Author: alfasid

Tentürdiyot acısı

Ne de güzeldir çocukluk günleri, dertsiz tasasız, ekmek elden, su gölden, dayak anneden.. Tek derdin dizin kanayınca üstüne sürülen tentürdiyotun acısı ya da bisikletle biraz ilerilere kaçınca eve dönüşte anneden yiyeceğini düşündüğün dayaktır. Onun dışında oyuncakların halı üzerinde sürülmesi, televizyonun henüz yaygınlaşmamasından dolayı akrabalara yapılan ziyaretlerdir akşamlarını dolduran.

Susan Kurbağalar

80’lerin sonlarıydı.. Mahallemiz ilçede az bilinen bir yerdi. İlçe merkezine uzaklığı dolayısıyla insanların günün geri kalanını geçirmek için rağbet etmediği bir mekandı. Oturduğumuz evin karşısı kurbağalarla haşır neşir olmuş bir bataklıktı. Bataklığın üzeri az da olsa molozlarla kaplanmıştı. Geceleri eve döndüğümüzde kapımızın önünde biriken kurbağalarla eğlenirdim çocuk edasıyla.