Cumhurbaşkanı Ermenistan’da…
Abdullah Gül yazılarından da sıkılmıyor değilim aslında. Ama o makama yakışmayan adamın, o makama yakışmayan icraatlerini görmezden gelmek de mümkün değil. Arap kralları, İran cumhurbaşkanlarından sonra sıra Ermenistan’a gelmiş olmalı ki, ortada fol yok, yumurta yokken reis-i cumhurun Ermenistan’a gideceği açıklandı. Neymiş Erivan’da milli maç varmış da, Ermenistan’dan da resmi davet gelmiş de, ee icabet etmek lazımmış da, yoksa ayıp mı olurmuş, ne olurmuş da, anlamadım arkadaş…
Ermenistan-Türkiye ilişkilerini bir kenara koyuyorum, Azerbeycan-Ermenistan ilişkilerini de bir kaç saniyeliğine unutmaya çalışıyorum. Sade ve sadece Abdullah Gül’ün 15 sene once yaptığı açıklamaya odaklanıyorum.
“Hükümet, bu politikasıyla, geleceğimizi gerçekten ipotek altına almıştır ve öyle ipotek altına almıştır ki, Ermenistan Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanının cenaze merasimine katılma cesaretini göstermiştir. Sizin nasıl bir uzlaşmacı olduğunuzu, Türkiye’nin menfaatleri söz konusu olduğunda, sizin şahin gibi davranmayacağınızı bildiği için, yüzünüzün ne kadar yumuşak olduğunu bildiği için cesaret bulmuş ve Türkiye’ye gelmiştir. Siz bana bir ülke gösterin ki, kardeşleriniz savaş halinde olacak, kardeşleriniz katledilecek ve onlar katledilirken, ‘Bunun müsebbibi Türkiye’dir’ diye demeçler verecek; o kardeşlerimiz katledilirken, ‘Avrupa’nın haritaları bellidir, yerine oturmuştur; fakat Ortadoğu’nun, Asya’nın haritaları nihai şeklini almamıştır’ diye açıklamalar yapacak; Kars’ın, Ermenistan toprağı olduğunu iddia edecek, bütün bunlardan sonra o adam Türkiye’ye gelecek ve siz de elini sıkacaksınız!..”
Yani aziz beyefendi 15 sene once cenaze için Türkiye’ye gelen Ermenistan cumhurbaşkanı’nın elinin sıkılmasını eleştirirken, bugün bir maç için Ermenistan’a gidecek, en az 150 kişinin elini sıkacak. Midesi kaldırırsa…
“Sıksın tabii, Ermenistan devleti ile ilişkiler gelişsin” diyebilirsiniz. Ama bir gerçek var ki, ilişkilerin geliştirilmesine muhtaç olan taraf Ermenistan’dır. Türkiye sınır kapısının kapalı olmasından ekonomik olarak etkilenen taraf onlardır. Ama gelin görün ki, jest yapan taraf Türkiye’dir. Adamların ayağına gidip dostluk mesajları vermeye çalışan taraf bizim Cumhurbaşkanımızdır. Neden arkadaş?
15 sene once Ermenistan kaka idi de, şimdi mi sevimli göründü gözünüze? 15 sene once kardeşlerimizi katlediyorlardı da, şimdi çıktılar mı Azerbaycan topraklarından? Barış mı imzalandı, biz kaçırdık? Şeref, haysiyet, onur, gurur konularına girmiyorum bak; sadece 15 sene once neydin, şimdi ne oldun arkadaş?
Abilerinden oyle emir gelmistir, kuzu kuzu gidecek…
Bu A.k Partisinin (ve de onun cumhurbaskaninin), ic-dis politikalar konusunda en ufak bir fikirleri, bilgileri, deneyimleri yok. Buyuk birader ne derse onun pesinden kosuyorlar…
Benim anlamadığım biz neden bu kadar yavşakça bir politika izliyoruz.Arkadaş ne yaptıysak tüm dünya bize düşman. Herkese gül atıyoruz boncuk atıyoruz. Ermenistan seni düşman olarak görüyor sende gör yahu. Ben İStanbuldaki ermeni vatandaşlara değil ama Ermenistana düşmanım. Kim arkadaş bunlar. Yıllardır soykırım soykırım derler bizden vize isterler anlamadım gitti bu işi. Bizim ermenistandan ne gibi bir nemamız var yada olacak. Yada yunandan yada ıraktan .
Siyaset aynı futbola benzer pres yapan agresif oynayan her takım başarıya ulaşır geriye çekilen rakibinin üstünlüğünü kabul eden her takımda yenilir. Artık yenilmeyelim be.
Reis-i cumhurun maça gitmemesini siteyenlerdenim..Konuya ilişkin şöyle bir yorum yapmış Tayyip Aga, ona da dikkat etmek gerek tabi..
“Abdullah Bey’in maç davetine vereceği cevap Türkiye’nin uluslararası camiada alacağı notu etkileyecekti. Bir spor karşılaşmasına dahi gitmiyor denilecekti. Ermenistan’ın oyunu var idiyse Gül’ün gitmesi bu oyunu bozdu”
Yorum yapıcam ama engelliyorlar…Siyaseti siyasetçilere, tarihi tarihçilere, futbolu Terim’e bırakalım da..bize ne kaldı konuşacak anasını satayım..
Basiretsiz Abd yi gördün mü? Rice ı kaddafinin ayağına yollamış. Abd halkı onurunun ayaklar altına alınmasını sindirmiş vay be.
Basiretsizlik ABD’de değil, Kaddafi’de ama neyse… ABD ile arayı yapıcam diye milyarlarca dolar tazminatı veren o. Paşa gönlü bilir.
…………
Benim Erdoğan’a “nankör” deyişim, CHP lideri Deniz Baykal hakkındaki sözleri..
“Deniz Baykal bir işe yaramaz” demiş.. Yapmayın, etmeyin Recep Tayyip Bey.. Deniz Baykal hele de sizin için müthiş bir işe yarıyor..
Seçimi yüzde 47 oy oranıyla nasıl kazandınız siz?.
Deniz Baykal ana muhalefet lideri kaldığı sürece, partinizin bu ülkede seçim kaybetme ihtimali var mı?.
Mübarek Ramazan ayının her cumasında Deniz Baykal’ın sağlığı ve CHP’nin başında kalması için dua etmelisiniz..
Bu ülkede Baykal başında kaldıkça, CHP’ye oy vermemeye yeminli kaç milyon seçmen olduğunu bir araştırtsanız.. Bu milyonlar, yüzde 47 değil, yüzde 97 oy alacağınızı bilseler gene de gidip Baykal’a vermezler..
Erdoğan’ın Baykal’ı ağır eleştirme sebebi, Gül’ün ziyaretine karşı çıkarken “Bari soykırım anıtını da ziyaret etsin” demesi..
Yani bu ziyarete karşı olabilirsin. Ama bu kadar çirkin eleştiri olur mu?. Yakışır mı?.
Kaldı ki, Baykal’ın ziyarete karşı çıkması da abes.. O hep abesle uğraştığı için rakipleri kazanıyor zaten..
Türkiye’nin sınır komşularıyla iyi ilişkiler içinde olması gerek. Ben kendimi bildim bileli, dört yanımız düşmanlarla, hadi en azından hiç de dost olmayanlarla çevrili..
Ermenistan’ın özel bir durumu da var. Bu ülkede binlerce Ermeni yaşıyor.. Vatandaşımız.. Türk!. Binlerce Ermeni de çalışıyor, Ermenistan pasaportuyla..
Ama sınır kapalı.. Geçin ekonomik zararları.. Toplumsal acılar yok mu bu düşmanlıkta..
Dostluk için bir yerden adım atılmalı değil mi?.
Peki ilk adımı atanın Türkiye olmasının anlamı ne?.
Bu jest Ermenistan’a mı yapılıyor Sevgili Hocam, yoksa dünyaya mı?.
Bu hareket, Avrupa’da, Dünyada, AB’de ve Birleşmiş Milletler’de Türkiye’nin elini kuvvetlendirmiyor mu?. Yıllardır Kıbrıs’ı ve 1915 olaylarını kaşıyarak Türkiye’yi köşeye iten Rum ve Ermeni diasporasına karşı, “Barışı isteyen taraf” olarak önce Kıbrıs’ta, sonra Ermenistan’da ortaya çıkmamızın ülkemize yararlarını Baykal görmekten aciz mi?.
Ülkenin ulusal olması gereken dış politikası ne zamandan beri ucuz iç politika hesaplarına alet ediliyor?.. İsmet Paşa’dan böyle mi öğrendin Hocam?.
Günlerden beri dış basını okuyorum. Yorumları.. Dünya liderlerinin görüşlerini..
“Bu Türkiye AB’yi güçlendirir, dışarda kalmamalı” diyenler nasıl hızla arttı, bir hafta içinde..
Baykal’ın eleştirileri, Recep Tayyip Erdoğan’ı daha da güçlü yapıyor, farkında değil..
Neyin farkındaki zaten..
O dünden razı “CHP küçük kalsın, benim kalsın. İktidarda gözüm yok, ana muhalefet lideri kalayım bana yeter” diyen CHP lideri, AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük seçim gücüdür.
Teşekkür edin Sayın Erdoğan!.. Teşekkür edin!..