Vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün,
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan bey’in vurdurduğu
Irgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağin altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe’yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
– öyle gibi de görünüyor –
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çinar olursa
taş maş da istemez hani…
Nazım Hikmet Ran
1953, 27 Nisan
Barviha Sanatoryumu
Gece leylak ve tomurcuk kokuyor,
‘uyarına gelirse tepemde bir de çınar’ demiştin yıllar önce,
demek ki on yıl sonra,
demek ki sabah sabah,
demek ki manda gözü,
demek ki şile bezi,
bir de memedin yüzü,
bir de saman sarısı,
bir de özlem kırmızısı,
demek ki göçtü usta,
kaldı yürek sızısı…
yıllar var, ter içinde taşıdım ben bu yükü,
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran 63’ü…
* * *
Ozan Abi hatırlattı, yoksa kaldı mı ki hatırlayacak dimağ? Büyük usta Nazım Hikmet’in 45. ölüm yıldönümü bugün. Onun anısına…
Merak ettim Nihal Atsızı da öyle anıyor mu bu site?..
He tabi şimdi dersiniz, o da kim?..
Fenerbahçenin teknik direktörlüğünü yapmış Molnar vakti zamanın da demiş ki:
– var 5 kupa almak sonra benimle konuşmak.
Sen de bir site yap beni an Nazımcım.
Dört nala gelip uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim
Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim
(Yukardaki şiir Alparslan Türkeş tarafından kürsüde okunmuştur)
‘Gece leylak ve tomurcuk kokuyor
Bir basın işçisiyim
Elim yüzüm, üstüm başım gazete
Geçsem de gölgesinden tankların tomsonların
Şuramda bir çalıkuşu ötüyor
Uy anam anam
Haziranda ölmek zor…’
Grup Yorum’un ‘Haziranda Ölmek zor’ şarkısıyla daha bir güzel olurdu..
Ustayı andığınız için de ayrıca teşekkürler..
45.yılında Usta’ya saygıyla..
Güzel fikir, Nihal Atsız’ın vasiyetini de koyup bu iki edebi eseri karşılaştırmak lazım.
“Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır. Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarın ki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır. Bu kadar çok düşmanla carpışmak için iyi hazırlanmalı.”
Kenyalılar da yaşanacak buzul devrinden sonra ki düşmanlarımızdır, buzul devrinden sonra bir Kenyalılar bir Türkler kalacakmış çünkü. Düşmanlık temelinden tanımlanan bir vatan sevgisi ile “Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni”yle anlatılan bir vatan sevgisi, farkı anlatmak için gerçekten de anmak lazımmış.
Nazım Hikmet demiş ki:
(03.06.2008)
Merak ettim Nihal Atsızı da öyle anıyor mu bu site?..
He tabi şimdi dersiniz, o da kim?..
* * *
Şunu anlamak zor değil: Bu site canı ne istiyorsa onu yapar. Ne kamuya karşı bir sorumluluğumuz var, ne de hassas terazilerimiz. Beğenmeyen girmez okumaz en fazla, sikimizde bile olmaz.
Ha bu arada Nihal Atsız mı? Geçiniz efendim…
usta, n’oldu yine buralara..
Nihal Atsız öyle bir iki kişinin işi değil; 61 mahallenin bütün ergen erkekleri sikmiş annesini de böyle bişey çıkmış ortaya.