Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Author page: alfredo

Çiftlik

Kafasına göre iş yapan adama “Tabi oğlum yaparsın babanın çiftliği zaten” denir ya bu cümle Türkiye Süper Ligi’ne cuk diye oturuyor son yıllarda. Muhteşem Haluk Ulusoy (!) yönetiminden bu yana Federasyonda bir çiftlik durumu hâkim. Kimin eli kimin cebinde, kim kime ne yapıyor belli değil. Tabi biz o kadar Fenerbahçe, Galatasaray derdine düşmüşüz ki asıl önümüzde yaşanan rezillikleri görmüyoruz. Yıllardır “Burası Patagonya değil” söylemleri ile kulaklarını çınlattığımız sevimli ülke bile herhalde bize götüyle gülüyordur.

Bir Cinayetin Anatomisi

Polisiye ve gerilim türü filmlerin insanımıza kattığı profesyonelliği hepimiz biliriz. Usta katiller, kurnaz hırsızlar günümüzde işlerini ustaca yapıyorlar maşallah. Bunları okumak içinse gazetenin üçüncü sayfasını açmamız yeterli aslında, tabi bu yazı dışında. Bu olay gerçekten de büyük emek gerektiren bir kurgu içerisinde gelişiyor. Bu işi yapacaklara da bir bilgi olur. Eve nasıl girilir, adam nasıl bıçaklanır, kendini nasıl gizleyebilirsin, aldığın altınları nereye saklarsın bu soruların tamamına cevabı olan bir şaheser. Şaka bir yana ölen kişiye Allah’tan rahmet, ailesi ve arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz. Konu direk cinayet zanlısının ağzından yazılıyor. Zanlı da öldürdüğü kadının eltisi.

Çalınan Tarihimiz

Avrupa’nın tarihi dokusuna ve bu dokunun korunmasına hayranlık duyduğunu söyleyerek kendini tarih bilimci edasında gösteren, dışarı çıktığı zaman da Unkapanı kemerlerin trafiği yoğunlaştırdığını düşünen bir toplumun evlatlarıyız. Atalarımızdan bu yana maalesef ki övündüğümüz, kökenimizin kanıtlarını yağmalayarak ya da çaldırarak heba etmişiz. Nerden ve nasıl geldiğini bir türlü anlamadığım “ben” merkezli toplumumuz kendi tarihlerini, adlarını satmakta bir sıkıntı duymamış ve vatana ihanet etmişlerdir.

Çapa Tıp Fakültesi’nde bir gece…

Nüfusu 17 milyonlarda seyreden İstanbul’da sağlık alanında çok büyük sorunlar yaşanmakta olduğu hepimiz tarafından biliniyor zaten. Özellikle SSK anlaşmalı kurumların az olması, özel hastanelerin anlaşmalarını feshetmesi, bütün yükü Vakıf Guraba Hastanesi gibi devlet eksenli kurumlara yüklemesi insanları sel sefil ortada bırakmaktan başka bir işe yaramıyor. Bir süredir hastanelere sürekli ziyaretlerim sırasında gördüğüm görüntüler ve çaresizlik Pollyanna’yı bile üzecek şekilde cereyan ediyor. Hastanızı acile almak için bile sıra beklemek zorundasınız. Hele çocuk polikliniklerinin önü tam bir trajedi. Allah kimseyi götürtmesin diyoruz ya, hayatta duyduğum en doğru söz bu.

Bize oy vermezseniz kız ölür !!!

Televizyonun karşısına geçmiş göbek kaşıma seansımı yaparken bir yandan da haber saati hangi kanalı izlesem diye zihni zorlamakla meşguldüm. Koltukta neredeyse sırtımın üzerinde oturduğumu söylemem her halde halet-i ruhiyemi açıklamamda yeterli olacaktır. Derken televizyona artık nerenin bakanı olduğunu şaşırdığım Mehmet Ali Şahin’in konuşması takıldı. Kendisini sadece Spor Bakanı iken federasyona diş geçiremediğini, bunun ödülü olarak da Adalet Bakanlığı'na terfi edildiğini biliyorum. Haricinde bakan olarak katkıları nedir, ne değildir tarafımca pek belli değil. He pardon Metrobüs yapmışlardı.*