Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Pozitif “Düşünce de” Kazanır

Geçen yine Kürşat Başar programlarına benzer bir ortama düştüm. Bu yabancılaşmalar, kültürler arası değişimler güzel geliyor. Misal Fransa’da ya da Almanya’da falan olsa çok koyar ama burada her şey şekilcilikten ibaret olduğu için eğlenceli duruma geliyor. Fakat olmadık muhabbetler ve ekmek kapıları da yaratıyor insana (Manitasal durumlar değil malesef)

Hanım kızımız diyor ki:

“Bu işin sırrı güne iyi başlamak, güne nasıl başlarsan öyle gidiyor, bunu hem kahvaltı olarak düşün, hem zihinsel, hem bedensel. Ben yarım saat yürüyorum her gün, mutlaka yeşil çay, güzel bir kahvaltı. Zaten kahvaltının mutlulukla bir ilgisi var (gamzesini çıkarırcasına gülüyor)

Amın olu da kendisine gelen gollük pasa sadece dokunarak kendisinin 2. takımının 3. golünü ağlara gönderiyor:

“Eee güne iyi başlamak için günü iyi bitirmek lazım. Güzel uykuya dalarsam, güzel uyanıyorum. Off sorma hele Chris Rea ile uykuya dalmak…”

3 aylar nedeniyle küfür etmeme karar aldım, o yüzden daha hafif geçiştireceğim. Şansal Büyüka’nın dediği gibi “Hocam yeri gelmişken söyliyim, Sevgili Beşiktaş’lılar, takımınız şampiyonluğa gidiyor, ne gerek var küfüre, ne güzel küfürsüz esprili şarkılarınız türküleriniz var”

Mutlulukla ilgisi varmışmış. Nereye mutlu oluyorsun anasını satim. Biz kendimizi şımartmak için 15 dakika erken kalkıp “Kürt Böreği-Ayran-Limonata-Çay” qeyfi yapalım deriz. Tam ilk lokmayı ağzına atarsın, ordan hemen siyasi muhabbete çekerler “aslında bunun adı Kürt Böreği değil.” Ordan girersin abi, Sırrı Süreyya’dan çıkarsın, Beynelmilel, Dilber Ay, FB Şampiyonluk kutlaması, şike davası, Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu… Güne başladığın konulara bak.

Ya da Sultani-Çay yaparsın. Sultani çaya düşer, ya da ağzından hapşırırsın. Kesiştiğin kıza rezil olursun.

Her gün negatif başlıyoruz. Herkes işe giderken illaki şu sabah haber programlarına denk geliyor. Kaza, ölüm, cinayet, kavga… Ülkenin gerçekleri. Kimseden pembe bir tablo çizmesini bekleyemeyiz tabi de. Bayat haberleri ısıtıp ısıtıp sunmak, ne biliyim. Bi de hep aynı klişeler:

* Arkada İstanbul simgeleri

* “Günaydııınllarr efendim” li pozitif cümleler, ailenizin spikeri imajı

* Biraz solcu, biraz ulusalcı ama milli ve manevi değerlere bağlı. “Cami ile Gışla arasına sıkışmış”

* Biz gazeteciyiz, kutsalız vurguları

* Araştırmacı gazeteci tripleri.

* “Hadi gelin şimdi…” diye 2 dakika önce celallenirken birden “dans eden köpek” videosu girebilme

* Eskiden faks muhabbeti vardı şimdi de bunlara email/mesaj/tweet yağdıranlar var. (Atanamayan X öğretmenlerimizin sesini duyurabilirmisiniz?)

Böyle bir mesaja: “Ahh ahh elleri öpülesi hocam, bakalım mesaj nereden gelmiş, Amasya… Şehzadeler Diyarı’na sevgiler, elmamı isterim…”

Bu dile Levent Kırca’nın parodi sonlarından alışığız. Biz gerizekalıymışız gibi Levent Kırca sarhoşu oynadıktan sonra bir akil adam çıkar “eeeeeee sarhoş kardeşim sen içiyorsun bir şey olmuyor, filesi dolmayan vatandaş her gün kan içiyor, kızılcık şerbeti içtim diyor, ya o ne yapsın” derdi.

Konu dağıldı yine. Refet çıldırdı, şampiyonluk istiyor.

Hayat: Pozitif olmak çok önemli ya, evrene ne mesaj gönderirsen onu alırsın. 90’lar ne güzeldi di mi Ah Canım Ahmet vardı, Pozitif Düşünce de kazanır muhabbeti khikhih

Biz: Pozitif “Düşünce de” Kazanır. Hedefi olmayan takımlardan uzak durun. Özellikle 4.50’luk oran göz kamaştırıyor. Düşmesine rağmen genç oyunculara yer veriyorlar. Sistemciler pozitifi deneyebilir (435 Pozitif 02Ç 4.50)

90’lar ne güzeldi di mi Ah Canım Sedat Bucak vardı, faili meçhuller falan.

Leave a Comment