balık

İmreniyorum

İmreniyorum

Hiçbir zaman işe yaramaaycak gereksiz isimleri hafızasında tutmayan , bu nedenle serbest çağrışımlara maruz kalmayan hafızalara imreniyorum. (Bkz. Yazının görseli) Balıktan anlayan insanlara çok imreniyorum. Gri bi mahlukat işte. Nasıl biliyorlar anlamıyorum. “I ıh bu barbun, taze ama, ızgarası olmaz bunun, Karadeniz’den göçer bunlar, mevsimi değil, yavru daha…” Hem tutar, hem pişirir, sofrayı da kurduğu gibi otomatikman kendi kaldırır. Balık tutma işiyle uğraştığı için sabırlıdır…

Martı

Martı

Kız birasından ufak bir yudum alıp bardağı masaya bıraktı. “Bugün yolda gelirken ne düşündüm biliyor musun?” diye sordu çocuğa. “Hani demiş ya şair, ‘Bir de rakı şişesinde balık olsam’. Aslında rakı şişesinde balık değil, martı olmak lazım.” Çocuğun aklı karışıktı, ne demek istediğini anlamadı. Kızın yüzüne boş baktı bir süre. Kız devam etti; “Martı olacaksın aslında, o rakı şişesine bir pike, hem rakı beleşe gelecek hem…

Balık nasıl tutulur? Nasıl tutulmaz?

Balık nasıl tutulur? Nasıl tutulmaz?

Kimse yazmayınca, iş yine sitenin en başarısız yazarına, yani bendenize düştü. Antalyalı olmama ve daha ötesi yıllarımı deniz kenarında geçirmeme rağmen bugüne kadar sadece 2 kez balık tutma girişiminde bulundum. İlki yıllar önce Demre sahillerinde misina ile gayet iddiasız bir eylem olarak tezahür etti. Sonuç hüsran… İkincisi bundan, nerden baksan 4-5 sene öncesinde Avcılar sahilinde yaşandı. İlkine nazaran daha ciddi bir girişim olsa da, benim…