Topkapı Sarayı’nın yalan kutsiyeti üzerine…
Cumartesi gecesi Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda dünyaca ünlü piyanist İdil Biret ve kendisine eşlik eden The Whitehall Orkestrası’nın konseri varmış. Konser bir şarap markasının sponsorluğunda gerçekleştirilmiş ve bu marka konsere gelen yaklaşık 2000 konuğa şarap ikram etmiş. Vakit Gazetesi’nin “Mukaddes avluda şarap küstahlığı” temalı “Bir ülke böyle yıkılır” başlıklı haberi etki yapmış olucak ki 100’e yakın Alperen Ocakları üyesi genç Topkapı Sarayı’nı basmaya gelmiş. Tekbir sesleri arasında “protesto” yapan grup, konser afişlerini yakmış, sonra da Topkapı Sarayı’nın önünde namaz kılarak dağılmış.
Ben haftasonunun tamamında televizyondan, gazeteden, internetten uzakta olduğum için Pazartesi sabahı öğrenebiliyorum olayı ama, sanırım siz konuyu gerek yazılı, gerek görsel medyadan takip etmişsinizdir. O yüzden anneye anlatır gibi anlatmayı bırakıp, ne düşündüğümü anlatmaya doğru süzüleyim.
Protesto adını verdikleri şiddet girişimi, tekbirler, afiş yakmalar (Bu zihniyet alışıktır yakmaya) filan tamam, çok şaşırmıyorum aslında ama itiraf etmeliyim ki namaz kılmak biraz şaşırttı beni. Nedir yani namaz kılmak? O nasıl bir protesto lan? Siyasi şovunuza alet edilecek kadar mı değersiz kıldınız bu ibadetinizi de? Gerizekalılar!
Neyse, neticede kitle ne ki, protesto dediği şey ne olsun. Ama sen çıkıp AKP aleyhine slogan atsan, 100 kişi filan da değil ha, 3 kişi, 5 kişi kadar bile olsan, anında olay yerinde bitecek olan 100 tane çevik kuvvet önce seni bir güzel döver, sonra gözaltına alır; devletin savcısı da kamu düzeniymiş, hükümet aleyhine eylemmiş, bilmem neymiş, 50 farklı suçtan hakkında iddianame hazırlar, 5 sene boyunca hakim karşısına çıkar, kendini savunmak zorunda kalırsın da bu Alperenlere gösterilen şefkat neyin nesidir? Emniyet Müdürü’ne soruyorum (haha nere soruyon lan?), dün gece bir konseri basmak isteyen bu gözü dönmüş kitleden bir kişi bile gözaltına alınmış mıdır? Hakkında tutanak tutulmuş mudur? Yasal işlem başlatılmış mıdır?
Yoksa, işçilere, öğrencilere, kadınlara ve hatta engellilere bile cop kullanmaktan geri kalmayan emniyet güçleri söz konusu olan Türk-İslam sentezinin Alperenleri olunca mahallenin şefkatli ağabeyi rolüne mi giriveriyor? Büyük Türkçü, Büyük Müslüman Alperenlere gösterilen tepki neden “Ehe yapmayın oğlum lan, tamam yeter hadi bakiiim” samimiyetinden öte gitmiyor?
Yazıcıoğlu’nun evlatları, ikna olmasalar napacaklardı, yakacaklar mıydı koca sarayı bilmem ama kutsiyet kavramları ve Osmanlı tarihi konusunda eğitime ihtiyaçları olduğu çok açık.
Birincisi; öyle sanıyor olabilirsiniz ama Topkapı Sarayı’nın herhangi bir kutsallığı yoktur. Kendisi İstanbul’un fethinin ardından, hanedan Boğaz’ın ihtişamının farkına varana kadar Osmanoğulları ailesine ev sahipliği yapmıştır. Adamların evidir orası en nihayetinde. O aile de 1299-1923 arası bu topraklarda hüküm ve sefa sürmüştür.
Osmanoğulları da sık sık iddia etme telaşesine kapılmalarına rağmen, “İstanbul’u fetheden komutan ne güzel komutandır” hadisine özne olmaktan öteye herhangi bir kutsallığa mazhar olamamış, sadece İslam Dünyası’nın en güçlü imparatorluğunu kurmuş, bir süre halifelik makamını elinde tutmuş (tabii ki kılıçla, kimse bunlara “siz ne büyük ne güzel ailesiniz la, alın size halifelik” dememiştir) daha sonra da tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir ailedir. Kutsallığın çizgileri nasıl çiziliyor emin değilim ama devlet kurmakla kutsiyet kazanılmaz zannediyorum ki. Aksini iddia edenle de oturalım konuşalım. Hatta bana kalırsa yüzyıllar boyu süren halifelik kurumunu rezil rüsva eden, İngiliz emperyalizminin oyuncağı haline getiren, sonra da bu kavramın tarihten silinmesine vesile olan aile kutsal mutsal değil, başka bir şekilde anılmalıdır İslam dünyasınca ama, orasına ben karışmam, kendileri bilir. Ne derlerse desinler.
İkincisi; hadi diyelim ki, kutsal emanetler adı verilen, çoğunu pek inandırıcı bulmadığım ama İslam dünyası için çok önemli sayılan, ancak İslam kültürünün tam olarak neresine oturduğundan emin olmadığım bölüm nedeniyle saraya kutsiyet kazandırıyor ve birinci avluda şarap içilmesine karşı çıkıyorsunuz. Lakin, dilerseniz, 3. avluda bulunan Kutsal Emanetler bölümüne, yani kutsal yere, konserin gerçekleştiği 1. avlu mu, yoksa 4. Murad’ın mey alemlerinin merkezi olarak yaptırdığı Revan Köşkü’nün yer aldığı 4. avlu mu yakındır tartışalım. Ee şimdi 4. Murad’a ne diyeceksiniz ey Alperenler? Türbesine mi saldıracaksınız?
Üçüncüsü, geçtim avluyu, mavluyu birkaç istisna dışında İslam dünyasının halifesi sıfatını üzerinde taşıyan Osmanlı padişahları alkol almıyor muydu arkadaş? 4. Murad değil miydi halka yasakladığı alkolü her gece kendisi içen? Hatta Şeyhülislamı Zekeriyazade Yahya Efendi, yani imparatorluğun en büyük din alimi, şiirinde “Mescitte riyamişler etsin ko riyayı / Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürai…” (Bırak mescitte ikiyüzlüler devam etsin riyakárlığa / Sen meyhaneye gel ki orada ne riya var ne riyakár.) dememiş miydi? Osmanlı ailesi haremde sarhoş seyirtirken düşüp ölen bir padişaha sahip değil midir? “Peygamberin zamanında rom yoktu ki, dolayısıyla yasaklamış olamaz” gibi salak saçma oportünist bahanelerle alkol alan 2. Abdülhamit değil miydi?
Hadi bir adım daha ileri gidelim. Madem Topkapı Sarayı pek bir muhterem, pek bir kutsal, ee o zaman yine kutsal emanetlerin yanıbaşında bulunan padişah hazretlerinin haremine, İslam’a aykırı eğlencelerine, çocuk katliamlarına, cinsel köleliğe, mey alemlerine, oğlancılığa, afyona, burun otuna ne buyuracaksınız?
Konserde şarap servis edilmesini meşru kılmaya çalışıyormuşum gibi hissetmiyor da değilim ama, sarayın birinci avlusunda bulunan bir restorantta şarap satılıyor zaten yıllardır. Bir kere bile gitmediniz mi olm saraya, bir kere bile görmediniz mi? O zaman neden tepki vermek gelmedi aklınıza?
Galatasaray geçen sene şampiyonluk balosunu Topkapı Sarayı’nda yapmış, ayıptır söylemesi alkol su olup akmıştı. Adnan Polat, Haldun Üstünel filan değil de, ne içiyor sanıyordunuz o anlı şanlı padişahlarınız yüzyıllar boyunca?
Mesele alkol de değil, kutsiyet de. O gerizekalı güruhun ne mal olduğunu çok iyi bilirim ben. Dün sarayın önünde, sokak ortasında namaz kılan gerizekalı kitledir ya sarhoş olup, ya da haplanıp gönül koyduğu kıza yan bakanları -o yanbakan, kızın erkek arkadaşı olsa dahi- bıçaklayan…
Alemin en rezil, en cahil, en boş beyinli topluluğu çıkmış bugün kutsiyet kavgası veriyor ya sokarım ben o kutsiyete diyesi geliyor insanın… Mal herifler…
İşin en acı veren yanı bu alperenleri bizatihi ağababası olan muhsin yazıcıoğlu bile bu tip işlere gaza gelip kalkıştıklarını döneminde yaptıkları her şeyle farkında olmadan bir oyuna alet olduklarını belki bin kere demiştir TV lerde. Bilmeden din sahibi olunuca haliyle sıkıntı doğuruyor. Bu arada osmanlıyı kutsi sayanda biziz. Tarihte mekkeyi peygamberimiz sonrası işgal eden/fetheden -siz seçin artık- iki adamdan bir osmanlıdır diğerice haccacı zalim namı ile maruf sahıştır. Hilafeti ele geçirme faslını ise hiç saymayalım. Muaviyeye söven türk insanı onun hilafeti kılıçla aldığından dem vuruken biz hilafeti müslüman bir ülkeyi fethederek -neyin neyden fethi ise artık- ele geçirdik! KEndi geçmişimle gurur duyarım ayrı ama tutupda eteklerinden tutsan uçardın boyutunda bir evliyalık yakıştırması da abes kaçıyor.
Bitmez türkiyenin sorunu. Bahsi geçen mısradaki muhteremin dediği gibi bir riya illetine düçar olmuşuz sormayın gitsin! Konuşurken herkez ebubekir, ömer. Yaşarken ebu cehil mubarekler. Ne güzel sen kardeşlerini boğduracaksın, sen zaten müslüman olan kuzey afrika ülkelerini “fethedeceksin”, sen mekke yi dahi işgal etmekte beis görmeyeceksin sen islamın bayraktarı olup kutsal kabul edileceksin. Koyver gitsin ne diyim! Arada birde araba söversin zaten al sana süper alperen, süper müslüman! Uçun aq.
Kaldı ki; namazı bir protesto arazı olarak kullanmak ne demek. Bu kadar dengesiz bir kafa yapısına sahip olmak gerçekten emek ister. Bu olay şunun açık bir göstergesidir: Türk eğitim sistemi gençlerin, mahalli, milli ve evrensel kültürü sentez yapması konusunda tamamen beceriksizdir. Bunun üstüne ek olarak bu cenahın üyeleri daha bir zeka ve akıl erezyonuna maruz kaldıkları için, davranışlar rezillik boyutuna ulaşabiliyor. Memnunsuzluk, protesto herkesin en doğal hakkı elbet ama bu şekilde saçma sapan bir yöntem ile olunca insanın sinirleri de fırlıyor.
Bazı saçmalama uzmanları da Doğu Türkistan’da bunlar yaşanırken bir konser eğlencesi uygun düşmüş mü saçmalaması peşinde. Ne alaka ise.
Ilber Ortayli’nin orta yolcu tavri Turk halkinin bir insani abartirken yanlis yola sapmasinin en guzel ornegidir. Abartirken yanlis yola sapmak biraz muallak ama daha uygun bir tanim bulamadim, daha net ifade edeyim. Ayni sey Oktay Sinanoglu ile de yasandi. Adam hakkinda bir efsane alip yuruyor “olm adam 26 yasinda profesor olmus” diye (dogrusu da 28 ya neyse) sonra adam bir bakiyoruz Hulki Cevizogluyla birlikte efendim emperyalist dumbukler, anadili yok etti ibneler diye siyasete giriyor, AKP’den basliyor, Amerika’yla bitiriyor. Lan adam profesor olduysa kimya profesoru olmus, 25 yasinda Matematik profesoru olan cocuk gelip bak arkadasim o pozisyonda sevisilmez sunu dene derse herif 25 yasinda profesor olmus abi artik misyoner benim icin bitmistir mi diyeceksin. Ilber Ortayli masallah zehir gibi, 5000 seneyi komple aklina yazmis da bir tartismada taraflardan birisi Alperen Ocagiyken orta yolcu olursan “eee tabii icki de yanlis ama baska sebeplerle” ayagi yaparsan o zaman ben senin aydinligina da, entelligine de saygi duymam hocam. Ha sen yine anlat Sultan Ahmet o gece sabaha kadar kara kara dusunup bu karari almis falan, oturur dinleriz de bu yaptigin olmadi, yakismadi.
Ana avrat küfür etseydiniz daha makbul olurdu yahu. İçi tarih kokan bu yazınızda kaynaklarınız nedir? Padişahların herbirini alkolik yapmak neyin nesidir? Sokayım senin güruhuna ben önce..
Kaynağım siklenentarihimiz.blogspot.com Yağız.
Kaynak neymiş, sanki youtube’dan video göstereceğim, hey allahım…
Nolur sok Yağızım, delirt beni, çıldırt beni kültür mantarım, uçur beni, kendimden geçir beni delikanlım, ohhşş yavrummm…
Oldu mu? Hadi şimdi siktir git, 31’ine devam et…
ahah site sorumlusunun yorumcuya verdiği yanıta gel ödüllüymüş ödülüne koyim böyle işin hatta senin de tarih bilgine sokayım elaleme bu site boyun aşar sen kimsin osmanlı tarihi de seni aşar deya ahah
alperenler basti, blogda protesto namazi da kilin lan.
hahaha, şeyini sokacak delik bulamayan buraya geliyor bu günlerde… pipinizin emanetçisi miyiz lan, şeyiniz sizde kalsın…
Yaw “gemicigi olan bedelli, şehidimiz fakirdendir” pankartı açtılar diye gözaltına alınan vatan evlatları varken kalabalık cenaze, namaz üzerinden şov peşinde koşan alperenlerimizde olmalı. zaten çocuklar esenlerde bir etkinlikten çıkıp evlerinde dönerken afişi görünce birden karar verip gerçekleştirmişler eylemi. ulan esenlerden gaziosmapaşaya sultanahmet üzeriden mi gidiliyor?
bu ülkede hiç bir şeye şaşmamayı öğrenmek lazım! en basiti hakimin biri 10 yaşında tecavüz mağduru kıza sormuş “önden mi arkadan mı? acı oldu mu?” diye. Memlekete bak çay demle.
havlayan köpek ıstırmaz. vakit gazetesinin kaçıncı vukuatı bu sayamadım doğrusu! Öyle şeyler yazmak istiyorum ki sağolsun dea gerekeni söylemiş. Ellerine, ağzına sağlık.
http://gizlenentarihimiz.blogspot.com/2009/07/osmanl-padisahlar-icki-icer-miydi.html
Osmanlı tarihi seni de güruhunu da aşar dea. Sen yaz işte fener mener herkesi yener yaz işte. Boşver Abdülhamid rommu içmiş, II.Mahmud esrarkeşmiymiş. Siklenentarihimiz sığ kafaları, sikimsonik tarih cehaletini sikmeye devam edecek. Hadi selametle.
“Siktir git” cümlesinin hangi kısmını anlamadın da, geri geldin Yağız? Yoksa Osmanlıca mı yazmak lazımdı? Gerçi bildiğinden emin değilim, ne de olsa İtalyan kültürü ile bezenmiş bir entellektüelsin. Bak istersen ordan da yardırabilirim. Yeter ki anla sen, yeter ki siktir git şurdan. Hadi canım benim, üzme sevenlerini, nolur…
Bayılıyorum bu Alperenlere. Tabi bizim bayılmamız gülmekle eşdeğer. Metodolojik bir birlikteliğe sahipler. TV yayınlarında hangisi ile telefon bağlantısı yapılsa “metodolojimize ters, metodolojimize göre, metodolojimiz şöyle…” demekten başka bir şey yapmıyorlar. Bir de her yakaladıklarına “şehit liderimizin kitabı” diye bir kitap dağıtıyorlar. Protestan misyonerler gibi. Onlarda iki eksantirik kelime ve 1 kitapla takılıyorlar. Dirisini sevmezdim ama ölüsüne saygımdan dolayı Muhsin başkanları için bir şey diyemem ama saray bahçesinde şarap içiliyor diye yaygara koparan buna karşı mini etekli gavurların fink attıkları, şarapçıların takıldıkları, kedi köpeğin tuvalet olarak kullandığı sokakta namaz kılan acınacak kutsiyet delisi şaşkınları alkışlıyorum. metodolojileri budur kesin. içimden bir ses hay sokayım “metodolojinize” diyor ama demiyorum. 365 gün sonra kimsenin hatırlamayacağı bir topluluk için değmez. Metodolojiyi bırak omurga sahibi ol önce sonra bakarız şaraba-saraya-konsere falan. Bir arkadaş yazmış “Gaziosmanpaşaya oradan mı gidilir lan?” diye. Kardeş adamların her haltı ters yolu mu doğru olacaktı. Hem Alperen metodolosine göre belki her yere gitmeden önce Topkapı Sarayı yakınlarına gitmek şarttır. haddim değil ama Namaz sizi aşar Alperen metodolojistleri. osmanlı dğerleri ve kutsiyet ise 10 gömlek büyük gelir. önce dürüst olun ve eyleminize yanlış bile olsa yalanlara sığınmadan sahip çıkın. Vakit gazetesi yazdı, bizde bunun üstüne planladık gittik deyin. “Geçmişte maşaydık yine maşa olduk” ama eylemi sahipleniyoruz deyin. Bizde “olur bunlar akıllanırlar elbet bir gün” diye beklemeye devam edelim. Al sana metodoloji, sevmedin mi o zaman sizin bu havanıza gök bir gürler görürsünüz ebenizin metrolojisini.
Bu arada Topkapi Sarayi’nda yilin 365 gununun muhtemelen 300’unde sarapli organizasyon oluyordur. Bizzat bir tanesini organize ettim oradan biliyorum. Hatta organizasyonda kizin birine yazmistim, bir ise yaramamisti, demek kutsal mekanda yazmamak lazim. Simdi bunlari soyledim yarin gidip kutsal mekanda kizlara yazanlar var diye protesto namazi kilmasin bunlar lan?
olm senin yazdığın kız o gün bugün namaz kılıyormuş, “allahım karşıma bir daha böylesini çıkartma nolur” diye 🙂
aahahaha, adamin verdigi linke gidiyorsun, yanda ilber ortayli resmi. sevdiginiz bir insan, resmini sitenize koydugunuza gore…
ortayli’ya da “4. murat da topkapi sarayi’nda icki icerdi” dedigi icin sovuyor musunuzdur acep o cucuk beyinlerinizle?
bu konuda cok laf edesim var da, benim hayat felsefemi bilen bilir, “bos konusmayi sevmem, bir de bosa konusmayi sevmem.”
namazi protesto yontemi olarak kullanabilecek kadar suursuzlasmiz bir guruha neyin lafini anlatacaksin ki?…
Ya oğlum boşverin, bırakınız insanlar ergenliğini doyasıya yaşasın…
Vakit namazı, bayram namazı, cenaze namazı ve protesto namazı. Bilmiyenler öğreniversin. Türk bayrağını ben bu gün ayağımın altına alsam aynı alperen kardeşler herhal benim içinde özel bir namaz kılmak isterler. Ne tuhaf o bayrak yere düşmesin diye hayatlarını hiç eden akıncıların takipçilerine her şey oyuncak. Muhsin koşşşş…
Bu arada islamda saray kavramı ve 4 halife devri diye bir yazı yazmalı.
Yağız, anlıyorum ki tarihe meraklısın. Üşenmemiş bir blog açmış, sevdiğin saydığın tarihçilerin makalelerini copy-paste yapıyorsun. Ama nacizane tavsiyem; şu yukarıdaki cümleyi kurabilen adamları kendine dayanak yapma. Hele hele Enver Paşa, Talat Paşa hayranlığın üzerine bu kadar makale kopyalamışken, bir garip duruyor.
Bir de adamın sava bak, bu kadar camii yaptıran padişahlar nasıl olur da içki içermiş. Tarih böyle birşey değil be arkadaşım, olmaz yani…
Dea’nın sert ve zaman zaman çizgiyi aşan üslubunu da tasvip etmiyorum gerçi ama, haklılık payı da yok değil.