ki..
Düşünebiliyor musunuz?..
Dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile artık rastlanmaz bir saltanat gösterisini İran’ın din kardeşi Cumhurbaşkanına yapmak için İstanbul’un E-5 Otobanı ve tüm ana arterleri kesilmiş ve bu önlemlerden halkı haberdar etme gereği kimsenin aklına gelmediği için yüzbinlerce İstanbullu saatlerce yollarda arabalar içinde hapis kalmıştı..
Kıyamet öyle büyük oldu ki, durumu konuk Cumhurbaşkanı bile fark etti ve İstanbul halkından “Ben sebep oldum” diye özür dileme gereği duydu.. Onunla da kalmadı..
“Abdullah Gül, Tahran’a gelseydi, ben yolları kestirmezdim” dedi..
O kadar emin olmasın.. Yolları kestirmeyeceğinden değil.. Belki de Abdullah Gül Tahran’a gitmek istemez “Ben Humeyni’nin mezarını ziyaret etmek, çelenk koymak, defter yazmak isterim. Beni Kum kentinde ağırlayın” diyebilir de, karşılık olarak..
Bakar mısınız?..
İran Cumhurbaşkanı özür diliyor İstanbul halkından.. Bu arada bizimkini de fena halde haşlıyor, yapılanın yanlış olduğunun, İran’da bile böyle bir şeye rastlanmayacağının altını çiziyor.
Benim Cumhurbaşkanımdan tık yok..
İran Cumhurbaşkanı’nın saygı duyduğu, adam saydığı Türk halkı umurunda değil, o halkın oylarıyla o makama gelmiş, Cumhurun başkanının..
Umurunda değil. Aldırmıyor.. Çünkü İstanbul halkı onun kulu.. Çeksinler ne olacak?..
Hürriyet’te Latif Demirci nasıl acı, hem de çok acı çizmiş, bu gerçeğin altını, Pazar günü..
“Dün Ahmedicenap trafiğinde herhalde ömrümden beş yıl geçmiştir. Köpek yaşına vursanız tam otuzbeş (5×7) yıl. 35”
“Bizi köpek yerine koydular” lafı ancak bu kadar zarif söylenirdi, ama anlayan var mı, Latif?..
Cumhuriyet’te İlhan Selçuk soruyor..
” İran Cumhurbaşkanı demiş ki ‘Ben Tahran’da yolların kapanmasına izin vermezdim. Türk halkından özür diliyorum’ Bizimkilere hakaret değil mi bu?.”
Sen ne soruyorsun İlhan Ağabey?..
Huuu!.. Yağmur yağıyor baksana..
@Emre: Asıl İETT’ye bindirecen, vericen eline de aylık akbili, çırağan, aksaray, laleli, eminönü, sultanahmet gezsin tozsun 🙂
Ben ona kardeşlik yaparım öğrenci akbili aylık 55 ytl ben veriyorum parasınıda Havalimanından direk Taksim var atlasın gelsin. Ordan ver elini Old city 🙂
Çok içten yazılmış. Hasret kalmışım böyle yazılar okumaya.
http://getir.net/ice
Yeni bir şey değilki tüm bu olanlar, Atatürk sonrası bir adet dahi varmı bildiğiniz halkı için bişi yapan? olmadı olmayacak sanki
Ahmet Necdet Sezer var Sekhranikos. Benim için 3. cumhurbaşkınıdır kendisi. 4.sü de olmayacak sanırım.
2. kimdi?
İsmet İnönü