Unirock Fatihi Tayyip!
Yazının tamamını muhakkak okuyun.
Olayla ilgili diğer yazı: Davulcuya, zurnacıya…
Yazının tamamını muhakkak okuyun.
Olayla ilgili diğer yazı: Davulcuya, zurnacıya…
Kesk’e Dokunma!
Taraftar sever, gönülden sever ve sevdiğinin peşinden her yere gider elinden geldiğince. O renklere aşıktır çünkü, kalbi takımıyla atar. Hayatı boyunca en büyük aşkıdır. Bu uğurda hayatta kaybettiği fırsatları, harcadığı milyarları, çekilen çileleri siklemez bile. Evi tribündür taraftarın. İkinci evinden ziyade birinci evidir. En mutlu ya da mutsuz, en heyecanlı, en coşkulu olduğu yerdir hayatta. Orada kendisine yapılan müdahaleyi hoş görmez tıpkı hafta sonu Manisa’da…
Hükümetin Günlüğü çok uzun zaman önce aklıma gelen, bir türlü hayata geçiremediğimin bir yazı dizisiydi.. Şu an Kars Sarıkamışta kar kürüyerek askerlik vazifesini yapan Aristokrat’ın bir rakı gecesinde “Fasulyeden Kemalist, laik değil mi?” sorusu ile muhabbetin nereye kayacağını anlamıştım.. Bir güruh olma, ses çıkarma kaygımız olmasa bile kendi yargılarımıza göre bu ülkenin geleceğine dair farklı rotalar çizenleri burada tartışacaktık, amacımız buydu.. Ne kadar yerine getirdik…
Sabah Gazetesi’ne TMSF tarafından el konulmadan önce ne yapıyordu bu adam, hatırlıyor musunuz? Penthouse ve Esquire dergilerinin eski bir yöneticisi olarak Hıncal Uluç Jr. Olma konusunda müthiş çaba sarfediyordu. Bir gün tavlada zar tutmanın ipuçlarını, diğer gün Fenerbahçe’ye karşı forma giyecek olan Rooney’e “motherfucker” diyerek moralini bozabileceğimizi filan anlatıyordu “Türk’ün Aklı” adını verdiği laylaylom köşesinde… “Şurada yeni bir mekan açılmış, on numara bilmem ne yapıyorlar”dan…
Malumunuz Deniz Feneri, Ergenekon derken gündem epeydir boş kalmıyor. Bu sıkışık gündem içinde gözlerden kaçan bir hadise de tabii ki önümüzdeki yıl yapılacak olan yerel seçimler. 29 Mart 2009 tarihinde yapılacak bu seçimler öncesinde buradan halkın nabzını yoklamak ve çıkacak sonuca göre de müsait bir yerden adaylığımı koymak istiyorum.
Bakmayın başlıkta siyasetçi dediğime, Erdal İnönü bir siyasetçi değildi, aslında asla da bir siyasetçi olmadı. Kendisi 1980 dönemi sonrasında “mecburiyetten” solu toparlamak adına yola çıkmış, ve her nedense koalisyon ortağı olan Demirel köşke çıkınca da “ohh be” diyip kenara çekilmiştir. Toplamda 10 yıl yaklaşık olarak. Zaten Erdal Bey’e, hiç sıcak bakmadığı siyasete yıllar sonra neden girdiğini soran gazeteciye de “Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye!”…
Comments are closed.
turk polisi en fasist duygunun insanidir (ben, 1934)
bir duvar yazısı vardı “Tanrı saldırıp tekmeleyen hayvanlar yarattı ve Oslo poliside hepsini işe aldı” diye.
Bunların hayvan+gerizekalı olanları Oslo’da iş bulamamışlar başka yerde çalışmaya başlamışlar demek ki!
ekşi sözlükten yazı kalkmış sanırım.
Yazı duruyor ama linkte ya da sözlükte bir hata olabilir. Yazının olduğu mesaj: #16546294.
Ben de sorunsuz açılıyor?
Gerçi yazının silinme ihtimaline karşı buraya taşımakta fayda var.
Ettiklerini bulsunlar inşallah.