Gece Tarifesi @ Geniş Aile
Geçenlerde, ki geçenlerde dediğime bakma, nerden baksan 2 ay oldu, Geniş Aile dizisi üzerine konuşuyoruz Altar’la. Bu pek yapmaz ya, gaza geldi birden, “aha ben bunu yazayım” dedi. Haşmetbaab yazacak diye beklemekten helak olan Fasulyeden Kabilesi’nin acısını dindirebilmek adına MS Word dosyasını açtım, klavyeyi tırmıklıyorum sayın okuyucu. Anlayın işte, Altar’ın gözünde neredesiniz, benim gözümde nerede. Bunu her fırsatta çiğ muhalefetini üzerime gererken ona destek çıkan densiz kitle/kütle için yazıyorum. Yazar burada size seslenmiş, akıllı olun lan diye hönkürmüştür.
Neyse, günlük atar, gider limitimizi de doldurduğumuza göre, Geniş Aile dizisinin geniş yazısını yine Altar’a devrederek, haftasonu televizyon açıkken duyduğum, tam da o sırada başka bir meşgalem olduğu halde Ice Tea Limon’u ağzımdan pörtletmek suretiyle boğulma tehlikesi yaşadığım bir dialoga yer vermek niyetindeyim.
Ekşi sözlükte gördüm, yoksa yazacağım yoktu hakikaten.
Şimdi diziyi bilmeyenler için kısa bir özet. Esas oğlanın lisede okuyan kardeşi var. Zekai. Yaptığı kelime oyunları abisinden bile tehlikeli o gadder diyim ben size. Bunun sevgilisi mi, platonik takıldığımı emin değilim bir kızcağımız var, adı Pırıl. Bir de bu Pırıl’a yazan bir tiki boy var, adı da Tayançmış. Dialogda geçen Kunter de Pırıl’ın abisi oluyor. (Olm bu ne saçma bir isim seçimidir yahu)
Pırıl’ın karşıya geçmesi gerekiyor. Tayanç ben seni arabamla götüreyim diyor. Pırıl kabul ediyor. Zekai de olayı engelleme peşinde; buyrun:
Zekai: Ben seni taksiyle bırakırım karşıya, bırak Tayanç tikisini.
Pırıl: Saçmalama Zekai, burdan karşıya taksi ne kadar yazar biliyor musun?
Zekai: Burdan karşıya Tayanç sana ne kadar yazar sen biliyor musun? Hem Kunter de yok, gece tarifesi açar.
gece tarifesi açamaz artık, kalktı o diye yapıştırmadı mı cevabı pırıl?
Pırıl o kadar zeki bir insan değil zannımca…
Dizideki karakterlerin isimleri hep az kullanılan isimlerden seçilmiş dea. Mürsel, Şükufe, Devir, Ulvi vs…
O gece tarifesi esprisine ben de çok güldüm. Bir de gene aynı bölümde sanırım, Mürsel’in yeni aldığı arabasının etrafında dolanan çocukları “Burada top oynamayın çocuklar” diye kovması, çocukların “Oynamıyoruz, hem zaten topumuz bile yok ki” cevabına patlattığı “Bir topunuz olsa hemen çevireceksiniz bi’ Mürsel Süper Lig” lafı vardı ki, abaaaoov…
Ha bir de, “haşmetmeap”… (dayanamadım…)
Ya arkadaşım senin admin yetkin yok mu? Eğer imla hatası varsa gir editör panele, düzeltiver bir zahmet… Deniz Baykal kılıklı şişko!
Ağır kilolu insanlara neden sıfat takıyorsunuz kardeşim? Yemek bulduk yedik, dayak bulduk kaçtık, kabahat mi işledik? 🙂
Acilsa, yazi bile giresim var da, acilmiyor ki admin panel…
Evde kalmış 35lik kızlar gibi dizinin başlamasını bekliyorum daha ne olsun. Tabi bide hanım faktöründen amına kodumu aşkı memnusu var izlediğimiz onuda dipnot düşüyim rahatlıyım dedim.
hanım okumasın lan burayı, izlediği diziye amına kodumun demek pek hoş karşılanmaz heralde haha. o da sana sonra ırzını siktiğim geniş ailesi der kalp kırılır : ))
Kaygısızlar’dan sonra bu kadar deli fişek esprilerin yapıldığı dizi olmamıştı hanidir.
Ufuk Özkan (Cevahir) var diye ilgili çekmişti evvela, daha sonra esas adamımın Zekai rolündeki eleman olduğuna kanaat getirdim. Yukarıdakine ek olarak son bölümde eniştesinin arabasının sorununa eğilirmiş gibi yaptıktan sonra vazgeçmesi ve söylediği beni benden aldı.. Çok derin espriler bunlar hahah…
Zekai: Enişte ya,ben ne anlarım motordan,ergenim daha.
Bir de Cevahir, dedesinin camiiden erken çıktığını görünce şunu demişti, yerlerdeydim..
Cevahir: Yoksa cemaatle kendi aranızda konuştunuz da hoca mı attı sizi dışarı?
ahaha dizide ulvi diye karakter mi var? Belesci ve cirkin bir adamsa diziyi izlemeye basliyorum yarin.
Hem yancı hem de çok kötü giyinen bir tiplemedir Aga 😀
oo ben bunu kaçırmış olmalıyım güzel laf oyunları var bu dizide 🙂 bu arada altar kim? bir kere daha yeryüzünde karşılaşmama ihtimal yok, diyordum ben bu isimle 🙂
Ovgu uzerine ovgu yagdirdiniz, ozellikle ulvi isimli bir yanci oldugunu duydugum icin bir bolumunu izledim. Guzel kelime oyunlari var, ayrica zaman zaman komik, lakin Carli’nin sagdan soldan cirpma senaryosu bile bu diziden daha gucluydu. Izledigim bolumde ana karakter mafya babasiyla karistiriliyor, klise kullanilir da bu kadar olmaz, zaten olay orgusu, dizinin finali falan da cok zayif kaldi senaryo bu kadar zayif olunca.
Potansiyeli var ama senaryoya kafa yormazlarsa bu dizi fazla gitmez, boyle senaryoyla da laf oyununu bir kere cekerim iki kere cekerim ucuncude 10 dakika dayanamam. Ayrica ulvi isimli karaktere surekli laf sokulmasi ve samar oglani olmasini takdir ettim. Butun ulvilerin imaji bu demek. Baska bir yanci da dilsiz eleman, adi da Mufit. Sanirim 10 senedir adini, tipini ezbere bildigimiz ama sesini bir kere bile duymadigimiz Mufit Erkasap isimli Turkiye’nin en unlu yancisina bir gonderme olmus.
Diziyi yapanlara mail atin bir sezon Seinfeld izleyip oyle senaryo yazsinlar. Alemin en kral dizisi Married with Children yaraticiligini kaybedince son sezonlarinda “hafiza kaybetme” gibi dizi klisesine sarilmisti. Bu dizi de muhakkak hafiza kaybetmeli bolum yapmistir, yapmadiysa en fazla 5 bolum sonra goruruz. Mafya babasiyla karistirilma vallahi cok soguttu beni, 1 gun vakit ayirsam daha iyi senaryo yazarim.
Ağa en vasat bölüme denk gelmişsin. 17. bölüm yayınlandı. Bi tamamla gel. Tekrar konuşalım.
Aga, en kotu senaryo kurgusunun oldugu bolume denk gelmissin hakkatten. Ama soyle dusun, Turkiye’de baska hangi dizide “kaldirim taslari altinda kumsal mi ariyorsun lan” diye entelce laf sokma olabilir ki?
Aga haketen en sıradan bölümü izlemişsin.
Dizide her karakterin farklı bir senaryosu var. Bir bölümde nereden baksan 3 farklı senaryo dönüyor. Zekainin ayrı,Mürselin ayrı cevonun ayrı hatta yeri geldikçe ulvi ile domuşuğun bile farklı konuları işleniyor. Bu senaryolara eklenen kelime oyunlarının fazlalığıda epey bir uğraştırıyodur yazanları. Agaya katıldığım nokta ise bu dizinin bir yerden sonra sıradanlaşacağı ve belirttiği bölüm gibi bayat konuların karşımıza çıkacağı.. Ama izlemek güzel.
Ya zaten senaryo, yani senaryo derken, öykü bence de kötü. Kötü diye de haksızlık etmiim gerçi, Türkiye standartlarında yani, ne eksik, ne fazla. Diziyi önerdiğim herkese, öykü, kurgu sıradan diyorum. Öykü bayıyor beni genelde, ben diziyi dialogları, kelime oyunları için izliyorum sadece.
Aga haketen en sıradan bölümü izlemişsin.
Tekrar tekrar aynı şeyi yazıyor gibi olduk ama hakkaten de saçma sapan bir sonla biten, en dandik bölümdü 🙂
Öte yandan, bazı eski dizilere ve filmlere göndermeler yapıyorlar. O bakımdan da ayrı seviyorum bu diziyi.
ulan diziyi izlemiyorum ama erkan’a en sikik bölümü izlemişsin sen de bula bula demezsem bişiler hep eksik kalıcakmış gibi hissedicem.
muahauhauahua ben de iyi ki izlememişim, zaten o bölüm en sikiğiymiş diye keyiflendim 🙂
bırakın olm geniş aileyi, bu kalp seni unutur mu izleyin, aynı gün, aynı saat 🙂
Muhabbete bak dizi konuşuyoruz ak
evli barklı adamsın, ne konuşucan ki sen başka 🙂
Dea sanada bişey okutmaya, izletmeye gelmiyo
ağanın dediği bölümü izleyince aha dedim bu dizi de boka sarıcak demek ki, bir türk dizisinin ömrü en fazla beş bölüm sürüyor zaten, kaldı ki bugün tanıtımı izledim, cevo hafızasını kaybediyor yeni bölümde 🙂
Ulvi: Benim kaderim nüfus müdürlüğünde hatalı yazılmış.
vayy…