Bir Cinayetin Anatomisi
Polisiye ve gerilim türü filmlerin insanımıza kattığı profesyonelliği hepimiz biliriz. Usta katiller, kurnaz hırsızlar günümüzde işlerini ustaca yapıyorlar maşallah. Bunları okumak içinse gazetenin üçüncü sayfasını açmamız yeterli aslında, tabi bu yazı dışında. Bu olay gerçekten de büyük emek gerektiren bir kurgu içerisinde gelişiyor. Bu işi yapacaklara da bir bilgi olur. Eve nasıl girilir, adam nasıl bıçaklanır, kendini nasıl gizleyebilirsin, aldığın altınları nereye saklarsın bu soruların tamamına cevabı olan bir şaheser. Şaka bir yana ölen kişiye Allah’tan rahmet, ailesi ve arkadaşlarına başsağlığı diliyoruz.
Konu direk cinayet zanlısının ağzından yazılıyor. Zanlı da öldürdüğü kadının eltisi.
DİKKAT!!! Çocuklarınızı monitörden uzak tutunuz. DİKKAT!!!
“Eşimden habersiz eve halı, kendime de giysiler aldığım için borçlandım. Bunun üzerine altın takı setimi bin 350 YTL’ye satarak borcumu ödedim. Eşime hesap vermekten korktum. Sonunda Esma’nın kolunda bulunan bilezikleri, evinde sakladığı altın setini almaya karar verdim. Geçen hafta evlerine ziyarete gittim. Masa üzerinde bulunan sokak kapısının anahtarını gizlice aldım. Olay günü ise evde olup olmadığını öğrenmek için ‘iftara davet etmek’ amacıyla eşimin telefonu ile aradım. Eşime de diş hastanesine gideceğimi söyledim. Eşim işe gittikten sonra da kot pantolon ve erkek gömlek ve ceketi giyerek bıçak alıp çıktım. Esma’nın evinin kapısını açmadan önce türbanımın altına taktığım boneyi, beni tanımaması için maske olarak kullandım. Anahtarla kapıyı sessizce açıp içeri girdim. Önce tuvalete saklandım. Esma açık bıraktığım sokak kapısını kapatmak için kalkınca, tuvaletten önüne çıktım. Belimdeki bıçağı çıkartıp rastgele sapladım. Yere düştü. Bileziklerini vermek istemiyordu. Bu kez bıçağı sırtına rastgele sapladım. Acılar içersinde gücünü kaybedince önce kolundaki bilezikleri, daha sonra da sakladığı altın setini alıp kaçtım. Bu bilezikleri evimde elektrik süpürgesinin içerisine sakladım. Amacım daha sonra satmaktı. Bıçağı da mahallemizdeki çöp bidonunun içerisine attım. Kan bulaşan giysileri ve bonemi de sakladım.”
faideli bir zanaat olmuş.
kurgu çok farklı bir olgu. kendi içinde delişmen zamanları, devingenliği, her şey bir yana da bazı zamanlar kurguda ki kahramanlardan zılgıt yiyorsunuz, işte o zaman iyice berteraf oluyor.
polisiye tarzi yazıları okurken hep aklıma şu geliyor; böylesi kurgular için gerçekten kurnaz olmak gerekiyor.