Tüketilen Rock Müzik
Küreselleşen dünya rock müziğini kolay tüketilen bir olgu haline getirmekle beraber rock patenti altında bir solukta dinlenip kenara atılan albümlere sıkça rastlar olduk. Kültür emperyalizmi plak şirketlerini olmazsa olmaz,yapımcıları da bu furyanın baş aktörü haline getirdi. Popüler kültürün yarattığı akımla bir ekol oluşturulmaya çalışıldı ve bu ekolün içinde rock olmalıydı.
Rock müziğin alt yapılarından hareketle pazarlama teknikleri kullanılarak sözde bi sürü müzik türü önümüze serildi. Folk, brit, proggresi ve nu-metal gibi biçimlemelerle rock müziğinde poşetlemeye gidildi. Müzik marketlerde pop/rock reyonlarının ebatları arttı. Avangart diye tanıtılan grupların melodilerine, tınılarına aşinaydık aslında sadece işin içine biraz teknoloji katılmıştı. Turntablelar, elektronik müzik aletleri ile biçem değişti. Üretimdeki tıkanım paralelinde cover şarkılar çogaldı. Türkiye ”Duman”ı Sezen Aksu nun sarkısı ”herşeyi yak” coverıyla tanıdı.
Artık 70lerin tutkulu rock’ı yoktu fonda ki şarkılar değişti 80lerdeki duygu kayboldu. 90larda umutlanır olduk. Seattle’ın cocukları rock’a yeni bir ivme kazandırdı. Nirvana, Kurt Cobain liderliğinde Clashleri Sex Pistolsları geri getirmişti sanki. 80’lerdeki duygu Pearl Jam’le geri dönmüştü. Cornell gibi bir vokali tanıdık Soundgarden’la. Şimdi ise Brıtney Spears’ın Evanescene, Avril gibi rock türevleri var..
Bir de Avril’e punk diyen essolessekler, gudukler, hiyarlar ve kanadalilar var. Adi independent’tan tureyen indie’yi Coldplay yapanlar var. Yakaladiginiz yerde dovun. Aslinda 80’ler de degil, muzik 70’lerde tuketim araci oldu, ama hep kiyida kosede bagimsiz sirketler, underground topluluklar vardi. Internet caginda bunlara ulasmak daha da kolay, arayin, tarayin, guzel muzik dinleyin diyor mesaji bitiriyorum. Bugun muzik icin ne yaptin diyenlere mesaj verdim diyebilirim.