Fenerbahçe – Galatasaray
Ekşisözlükte mi, tribündergi’de mi yoksa salak saçma gazete haber yorumlarında mı okumuştum bilmiyorum. Gerçi tribündergi olsaydı yazan kişi Fenerbahçeli ilan edilirdi, orası değildir. Sanıyorum ekşisözlüktü. Tam o sırada yüksek ihtimalle bir yandan uyuyor, bir yandan çoraplarımı giyiyor, bir yandan da “bugün de sakalı kesmeyivereyim” diye asgari ücretli CEO giyim-kuşam tarzımdan tavizler veriyordum. Neyse, demişti ki yorumun sahibi “Bir Galatasaray’lı olarak Fenerbahçe’nin en ballı kurayı seçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim.” Ya da bu minvalde bir şey. Tahmin ettiğiniz gibi Fortis Türkiye Kupası çeyrek final eşleşmesinden bahsetmekteyim. Türban, mürban diye iyice boğulmuşken, sonunda Fenerbahçe-Galatasaray. Yine, yeniden…
Galatasaray cephesinden başlayalım, zira o cephe biraz daha sessiz gibi. Ağızlardaki tek kelam; Fenerbahçe’nin neredeyse yüzyıl süren Türkiye Kupasızlığı. Ha tabii bir de artık bir klasik haline gelen “o gün, bu gün” söylemi var. Bilmeyenler için açmakta fayda var: Efendim, bazı iyimser Galatasaraylıların yeni adeti, Kadıköy’de oynanacak olan her Fenerbahçe-Galatasaray maçına “o maç, evet işte sonunda yeneceğimiz maç” gözlüğünden bakıyorlar. Görünen o ki iyimserliklerinden hala ve inatla bir şey kaybetmediler.
Lincoln ve Ayhan’ın maça yetiştirilmesi çabaları söz konusu. Medya’nın ara gazı değilse eğer Lincoln oynamayı çok istediğini beyan etmiş. Hakikaten biz de çok istiyoruz, unutmuştuk yüzünü. Cimbomlular için sanırım en kötü haber Song’un çok uzaklarda olacak olması. Bu yüzden defansın en önemli futbolcusu “Döndürme Servet, aman be Servet” olacak.
Bugün okuduğum bir habere göre Serkan Çalık ve Barış Özbek Fenerbahçe’yi yenen kadroda yer alarak “gerçek Galatasaraylı” olmak istediklerini söylemişler. Bu “gerçek” metaforunu Fenerbahçelilere ait sanıyordum ben ve “Fenerbahçe’yi yenen kadro”nun bu kadar önemli bir hadise olarak anılacağını hiç tahmin etmezdim. Demek ki bizim Papazın Çayırı’na bahar geldi ama Mecidiye’nin bir köyünde kış olanca kıyametiyle sürmekte.
Fenerbahçe’ye gelirsek eğer, bunu “en büyük biziz” ayarında megaloman bir cümle olarak değil de an itibariyle bir durum değerlendirmesi kabul edersek, Türkiye’nin en başarılı ve güçlü takımı Fenerbahçe. Ve bu sezon ligde zaman zaman ciddiyet sorunu yaşamalarına rağmen, istedikleri takdirde ne kadar muazzam ve başa çıkılması zor bir futbol oynadıklarını gerek Avrupa, gerekse de Türkiye sınırları içerisinde defalarca gösterdiler hınzırlar. Hem de kara, kışa ve kulak ısıran soğuğa bel bağlayanlara nazireleri de eksik etmeden.
Açık konuşmakta fayda var. Söz konusu maç Galatasaray maçı, söz konusu stad Şükrü Saraçoğlu, söz konusu hoca Zico gibi bu tür maçlardaki başarısını istatistik bilimine kitap yapmış bir hoca ve söz konusu “10 numara” Türkiye’nin gördüğü en “verimli” futbolcu olan Alex ise eğer, Zeki Rıza’nın evlatlarının bu maçı almak konusunda tek yapmaları gereken sahaya çıkmak olacaktır. Zira neticede muhtaç oldukları kudret sarı ile lacivert… Sonrası ise Kadıköy semalarında yankılanacak bir hoş seda…
Formatı da olduralım: 03 Şubat 2008 tarihinde, saat 19:00’da Şükrü Saracoğlu’nda, 22 kişi ile oynanacak olan ve en nihayetinde Fenerbahçe’nin kazanacağı maçtır 🙂 Gary Lineker’den aparma bir tanım oldu gerçi.
Dip not: Hani olur da, eğer Cimbom kazanırsa; yazar 03 Şubat gecesi, hadi bilemedin, 04 Şubat sabahı son paragrafı kıvırıp bir yerine tıkama hakkını saklı tutar.
Bir ara bu derbi beklenirmiş ya zam yapmak için, (rivayet mi gerçek mi bilmem artık) derbinin denk geldiği zamana bakarsak resmen hükümetin türban tartışmalarını unutturmak için bir çabası gibi duruyor.
O halde ”en üç ihtimalli maç” zımbırtısından 4-0, 5-0, 6-0 gibi bir sonuç mu çıkarmamız gerekiyor! Eminim bu yazıyı yazan da, o banner mıdır nedir ne zıkkımsa onu koyan da aynı kişidir. ”Tek ihtimalli maç” yazsa daha bir takdir ederdik yazısıyla beraber olan bütünlüğünü. Evet Fenerbahçe çok formda, Galatasaray ise anca 11 kişi bulup sahaya cıkıcak. Sahada oynayabilecek tek yabancısı yok. Maç Kadıköy’de ve 8 senedir kazanamayan Cimbom bir köşede… Bahis şirketleri bile dalga geçer vaziyette.
”Efendim, bazı iyimser Galatasaraylıların yeni adeti, Kadıköy’de oynanacak olan her Fenerbahçe-Galatasaray maçına “o maç, evet işte sonunda yeneceğimiz maç” gözlüğünden bakıyorlar. Görünen o ki iyimserliklerinden hala ve inatla bir şey kaybetmediler.”
Umut fakirin ekmegidir de diyebiliriz. Ayrıca bazı iyimser Galatasaraylıların degil, her Galatasaraylı nın dile getirmese bile içinden haykıra haykıra söyledigi bir cümledir ”evet, işte o maç, bu maç olabilir.” cümlesi… Ligde rezilleri oynasakta Fenerbahçe’ye karşı, kupa maçlarında ezici bir üstünlüğümüz olduğunu da (galiba 13e 9) belirtmekten keyif alıcam.
Neyse, galibiyeti- eğlencesi- bol golü garanti maçınıza gidiniz, Kadıköy semalarında hoş sedaları yankılatın ama umarım sonu sarı lacivert futbolcuların elinde sonunda, dünya gözüyle bir kupa görerek biter… Biz Galatasaraylılarsa, yine ”hay aksi” der geçeriz, bir sonraki Fenerbahçe maçına ”işte bu maç” cümlesini tekrar umutla ve iyimserlikle söylemek için içimizde saklı tutarız.
Turkiye Kupasi’na neden bu kadar anlam yukleniyor ki? 25 sene daha bu kupayi alamasak ne degisecek sanki? Ya da soyle sorayim soruyu, “onumuzdeki 25 senenin Turkiye Kupasi’larini mi istersiniz, yoksa bu senenin lig sampiyonlugunu mu” sorusuna vereceginiz cevaba bagli olarak irdeleyelim mi maci?
Bu macin gozumde sadece FB-GS maci olmasi sebebiyle onemi var. Yoksa, simdiye kadar kupa maclarini ciddi sekilde oturup izledigimi hatirlamiyorum…
pazartesi sabahıma neşe katan bir eşleşme olmuştu. Hemen hazırlıklara başladık. Herkesin ciddi bir şekilde fark olabileceğini düşündüğü bir maç. Pazar günü oradayız ve büyük bir eğlence bizi bekliyor.
werdure tespitlerinde harikasın Eğlenerek izliyoruz hep böyle devam..
Gizem ezici bir üstünlükten bahsetmişsinde 13’e 9 yani. 4 maç büyük bir eziklik midir ? Görende 38’e 4 sancak. Ne güldüm be.
{ Dipnot: Her iki takımıda tutmuyorum. }
Haha! Sahiden ayıp etmişim Ufuk! Söz konusu Fenerbahçe olunca 13’e 9 benim yani bir Galatasaraylı için bir üstünlük. Ezici sıfatı benim yorumuma kalmıs, iki takımıda tutmayan seni güldürdüyse ne mutlu bana…Ayrıca eziklik diye bir şey dedigimi hatırlamıyorum. Sonu bir yere varmayan gereksiz forum tartışmalarına benzetmeyelim istersen burayı!
13-9 ilk okul hesabı yaparsak fark 4 felaket bir fark.Bencede haklısın biz 6 yı bir maçta attık yok yok çok büyük değil çünkü atan Fenerbahçe
E tabi Cemal, çıkarma işlemi ilkokulda öğrendiğimiz bir şeydir… Sonra zaman geçer, ortaokula, hatta lise ve dengi okullara gideriz… Yaş ilerledikçe üniversiteye gidenlerimiz bile olur.. İşte bu yaşlarda belli konular ve yazılar üzerine yorumlar yazmaya başlarız.. Bu yorumlarda üzerinde durduğumuz konular genellikle dört işlem değil, daha derin, anlamlı konulardır artık. Eh, böyle yorumlarda bazen iyi eğlenceler dileklerini yineleyip saygıyla aradan çekilmek icap eder… Tekrar başarılar!
yahu kavga etmeyin, mac neticede (gecmisini reddeden cakma humanist taraftar)
Gizem’in dediği; maç sayıları belki 13’e 9 ama Galatasaray’ın Fenerbahçe’ye karşı kupa üstünlüğü tartışmasız bir gerçek. En azından müzedeki Türkiye Kupalarını saymak bile yeterlidir.
Site sahibi futbol icerikli yazilarin altina (eger konu icinde 3 buyuklerden en az bir tanesinin adi geciyorsa) yorum eklenmesi ozelligini kapatsin bence…
Fenerbahçe büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür ne şampiyonluk büyüklüğü işte adı konamaz!
Bu sıralar “beğenmiyorsanız gidin o zaman” önermeleri çok meşhur (bkz.türban tartışması, yahut hepimiz ermeniyiz olayı).
Site sahibinden(ya da topun sahibinden) böyle bir açıklama bekliyorum. Beğenmiyorsanız tribün dergi’ye gidin, oradan sidik yarıştırın kardeşim hesabı 🙂
Fenerbahçe bu turu bay geçti gibi bir şey 🙂
İmza : yatışmış ortamı tekrar kızıştıran lavuk
Pazar akşamı ben Türkiye – Brezilya maçı var sanıyordum?
yanlış biliyosun kutup, Fenerbahçenin fransızlarla maçı var
Alzheimer misin yazdığını hatırlamıyorsun. Hipermetrop musun yoksa 🙂 uzaktan bak biraz yahu. Neyse piç etmeyelim yazıyı. Eyvallah
kralini tanimam, yorum aparatina da tecavuzumu, eder onu da kapattiririm diyorsunuz yani, kolay gelsin.
Mümkünse tribün dergi’ye buradan yazı koymayalım. En son derbi başlığında biri yapmış, sonucu görüyorsunuz.
Yorum hadisesi, ipini koparan vs.
maçtır olur yenersin yenilirsin derbidir ama, biz çok ilerlemişiz.. Bizim üzüldüğümüz beraberliğe gs taraftarları utanmadan sevinebiliyorlar, maç esnasında 0-0 a yatmak için zaman geçirme numaraları, kolpadan sakatlıklar…
çok büyümüş aradaki fark çok…
öte yandan dea’yı yeniden tribünde görmek güzeldi.. fazla sohbet edemedik ama, valla sette görünce bir an yanına çıkasım gelmedi değil.. 🙂
0-0 a sevinmek? anca bu kadar olur zaten sizden, açık ara daha iyi oynadık, en az 3-0 kazanabilirdik, ama 0-0 a sevindik öyle mi? kandırın siz kendinizi. sizden daha çok üzüldük 0-0’a ya neyse.
neymiş maçtan sonra takımı tribüne çağırıp sarı kırmızı yapmışız, sevinç gösterileriymiş.
o tür birlik beraberlik siz de olmadığı için anlayamassınız zaten ne için tribüne çağırıldığını takımın.
kolpadan sakatlıklar?
kim kolpadan sakatlanmış rica edeyim açıkla.
harbiden çok büyük aradaki fark çok.
dunga da boşuna brezilyadan kalkıp geldi. bu takımda ki brezilyalılardan cacık olmaz diyip bobo yu almış milli takıma.
Kutup..
dakika 78-79..
öylesine top havadan orkun un kucağına geldi.. herkes degaj yapmasını beklerken, kendisi topu taça attı.. ardından kendini yere attı.. bacagını tuttu.. daha saglıkcılar gelmeden ayaga kalktı, orasına burasına birşeyler sıktırıp devam etti.. bunun adı apaçık zaman çalmaktır.. skor kendi lehine olduğu (0-0) için yaptı sanırım..
galatasaray lıların odasını süsleyebilir artık bu takımın posterleri.
“yıllar sonra kadıköyde yenilmeyen galatasaray onbiri” diye.
hakikaten hayalden de öte…
Galatasaraylılar 0-0`a sevindi diyenler, kendi tribününe baksın önce, bence..
Koreografiyi öğrenmeye başladı Fenerbahçe tribünleri, ama bağırmayı değil..
Gürültüye karşı gırtlak yırtılana kadar tezahürat yapma kültürü..
Selamlar.
tribündergi’ye cevirmeyin burayı. 9 sene sonra ilk defa beraberlik almanıza sevinmeniz kadar doğal bişey yok; sevinin. Bundan da gocunmayın, normaldir. Biz üzüldeysek de yıllar sonra kadıköy’de galibiyet alamayışımızdandır. Yoksa avantajlı bir skordur 0-0.
“Koreografiyi öğrenmeye başladı Fenerbahçe tribünleri, ama bağırmayı değil..”
Diğer tribünler sanki yalamış yutmuş da koreografiyi ahkam kesiliyor bi de… Bağırma konusunda da kimseden bişey öğrenecek değil Fener tribünleri. Bazı iç sorunlar vardır; çözülür ya da çözülmez. Ayrı konudur. Yoksa sürgündeki kapalıları da biliriz.
Sercan,
Zaman çalmak diyosun, doğru zaten doğal olan o, çünkü bizim için avantajlı bi skor, sizi sami yen’de yenmek daha kolay. fakat orkunun zamandan çalması bizim 0-0 a sevindiğimiz anlamına gelmez.
az-ya nın dediklerine de katılmıyorum. yıllardır kazanamadığımız yerden şimdi elimizden kaçırarak 0-0la dönüyoruz, bunun neresine sevinelim?
Ben ve çevremde ki hiç bir Galatasaraylı skora sevinmedi, ha 0-0ın avantajı sizde gollü beraberlik size yeter o da doğru. fakat gollü beraberlikle biteceğini hiç sanmıyorum. ya siz kazanırsınız ya biz. o yüzden de bunun avantajı bizde sonuçta maç sami yen de oynanacak.
igor,
geçen seneki bjk maçında iç sorun, geçen seneki avrupa maçında iç sorun, geçen haftaki gs maçında iç sorun. sizin iç sorunlarınız hiç bitmiyor mu abi? bitmiyorsa evet Fenerbahçe tribünleri bağırma konusunda sıfırdır. yıllardır sorunlarını çözemiyorlarsa.
Koreografi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki Galatasaray Türkiye de ki tek kulüptür bunu en iyi başaran, geçen hafta ki koreografiniz sade ve güzeldi, anlamı vardı en azından sizin için çubuklu forma açısından. buna sözüm zaten yok. fakat hareketli koreografiye geçen sene sallayanlar bugün karton kaldırmayı büyük bir şey sanıyorlar, bizim sözümüz buna.
saygılar,
Kadıköy’de bağırma konusunda uzun zamandır bi iddiası yok zaten fener tribünlerinin. Sebepleri de malum. Ama bu bağırmada sıfır olduğu anlamına gelmez. Deplasman performanslarımız ortadadır. Fazlasıyla yeter…
Koreografi konusunda ise; geçen sene ona buna sallayıp bugün başka laf eden falan burada yok.O yüzden td’ye cevirmeye de sidik yarıştırmaya da gerek yok. Herkesin yaptığı kendinedir.
igor, tribündergi neye diyorsun bilmiyorum ama, ben dergi yazarı değilim.
Bu bir.
İkincisi, sana bir şey yazmadan yıkanmamış kaşık gibi ortalığa niye atıldın anlamış değilim ki, zaten ben yukardakilerin GS`lılar 0-0 sevindisine tepki gösterdim.
Üçüncüsü, koreografi konusunda sene 2000-den beri Türkiyede bu işi doğru dürüsüt beceren bir tribün grupu gördüm o da ultrAslan.
Şu an Türkiyede ultras yok, ultras felsefesiyle hareket etmeye çalışan tek grup da ultrAslandır.
Dördüncüsü, düne kadar bayrakları ters açan, korkak tavuk Ortega yazan FB tribünlerine bir laf attığımız da yok, bakıyorum iki koreografi sonrası kendinizi bu işin Allahı yapmışsınız.
İyi, o zaman italyanlar u işi bıraksın anasını satiim..
Beşincisi, Kadıköyde hopopörlerden ıslık, gürültü sesi çıkartan, GFB`yi Esenlere dövdüren de sizin Aziz başkanınızken, burdakı GS`lılara niye tepki gösteriyorsun be kardeşim?
Altıncısını sölemeyeceğim, üstü kalsın..
Selamlar,
Sonsuz saygılar.
igor’un bahsettigi de aynen bu sidik yarisi ortamiydi. bahsedilen kimin daha iyi koreografi yaptigi degildi. bahsedilen bir koreografiydi. ama o eksenden cikip da bizimki daha guzel olm sekline gelince tribundergi’den bir farki kalmaz ortamin.
ultras konusunda da, GFB olsun, Carsi olsun, uA olsun, bunlarin hepsi bu ulkede ultras felsefesine en uzak olusumlardir. 3. ligde bu gruplardan daha ultras gruplar cikar…
Aziz Yildirim, Esenler gibi konularin acilmis olmasini ise ilginc buluyorum. Sen TD’de yazmadigina emin misin?
Son olarak, 6 niye kaldi? “Icinde kalmasin 6”, onu da soyle…
Selamlar, saygilar bizden…
“Koreografiyi öğrenmeye başladı Fenerbahçe tribünleri, ama bağırmayı değil..” diye bir ahkam kesersen ben de yorum yaparım. Gayet normal, kimsenin icazetine gerek yok.
Tribündergi dediğim şey ise, sidik yarışlarına dönmüş bir forum. Buranın oraya benzemesini istemem demiştim. Hala da istemem. O yüzden “en iyi şu, en iyi bu” söylemlerine girmeyeceğim. Sadece şunu belirteyim. Şahsi fikrim Türkiye’de ufak birkaç grup dışında ultras felsefesine sahip grubun olmadığı yönünde. Buna ua da dahildir.
Dördüncü maddende yaptığın gibi inceden laf sokmaya çalışma. Bu tribünün yaptıkları da ortadadır; başka tribünlerin yapamadıkları da.
Ha bi de, esenlerin gfbyi dövdüğü falan yok 🙂 Ayrıca gs’lilere tepki falan da tepki göstermiyorum. Tepkim varsa o da haddini bilmeden ahkam kesenleredir.
ps: tosunun yazdıklarını görmeden yazdım. Benzer şeylerden bahsetmişiz, not edeyim dedim.
ortam tribundergiden bile beter, eksisozluge donmus 🙂 bir korkak tavuk lafidir gidiyor. fener tribunlerinin yaptigi yuzlerce guzelligi tek tek mi yazalim? su gs formasi giydirilmis aglayan cocuk ciko pankartini bjk tribunleri assaydi su anda bi taraflari aya cikmisti. ultraslanin diger tribunlere ders veren, oncu bir tribun oldugu iddiasini da ilk kez gordum, allahimi sastim ne diyim. yoneticilerinden emir alip hagi tezahurati yapanlari dovenleri, beles biletcileri bize ultras diye kakalamayin bari. bu gruplar arasi surtusme sorunu da tek fener tribunlerinde olmus saniyorsaniz bol bol gazete okumaniz lazim.
Tekme tokat dalmışsınız..
Mazallah..
Şimdi karar verin beyler: hanginizin sidiği daha uzağa kaydı?..
Ben bu yarışda yokum ona göre.
Selamlar.
P.S. Ha bir forumunuz olursa, oradan devam ederiz, paşa-paşa cevaplarınızı alırsınız..
e burdan alalım, varsa cevapların. hadi bizim neden bağıramadığımız ortada, bu ortamda bile bir sürü güzel beste yaratıyoruz ve bunları salonlarda + deplasmanlarda sölüyoruz. peki siz napıyorsunuz ? kapalı tribünününüz, eski açık üni tayfayı saymazsak kocaman tek bi oluşumunuz varken bile hala 4 sene üstüsteyi sölemeniz, bjk tribününe maç sonrası yarrağımı ye kartal gibi acizlik ötesi bir kontra yapmanız, bu da yetmez gibi beşiktaşım oley melodisine bjktan daha fazla sahip çıkmanız, yıllar yılı samiyende bizi dinlemeniz ki şu en kötü halimizde sesinizi duyurabildiğiniz için seviniyorsunuz. aman ne uzatıyorum ya, beyler karnemiz zayıflarla dolu bari koreografiden geçelim dediniz bi gün ve tek dersten geçiyorsunuz yıllardır. ötekilerin bütleri yıllardır devam ediyor.