Basri Dirimlili
Futbolda bazen öyle anlar gelir ki, skordan ziyade saha içerisinde yapılan mücadele taraftara daha çok zevk verir. Sahadaki oyuncuların azmi, mücadelesi, takım ruhu seyircinin önemsediği şeylerdendir. Bazen takımınız o maçı kaybeder, ama oyuncularının sahada yüreklerini ortaya koyarak mücadele etmeleri size o mağlubiyeti unutturur ve avuçlarınız patlarcasına alkışlarsınız sahadaki topçuları, moral verirsiniz onlara. Yenilsen de yensen de taraftarın seninle mesajlarının kuru gürültüden ibaret olmadığını gösterirsiniz.
1929 Yılında Silistre’de dünyaya gelen Basri Dirimlili, Fenerbahçe formasını ilk kez 29 Mart 1953’de 1-0 kazanılan Fenerbahçe-Vefa (Çanakkale Şehitleri Kupası) maçında giymişti. Sol bek oynuyordu Basri. Ondaki yeteneği görenler “Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi sol beki” olduğunu iddia ediyordu. Sırf bu yüzden bile taraftarın sevgilisi olmaya namzet biriydi Basri Dirimlili.
Endüstriyel futbolun nimetlerinin yanı sıra, kötülükleri de var elbette. Dün futbolcular forma aşkı için sahadayken, bugün 3 büyükler diye nitelendirilen İstanbul takımlarının arasında sadece maddiyat için gidip gelen oyuncular mevcut. Bayrak adam denen kavramı toptan yitirmek üzereyiz. Eskiden futbolculara lakaplar takılırmış. Bu durum da “o dönemlere ait bir güzellik” olarak hatırlanacak sanırım bundan sonra.
Bir maç esnasında hava topunda aldığı darbe sonucunda kafası kanlar içerisinde kalır Basri Dirimlili’nin. Bu ağır sakatlığa rağmen, oyuna devam eder Basri. Kafasındaki bandaja rağmen oyuna devam etme konusunda gösterdiği yüreklilik sebebiyle “Mehmetçik” lakabını alır o günden sonra. Mehmetçik Basrı diye bilinir artık.
Rivayet edilir ki; o gün kanlı kafasıyla çıktığı bir hava topunda, topa vurduğu an çıkan ses tribündeki herkes tarafından duyulmuştur.
Alçıtepe’de 250.000 şehit anısına dikilecek 52 metre yükseklikteki abide yararına Mart 1953’de Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Vefa arasındaki maçlar sırasında Ordu Takımı, Dünya Şampiyonası için İstanbul’dadır. Bu sırada geçici bir kriz içindeki Fenerbahçe bu tarihsel ve anlamı yüce kupayı kaybetmek istemiyordur. Bu nedenle, tribündeki Ordu takımının iki milli futbolcusu Basri Dirimlili ve Naci Erdem’in, Çanakkale Kupası bahsinde sunulduğu şekilde Fenerbahçe formasıyla sahaya çıkmaları büyük sürpriz olmuş ve İnönü Stadında yer yerinden oynamıştır.
Milli formayı da, ilk 1952 Helsinki Olimpiyatlarında 2-1 kazanılan Hollanda Antilleri’ne karşı olarak 31 kez giydi.
Kıbrıs’ta, Feriköy, Vefa, Samsun ve Fenerbahçe’de antrenörlük yapmıştır. En başarılı dönemi, Molnar’la beraber çalıştırdığı Fenerbahçe’nin 5 kupalı 1967-68 şampiyonluk yılıdır. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi sol beki olarak tanınmış bulunuyor..
Mehmetçiğimiz’ in Ruhu şad Mekanı Cennet olsun.
dün sahada futbolcu diye dolaşanlara bakıyorum, bir de mehmetçik basri’ye bakıyorum. yanlış zamanda gelmişiz anasını satayım.
Mehmetçik Basri anılıyor haberini gördüm resmi sitede. Bu vesileyle tekrardan ruhu şad olsun diyelim..
Paşalı Birol’a da saygılar vesileyle.
O olmasa, kulüpte bu kadar fazla özen gösterilmez bu işlere.