En güzeli kendi işini yapacaksın…
“Aslında en güzeli kendi işini yapacaksın”a çıkan kısırdöngü muhabbetler. “Yedirmezler, o işin mafyası var” diyip şevk kırıcılar… “Öyle bir niyetin varsa, bizim bir tanıdık var, kredi falan alırız, dur hemen arayayım” diyip yardım etme ayağına hava atanlar… (havan kime yabancı?) Müdür dırdırı, müşteri kaprisi, bilumum ağız kokuları, ego tatminleri, sokak arası mafyası… Sahi ne iş yapabiliriz ki?
Dönemsel moda olanlar belki… Her adım başı peydahlanan dükkanlar. Bunların ilki kumpircilerle başladı. Sonra Ayvalık Tostçu. Simit sarayları. Daha sonra mısır. Şimdilerde makarna ve yoğurt. Portakal sucuları da ekleyebilirim.
Yemekten farklı olarak “Herşey bi miyon” mağazaları. Bilardo salonlarından, atari salonlarına ordan internet cafelere dönüşen dükkanlar. “Digitürk vardır” yazılı tabelalarda müşteri bekleyen ve sadece derbi maçlarında dolan moderen kıraathaneler (Oğlum aslında kıraat ederlermiş eskiden, kitap okurlarmış eskiden , şimdi varsa yoksa kumar…) Mahallenin Muhtarları’nda Temel kahveye kütüphane yaptırıyordu. Mahallenin Muhtarları demişken:
Aferin Temel sana,
Kütüphane yaptırdın,
Şöför Ali’yle Behiye’ye,
Çok iyi örnek oldun.
…diye şarkılarla büyüdük. Bu garip huylar ondan yadigar. O da ayrı güzel şarkıdır.
Doğalgaza geçişle beraber Aygaz/İpragaz/Mogaz ve bilimum gaz satan mekanlar hafif hafif çeyizci/sucu/emlakçı karışımı garip mağazalara dönüştü. Kafa kafaya veren herkesin “su işi yapıcaksın, askeriyeyi ya da hastaneleri bağlayacaksın” gibi heyecanları; ihaleleri, büyük su firmalarının tekelleşmesini gördüklerinde kursaklarında kalıyor.
Dvdci, kasetçi, vcdci ler ayrı bir dünya. Çağa ayak uyduruyorlar. Vhs devrinden beri gelişip, değişiyorlar.
Fotoğrafçılar… “Herkeste cep telefonu, dijital makina var, kim gider?” demeyin. Son 6 ayda çekilmiş 6 vesikalık istendikçe saltanatları devam eder. Gerçi bazı kurumlar web-cam’den kendileri çekiyor artık ama yine vize işlemleri için falan baya çekim oluyor.
Alışkanlıklara göre semtlerde marketçilik yapmak. Eğer muhafazakar bir semt ise o tarz bir isim seçilir ve satışa başlanır. “Helal Gıda, Hilal Market, Huzur Süpermarket” gibi… “Anadolu’ya hitap ediyoruz” mantığı ile soyisimle market açmak “Dulkadiroğulları Hipermarket” (Yanına Ağrı Dağı silüeti)
Ntv/Ntvspor/Eurosport/Fashion Tv/Akıllı Tv açık plazması olacak, misyonumuz/vizyonumuz tabelası, herşey paket program halinde menüler olarak sunulacak, çocuklara özel kandırmacalı oyunlar hazırlanacak.
Açılışlara çok az ünlü birileri çağırılırsa iyi olur. Kimsenin tanımadığı ama aslında büyük bir hayran kitlesi olan… (Kral Fm programcıları başta olmak üzere radyocular)
Bedava birşeyler dağıtılacak, garip garip şeyler deneyip rekorlar kitabına girme yarışı yapılacak (En uzun pide kuyruğu)
İyi olsun, kötü olsun illa haberlere çıkılacak (Açılışta Rezalet / İstanbul’da gizli bir cennet açıldı vs.)
Açılıştan 2 yıl geçer geçmez hemen 100 yıllık kurummuş gibi davranılacak (24 aydır birlikteyiz, since 2007, 700 küsür gündür hep birlikte”
Mikrofonlu güzel bir kız resmi bulunup “sizi dinliyoruz tel: 0 212 …” levhaları konulacak. Telefona erkek çıksa da olur.
…diye gider, devam eder.
Dünyada yeni açılmış kebapçı inceliği, nazikliği, kibarlığından ötesi yoktur. Giersin mekana her yer gıcır, duvarlar yeni boyanmış. Menü filan yaptırılmış özenle, dışındaki sert tabaka pırıl pırıl. Ünlü Türk ressamı Ümit Asyon‘un tabloları süslemiş duvarlar. Henüz eleman alınmamış, direkt patron gelir sipariş almaya. Ama nasıl parlak bir yüz, gözler ışıl ışıl.
– Adana Kebabımız çok iyidir, yaptırayım mı hemen?
– Yok abi, sen bana az çorba ver.
– Ardından adana kebap yaptıralım mı? Arzu eder misiniz?
– Yok ben iki lahmacun alayım.
– Sonra adana attırayım hemen?
– Yok abi yeter.
– İçecek ne verelim size? Kola, Fanta var, ayran arzu ederseniz? Meyve sularımız var, Vişne, şeftali, portakal…
– Yok istemez abi, sağolasın.
Sonra gururla döner fırındakine “Süleyman! Beyefendiye iki lahmacun atalım, acil” Görsen sanki İngiliz asilzadesiyim.
Kendisi de hemen bir koşu çorbayı kapr gelir. Koyar masaya
“Başka bir arzunuz var mıydı?”
Gözlemlediğim pilavcılar da da bir patlama yaşandı son dönemlerde. ayrıca bkz: [http://bit.ly/8MdTK]
oradaki ilk da birleşik olacak evet (:
pilav stationun 4 e kadar yolu var faruk 🙂
En güzeli seyyar pilav işi hakketten… girsek mi?
“Fasulyeden Pilav”