Tekel eylemlerinde PKK barnağı…
Toplum zaten buna teşne; elinde kırmızı pankart taşıyan protestocuya PKK’lı demek en kolay müdafaa, soyutlama yöntemi. Kahvehane ahalisi çok sever bu yaftalamayı. Lakin Türkiye gündemine oturan bir eylem ile ilgili koskoca ülkenin koskoca bakanı bunu dillendirebiliyorsa, bu cüreti kendisinde bulabiliyor, açıklamalarında mesnet zorunluluğu görmüyorsa, artık izahın da izanın da yapacağı şey kalmamış demektir.
Devlet Bakanımız Hayati Yazıcı Tekel eylemlerinde PKK parmağı olduğunu söylemiş. “İşe şeytan karıştı” buyurmuş. Tabii sonra tornistan etmiş, “yok canım öyle bir şey söylemem söz konusu değil” diyor.
Tekel işçilerinin beleşçi kan emiciler olduğuna dair yeterli manipülasyon yapılmıştı halbuki. Hatta gerizekalı bir kitle Tekel protestosunu da protesto etmişti. Yeterli görülmemiş olacak ki, bu kahvehane güruhu da eylemin karşısına çekilmeye çalışılıyor.
Bu da yetmezse Vakit gazetesi “Tekel eylemcileri kuran yaktı” der, ne bileyim, “peygambere sövdü” der, dincileri de Cuma namazı çıkışı Tekel çadırlarına saldırırken görürüz.
Ha zerre umrumda olmazdı ya, yandaş medyanın haber portallarından birisinde bir okuyucu yorumu gördüm, koltuktan düşürüyordu:
“Bakan yanlış biliyor. İşin içinde PKK olsaydı, Başbakan anında tatlıya bağlardı”
Aha, gol!
ben yandaş medyada “teşkilat-ı mahsusa’dan günümüz ergenekonuna tüm ilişkileriyle tekel” diye bir yazı dizisi bekliyorum nicedir…
(benzer yazılar kısmına ne olmuş? bu yazının eşi benzeri yok cümlesini de göremediğimize göre, bir yerlerde bir kurcalanma, bir karıncalanma mı olmuş, yoksa bana mı öyle geldi?)
tribündergi’de tekel işçilerini protesto edenlerle ilgili biri yazmış:
çok güldüm, çok yerinde =))
Muhterem büyüğüme arzuhãl (2)
Tekel işçisiydim sokakta kaldım,
Hakkımı istesem kızar mısınız?
Fabrikam satıldı, işimden oldum,
Yanlış var bu işte, bozar mısınız?
Ses duyurmak için Ankara’dayım,
Konuştum; gazlanmak, cop oldu payım.
Sendikamla çare aramaktayım,
Lütfen bu sorunu çözer misiniz?
Günlerdir gurbette halim sersefil,
İçerim titriyor bak efil efil.
Biraz da işçiye olsanız kefil,
Emek düşmanını üzer misiniz?
Ölmek var, dönmek yok, kararım böyle,
Ekmek davası bu, bakma öfkeyle
Uyuduğum yeter kavalla, neyle,
Yoksa uyanmamdan bizãr mısınız?
Oğlumun, kızımın umudu bende,
Eşim ‘diren’ diyor, her gelen günde.
Başka çaremiz yok, istemesen de,
Varsa, başka kader çizer misiniz?
Beraber yürürdük yağmurda, karda,
Unuttunuz beni, şimdi yukarda.
Belki birgün siz de kalınca darda,
Yine işçi ile gezer misiniz?
İşimde umarken güzelleştirme,
Bana sille vurdu özelleştirme.
Açlık grevinde bana eştirme,
Bari mezarımı kazar mısınız?
Sizinle görüşmek, dertleşmek tabu,
O yüzden yazdırdım ben bu mektubu.
Dedim ki Nevzat’a: “İşte halim bu,
Bana bir arzuhãl yazar mısınız?”
Halk Ozanı Karamanlı Nevzat
hallettik ganga…