Hah işte tam bizim vizyonsuzluğumuzu gösteren bir durum bu şimdi. Vizyonsuzluk kelimesi tam oturmadı, çok ciks durdu. Artık mahalle arasındaki lahmacuncuların bile duvarında yazan "since 1976, vizyonumuz: lezzet durağı olmak, misyonumuz: kesenize ve midenize hitap etmek". Kısmetsizliğimiz mi diyelim, üşengeçliğimiz mi diyelim, ileri görüşsüzlüğümüz mü, gece görüşsüzlüğümüz mümü, Tepecikli mi? Kuruçaylı mı? Kasımpaşalı mı? (Ulan o zamanlar Kasımpaşa maçlarına gitmek dilencilikti, şimdi politik bir tavır olacak neredeyse)
Bloglar aldı yürüdü, tumblrlar falan çıktı, twitter keza... Akıllı telefonlar, zaytunglar... Bit pazarına nur yağdı, 90'lara rağbet... Çok iyi hatırlarım site için "Müfide İnselel-Fasulyeden" videosunu aramıştım. Aradın buldun, indirmesi bir dert, siteye koyma kısmını zaten hiç bilmedim, bilmiyorum, bilmekte istemiyorum galiba.
Yaramaaa baaaastı geçtiii...
Yalan... Yarama basıp geçmedi. Ölüm haberini ilk duyduğumda şaşırmadım bile aslında. Ya da şaşırmadım doğru olmadı belki, üzülmedim daha doğrusu. Michael Jackson ölmüştü, o kadar. Tamam, her ölüm…
Uzun zamandır bazı özlediğim sesleri duyamıyorum. Aslına bakılırsa duyduğum zaman bir daha duymamak için dua ettiğim sesler olsa da mevcudiyetinin anlamını yeni idrak ettim…
O ki yıllardır modern genç tarafından tekme tokat kovuldu; o ki entelektüel sohbetlerde hep horlandı, itildi; o ki kalbindeki acıyla modern dünyanın duvarına, gökdelen camlarına çarpıp ölen güvercin misali, çarpıp çarpıp parçalanan bir kesimin sesiydi; o ki varoşlara tanrının bir hikmetiydi: Arabesk..