Blogumu Elletirim ama Vermem
Bu siteyi ısrarla okuyan bir insan olarak, internet dünyasına uzak olmadığını tahmin ediyorum ey sevgili okur. Haliyle, iki gündür devam eden #blogumadokunma mevzusundan da haberdarsındır haliyle.
Yuotube, fizy, google falan derken sıra blogger’a da geldi. Her internet sitesi bir gün sansürü tadacaktır şiarından hareketle, kullanım listesinin tepesinde ne kadar site varsa, hepsini sırayla kapatıp kapatıp açıyorlar. Bu seferkinin sebebi de digiturk denen heyula çıktı, iyi mi?
Ya bakıyorum sanal ortama, feysbuku olsun, tivitırı olsun, protesto gırla gidiyor, #blogumadokunma ve #digiturk maddeleri ülkemizin en çok hit alan maddeleri arasında görünüyor mesela. Ee, sonra? Cevabını vereceklerini bilsem, arayıp digiturk’a sorasım var, “Abilerim, haftabaşından beri kaç kişi üyeliğini iptal ettirdi acaba?” diye. Şurada kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz, çoğunuz üyeliğinizi iptal falan ettirmeyeceksiniz.
Sözleşme imzaladık, parasını çatır çatır alacaklar söylemini de samimi bulamıyorum, ne yalan söyleyeyim. Madem bu kadar gücünüze gitti, alın digiturk alıcılarınızı, gidin digiturk’un kapısının önünde yere atıp kırın yazarkasa misali? Sanmıyorum, onu da yapan çıkmaz. Aksine, haftaya gene üstüne para verilip filmler, maçlar satın alınıp izlenecek, değil mi? Haydi diyelim bundan üç ay sonra sözleşmeniz sona erdiğinde, bu olaylar aklınıza bile gelmeyecek, sözleşmenizi uzatacaksınız, yeni sezonda da maçları izlemek için digiturk’un bağlı olduğu plazmanın karşısına kurulacaksınız.
Burası Türkiye. Her şey olabilirsiniz, ama rezil olamazsınız. Digiturk’a da bir şey olmayacak, üç beş gün sonra ortalık sakinleşecek. Bu ülkede reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığından hareketle isimleri bu kadar gündeme geldiği için mutlu bile olmalılar bence. Uzun vadede bunun etkisi olumlu bile olur onlara.
Yoksa, şimdiye kadar digiturk’un bütün hukuk departmanını kovması lazımdı. CEO’larının hukuk müşavirini karşısına alıp, “Arkadaşım, siz gerizekalı mısınız, bu ülkede belesmacyayini.blogspot.com diye bir adresin kapatılmasını istediğinizde tüm blogspot alanının kapatılacağını bilemeyecek kadar cahil misiniz lan siz? Hiç mi şimdiye kadar çıkan emsal kararları falan incelemediniz, biz size niye maaş ödüyoruz lan? Sizin yüzünüzden memlekete rezil olduk, hedef kitlemiz bizi lanetliyor, binlerce liralık kayıp kapıda…” falan diye azarlaması lazımdı halbuki.
Ama böyle bir zılgıt asla olmayacak, çünkü ortada dişe dokunur bir maddi zarar olmayacak. Zaten muhtemelen digiturk’un hukuk departmanı da bunu öngörüp yapmıştır başvurusunu. Yoksa, ben aksini düşünmek bile istemiyorum, koskoca milyar dolarlık digiturk’un şirket için hayati önem taşıyan hukuk bölümünü işbilmez bir kaç zavallıya emanet edildiyse ileride gerçekten ciddi bir meselede kıçlarından donlarını alırlar da haberleri bile olmaz.
Ayrıntılarına bakmadım ama, sansuresansur.org oluşumu bugün digiturk’un engelleme başvurusunun site adıyla değil, tüm blogger alanı için yapıldığını gösteren digiturk dilekçesini koymuş ya, gene dediğim yere gelecek lafım dönüp dolaşıp. Ya bu başvuruyu yapan avukatlar zırcahil, ne yaptıklarının farkında bile değiller; ya da “bize bir şey olmaz, bir iki tivitten ne çıkar yahu” diye çakallık yapıp risk almamak için bütün blogger alanının engellenmesini talep ettiler mahkemeden.
Bekleyelim bakalım sonu nereye varacak. Neyse ki, blog yazarı falan değilim, olsam her tivitimin sonuna #blogumadokunma yazarak digiturk’u yıldırmak zorunda kalacaktım, her seferinde kopyala yapıştır falan uzun iş, zaten hepi topu 140 karakter hakkın var, 15’i de oraya gitsin, iş mi bu…
Misal benim hiç digiturküm yok. Bir dönem vardı, sonra neden dellendim, şu anda net anımsamıyorum ama kapattım. Ulan zaten her gün bir sansürle uğraşmaktan yıldım. Ontario Kurtlarının yanına yerleşeceğim.
ben bu ülkede yaşamak istemiyorum ya… valla… nasıl yapsak?
Digiturk için suç duyurusu‘nda bulunulmuş. Sevindim, gerçi bundan bir şey çıkmaz muhtemelen ama olsun.