Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: istanbul büyükşehir belediyesi

Ensendeyiz Topbaş!

Bugün Ece Temelkuran yazmış, alıntılamak lazım. Benzerini zaman zaman tribünlerde gördüğümüz bir eyleme imza atmış Öğrenci Kollektifleri. Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin itirazını –biliyorum şaka gibi ama- yanlış anladığı için iptal kararı verdiği, henüz gerekçeli kararı yayınlamadığı için yürürlüğe girmeyen bir burs davası var biliyorsunuz. Seçim sürecinde Kadir Topbaş beyefendi, sıklıkla “Bakın ne güzel burs veriyorduk, CHP engelledi.” diye propaganda yaptı. Oysaki CHP’li belediyeler burs vermeye devam etmekte, CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kılıçdaroğlu da aynı sıklıkla burs olayındaki ikiyüzlülükten dem vurdu ve ekledi: “Ben vereceğim.” Neyse, Kadir Topbaş’ın bu tutumunu yiyenler kadar, yemeyenler de var elbet. Yemeyenlerden olan Öğrenci Kollektifleri sık sık belediye önünde eylem yapıyorlar. En güzellerinden birisi de şu şekilde gelişmiş. Buyrun içeri...

Teşekkürler Kemal Kılıçdaroğlu!

Seçim sonuçları malumunuz. Uzun uzadıya epey öncesini, biraz öncesini, tam ortasını ve sonrasını konuştuk, konuşuyoruz, konuşacağız. İstatistik, matematik, televizyon kanallarının cafcaflı görselleri, gazetelerin çarşaf çarşaf manzumeleri seçimin galibinin AKP olduğunu söylüyor. Lakin hepimizin farkında olduğu başka bir kazananı var seçimin: O da Kemal Kılıçdaroğlu. Meclis koridorlarında birbirini ardına patlattığı yolsuzluk dosyaları ile tanıdığımız bu memur, hadi bilemedin bürokrat görünümlü adam iktidarın yolsuzluk performansını çamur atlarla, izi kalsınlarla değil bildiğin belgeli melgeli gözler önüne serdiğinde açık arama mekanizmaları devreye girmişti elbette. Atv/Sabah, Kanal 7, Zaman, Star Gazetesi, yani kısacası tüm yandaş medya ile ilerleyen bu çabalar Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmasıyla da epey hız kazandı.

Yerel Seçim Haber Ajansı

CHP hem Türkiye’nin, hem de İstanbul’un kıyı şeridinde iyi durumda. Avcılar da bunlardan birisi. Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci tekrar aday. Pek tabii ki, AKP’nin almaya çalıştığı bir yer. Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye ile Avcılar Belediye’nin zabıtaları yumruk yumruğa kavga etmiş, haber televizyonlara yansımıştı. Bu hafta daha ilginç bir olay yaşandı. Mustafa Değirmenci’nin iddiasına göre Büyükşehir Belediyesi’nin zabıta ekipleri, Değirmenci’nin evinin sokağında 3 farklı yere zabıta aracı koymuşlar. 15 gündür, gece gündüz oradaymış zabıta araçları. Değirmenci de dinlendiğinden kuşkulanmış ve kameraları da alıp bir gece baskın yapmış ekiplere. Bundan sonrasını televizyondan izlediğim için aynen aktarıyorum.

Belediye Başkan Adayımız: Seyfi Solukal

Yerel seçimlerde desteklediğimiz İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Seyfi Solukal. Belediyeciliği kavşak yapmakla sınırlamayan, Youtube'u açtırma vizyonuna sahip, her eve metro projesinin beyni Solukal'a sevgi anatemalı kampanyasında başarılar diliyoruz. Kalpli fotoğrafına ise bittik. Sadece fotoğrafa bile oy verebiliriz!

Kadir Topbaş’a sorular…

Malumunuz, yavaş yavaş gündemin orta yerine kurulmaya başlayan bir yerel seçim kapıda. Muhtarından, büyükşehir belediye başkanlarına kadar tüm mahalli idarecileri belirleyeceğimiz bu seçimler öncesi seçmenin genel bakış açısının "hırsız olsun da benden olsun" ya da "abi çalıyor ama adam iş de yapıyor" tadında olması politika, siyaset filan değil bilfiil koskoca toplumun çürümüşlüğünün GBT'sidir. Neyse, topluma olan inancını çoktan yitirmiş olan birisi olarak bu detaylardan uzak durarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'a yöneltilmesini çok arzuladığım soruya geçeyim.

Mal kaybı yok…

Tüm haftasonu birşeyler yazmamak için direndim ama bu nedir arkadaş? Burası iskelenin rüzgardan ötürü battığı, bakanın da çıkıp "çok şükür mal kaybı yok" diye açıklama yaptığı bir ülke. Mal kaybı…

Harembüs Çılgınlığı

Yaklaşık bir kaç ay önce çıkan "Harembüs" tartışmasını az çok hatırlıyorsunuzdur. Hani İETT'nin İmam Hatipli kız öğrenciler için özel olarak tahsis ettiği (ve fakat onu da laf kalabalığıyla kılıfına uydurduğu -tabii yersek-) otobüs seferleri konusu. Kısa sürede ülkemize özgü yaratıcılıkla Harembüs adı takılan bu organizasyon, bilmeyenler için biraz daha açmak gerekirse, İmam Hatip Liseleri'nde okuyan kızlarımız, normal İETT seferlerinde karşı cinsten erkeklerle olur da karşılaşabilir diye ayarlanmış, muhtemelen de işin altında İETT'de yüksek kademelerde tanıdığı bulunan bir velinin işgüzarlığına, o kademedeki tanıdığın da aynı işgüzarlıkla kafa sallayarak olumlu cevap vermesi sonucu ortaya çıkmış ucubik oluşum.

Alibeyköy Meydanı ve Özçelebioğlu plaza

Bir pazar sabahı (sabah dediysem bildiğin sabah hani, 7 filan) gözleri henüz açamadan dakikalarca yürümüş, açık bir ekmek fırınından iki poğaça kapmış, minibüse binmişim. Buz gibi araca ilk binen benim, hatta henüz şöför bile binmemiş. Hemencecik 3-5 kişi daha gelse de kalksa diyorum ama kime diyorum alo? Beşiktaş'tan başlayan güzergahta Barbaros, Gayrettepe, Levent filan derken Yapı Kredi Plaza'nın oraya geliyorum.

Bir metrobüs hikayesi

Detaylı bir araştırma yapmadım aslında, ama bu dalganın inşaatı 2006 Mayısında başlamıştı sanırım. Ve hedef olarak okulların açılacağı Eylül'2006 koyulmuştu. Sistem basit, E5'in tam ortasında iki yönden de birer şerit alarak izole bir yol oluşturulacak, buradan metrobus dediğimiz araçlar trafik derdi olmadan kendilerine ayrılan özel yoldan Küçükçekmece-Topkapı arası gezinip duracak. Sistem basit ama bunu yapmak pek kolay iş değil. Zira takdir edersiniz ki zaten perişan halde ki bir E5'i tam da ortasından ikiye bölmek çok ciddi bir maliyet ve gayret gerektiriyor.