Husband’s Hand
Topa girebilen bir insan değilim. Muhabbetlerde yani, millet konuşurken lafı kesip kendi akınımı başlatmam. Susar dinlerim, ayağıma pas atılırsa, topu önce hafifçe yumuşatırım önümde, sonra biraz oynar eğer kaleye dikine kaçan kimse yoksa en yakınımdaki arkadaşıma kısa pas yaparım.
Uzun süredir aklımda olan, ama yukarıda saydığım sebepten dolayı bir türlü anlatma fırsatı bulamadığım bir anım var. Çok da fantastik kuntastik bir hikaye değil ya, aklıma gelmişken buraya bir not düşeyim dedim.
Seneler oldu, ben üniversitedeyken oluyor diyeyim, ne kadar eski bir hikaye olduğunu varın siz hesaplayın. Servisle yerleşkeden 4. Levent’e doğru gitmekteyim. Kulağımda kulaklıktan yayılan müzik eşliğinde uyuyorum, çoğu zaman yaptığım gibi. Ama yolun ortalarında, müzikçalar zımbırtının şarjı bitince gözlerim aralanıyor. Mecbur kalıyorum dış sesleri dinlemeye. Arkamda hazırlık öğrencisi bir kız, yabancı birisiyle İngilizce sohbet ediyor. Bana en yakın konuşma bunlarınki olduğundan ister istemez kulak misafiri oluyorum konuştuklarına.
Muhabbetin geyik kısımlarını geçiyorum, direk önemli kısma geliyorum. Kızın memleketi Kocaeli‘ymiş. Oralardan bahsediyor. Oradan kalktım buralara geldim, şimdi yurtta kalıyorum, komşu şehir falan ama çok uzak diye. Sonra, birden kulaklarıma inanamadığım kısım başlıyor. “Biliyor musun, çok garip bir ismi var bizim şehrin” diyor. “Kocaeli’ndeki koca husband demek, eli de hand demek” diyor. “Yani husband’s hand”. “Hehe, ne komik, değil mi?” diyor.
Kilitleniyorum, vücudumun solundan geri kalanına bir felç yayılıyor. Karabasan gibi, bağırmak, çığlık atmak istiyorum ama atamıyorum. 4. Levent’te servisten nasıl indiğimi hatırlamıyorum. Öyle bir acı içerisindeyim ki, değil inerken kızın yüzüne “Akça Koca mezarında dört döndü ulan” diye bağırmak, kimmiş bu salak diye kafamı çevirip bakamıyorum bile.
Bu kadar bilgisizlik ancak eğitimle olur lafı nereden geliyorsa geliyor aklıma, metroya doğru efkar içinde yürüyorum…
Devama tıklanmıyor bilginize.
Reşot hem onu düzeltse, hem de resme bir foto neyim eklese, kim bilir ne güzel olurdu hayat…
Eline sağlık Deaeddin…
your wish is my command sir!