milli takım

Abdülkerim Durmaz

Abdülkerim Durmaz

Abdülkerim Durmaz’ı NtvSpor’da izledim. Hikeyeleri ve uslübu yıktı geçirdi beni. Aşağıdaki de Radikal’de yıllar önce yayınlanmış ropörtajı. “İngiltere maçını sormak istiyorum bir de. Wembley’e ilk ayak basan Türk oyuncu olabilmek için otobüsten arkadaşlarınızla sahaya kadar yarıştığınız anlatılıyor… O bir espriydi. Güzeldi, aradan 20 yıl geçti, hâlâ anlatılıyor. Ben böyle çocukluğumdan beri espri yapmayı, futbolcu terimiyle söylersek ‘b.k atmayı’ severim. Orada yaptığım da bir espriydi. Milli…

İnadına Azerbaycan!

İnadına Azerbaycan!

Bursa’da oynanacak olan Türkiye-Ermenistan maçına Azerbaycan Bayrağı getirilmesini yasaklayan bir vali; bu yasak üzerine valiyi mahkemeye veren birkaç Bursalı; mahkemeye verilince geri vites yapan bir vali var Türkiye’de. İşgüzar, ikiyüzlü, samimiyetsiz ve yalancı bir bürokrasi, diplomasi var. Bu akşam da salak bir senaryo, garip bir tiyatro oyunu var. Bu maçın ilk ayağı Ermenistan’da oynandı. Burada alınan önlemlerin, herkese bilet satmama, bindirilmiş ve uysal kıtalarla tribünleri…

Bize Hayvan Lazım

Bize Hayvan Lazım

Bogdan Tanjevic… Geçtiğimiz haftalarda bir gazetede çıkan sözleri ile gündeme oturmuş. Ne demişti Tanjevic? Özeti şu:“Milli Takım’daki diğer oyuncular hayvan mı ki parkede ciğerleri patlayana kadar mücadele edip, canla başla savaşıyorlar? Milli forma kutsaldır. Bize de milli forma için canını verecek, o formanın onuru için savaşacak oyuncular lazım”. Yine geldik “Vatan Millet Sakarya” edebiyatına… Ben de milli formayı giyen oyuncularımızın bu şekilde mücadele etmesinden yanayım…

Cumhurbaşkanı Ermenistan’da…

Abdullah Gül yazılarından da sıkılmıyor değilim aslında. Ama o makama yakışmayan adamın, o makama yakışmayan icraatlerini görmezden gelmek de mümkün değil. Arap kralları, İran cumhurbaşkanlarından sonra sıra Ermenistan’a gelmiş olmalı ki, ortada fol yok, yumurta yokken reis-i cumhurun Ermenistan’a gideceği açıklandı. Neymiş Erivan’da milli maç varmış da, Ermenistan’dan da resmi davet gelmiş de, ee icabet etmek lazımmış da, yoksa ayıp mı olurmuş, ne olurmuş da,…

Televizyon başında kısa notlar

Haftasonu mecburiyete dayalı bir evden dışarı çıkamama durumum olduğundan dolayı, ister istemez televizyon izlemek zorunda kaldım. Yoksa normalde, asla televizyon izlemeyen bir insanımdır. Açarım şarabımı, fonda illaki Barok dönemden bir senfoni, mumlarımı yakarım ve asırlık ahşap masamda kitap okurum. İşim olmaz televizyon gibi banal, avam hadiseleriyle normalde. Elitiz ya biz… Neyse sevgili ve değerli okuyucularım, dediğim gibi çok da uzun sayılmayacak bir televizyon terapisinden iki…

Umut savaşçıları

Zor günler yaşıyoruz ülke olarak. Umut edip tutunacak çok fazla bir seçenek bulamıyoruz son aylarda. Nereye baksan kriz, kaos, tartışma, çekişme. Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal. Bütün olan biteni izliyoruz ama tepkisiz, hissiz ve de duyarsız. Bir gün bir adam çıkıyor diyor ki “tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkem” Umutlanıyoruz, hülyalara dalıyoruz. Güzel günlerin geleceğine inanmak istiyoruz. Biraz da olsa kopuyoruz yozlaşmış hayattan. Sonra…

Çadırımın üstüne…

Haluk Ulusoy’un gider ayak popülizm kaygısı ile ortaya koyduğu “Her ilçeden bir yürek” hadisesi patlamış. Euro 2008’de A Milli Takım’ın grup maçlarına gönderilecek olan talihliler için otellerde zamanında yer ayrılmamış ve şuan tüm oteller dolu olduğu için 923 kişinin konaklaması için Kızılay çadırı kurulacakmış. Fasulyeden talihlisi werdure için kötü haber 🙂

Turkuazzzzz! Beyaaaaazzzz!

Mehmet Demirkol’un milli formamız üzerine eleştirisi ve önerisi ile başlamıştı tartışma. Nike firmasının 763 ülke milli takımı için özgünlükten uzak, tasarımı aynı, sadece renkleri farklı formalar hazırlamasından rahatsız olmuş, sadece Türk milli takımını yansıtacak, sahaya birkaç saniyeliğine bakanların “Bak, şunlar Türkler” diyebileceği bir formamız olması gerektiğini söylemişti. Bunu sağlamak için de ismini bizim verdiğimiz Turkuaz rengini önermişti. Çünkü yurtdışında Turkuaz denince akla Türkiye geliyordu, çünkü…