Diplomatik heyet sırrı: ABD vs. Türkiye
Daha önce de yazmış olmam muhtemel ama, bu diplomatik görüşmelerle ilgili çok soru işaretim var. İkili görüşmeler, heyetler arası görüşmeler, basın fotoğraf çekerken birbirinin kulağına eğilip, iki kelam edip, sonra kahkahayı basmalar filan… Gizem dolu bir süreç… Bu sır perdesini aralamadan ölmemeliyim.
Misal; Tayyip Erdoğan İngilizce bilmiyor sanırım hala. Ama atıyorum, kapı önü el sıkışma sekanslarında Berlusconi’nin bir şakasını, Obama’nın bir jestini –arada tercüman olmadan- anlıyor ya da anlıyormuş gibi yapıp gülüyor. Ya “Senin first lady’de lokum gibiymiş haa” dediyse herif?! Der mi der… Ne gülüyorsun anlamadan, bilmeden?
Gerçi meselem azgın Berlusconi değil; Tayyip Erdoğan ABD’ye gidip Obama ile görüştü. Ya da şöyle söyleyeyim, Obama aylar önce, başkan seçilmesinden hemen sonra Türkiye’ye gelmişti. Allahım nasıl coşku, uçak kapılarında karşılamalar, bilmem kaç pare top atışları, askeri bando, sağol sağol sağol filan… Geldi, burada yer yerinden oynadı, gitti…
Şimdi bizimkilerin iade-i ziyaretlerine bakıyorum. Gerçi Türkiye’de yine yer yerinden oynadı ama ABD basını ne kadar ilgi gösterdi bilmiyorum. Manşet olmadığından eminim mesela. Bizim Türk televizyonları ise canlı canlı yayınlıyor, saniye saniye… “Tayyip Erdoğan otelinden ayrıldı, şu anda Beyaz Saray’a giriyor” diyor misal televizyondaki muhabir. Görüntüye bakıyorum, sanki herif ABD’de Beyaz Saray’a değil, Karaköy’de hırdavatçıya giriyor. O nasıl Beyaz Saray girişi lan? Kapıda yalandan bir tane muhafız asker, selam durmuş. Bir tane kadın var karşılıyor. Elini sıkıyor filan. Obama’nın Ortadoğu danışmanının stajyer asistanı titrine sahip gibi, ötesi değil…
Bizim heyet arka kapı olması muhtemel Beyaz Saray girişinden dalıyor içeri. Obama Oval ofiste bekliyor o sırada. Orada karşılıyor haspam… İnsan kalkar bir kapıya kadar gelir, densiz!
Hayır, 30 dakika sürmesi planlanan ziyaret 2 saat sürdü diye seviniyoruz bir de. İşte Obama’nın bize verdiği önem… Başbakan’a dostum dedi… İşte ABD’nin en önemli müttefiki Türkiye…
Eee ama hassiktirin lan ordan!
Herşey ortada birşey söylemeye gerek yok.
Batı’dan gelen açılım mektubu
Açılın dostlarım Anadolu’da,
Bölünerek güle güle açılın,
El verirken sakınmayın kolu da,
Kopacağı bile bile açılın.
Açılmazsan bil ki kabuğun çatlar,
Umulmadık yerde bombalar patlar.
Kaldırılsın artık kırmızı hatlar,
Çizgileri sile sile açılın.
Söylüyoruz size burdan kaç aydır,
Ulus devlet deprem yapan bir faydır.
Bölününce yönetmesi kolaydır,
Ülkenizi böle böle açılın.
Kıbrıs’ta “Yes Annem” dedirten biziz,
Her yerde terörü kudurtan biziz.
Herkese sözünü yedirten biziz,
Sözümüze gele gele açılın.
Dünyada Batı’nın kırbacı şaklar,
Bunu öğrenmeli yeni kuşaklar.
Sizi destekliyor bizim uşaklar,
Ordan öğüt ala ala açılın.
BOB’u kurup eşbaşkanı olun siz,
Yeni Osmanlıyı orda bulun siz.
Açıldıkça yerinizde kalın siz,
Zevkten köşe ola ola açılın.
Nevzat açılmasın kapalı kalsın,
O hãlã uluscu sazını çalsın.
Evrilmesin orda dinozor olsun,
Ona kara çala çala açılın.
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat