Yalan
Ne kadar da kolay sanırdım beni düşlemediğin anlar yaşamayı. Oysa sen ne şimdi ne de herhangi bir zaman diliminde düşlerine ortak etmedin beni. Ben sadece seninle düştüm yaşadığım her zaman kırıntısının boğucu yorgunluğuna. Söylediğim yada aklımdan geçirdiğim herhangi bir cümleyi kontrol imkanım olmuyordu seni düşlerken, yalnızca kan kardeş çocuklar gibi yerinde durmayı beceremiyordu yüreğimin emri altındaki sözcükler.
Her zaman içinde bulunduğum konumda beklemiştim seni üstelik. Gelişin nedense yazları penceremin önünde biriken yağmur damlaları özentiliydi. Hangi coğrafya dersinde çektiğim kopyaydı hatırlamıyorum ama yazların sıcak ve kurak geçtiği bir iklimin en ılıman köşesiydim pencere kenarında Arap kızına taş çıkartırken.
Sorun seni bekliyor olmak değildi elbette. Hatta öyle ki, başıma gelen en güzel şeydi beklide seni beklemek. Bekleyenler yalnızca umutlarını yaşatırlar özleme sürecinde, beklemek aslında çekilen acıdan ziyade bir beslenme biçimidir bekleyen için. Sorun penceremin kenarındaki oyuktan içeri sızan ışıktı, senin yıllardır geçmediğin sokağa bakan.
Uzun zaman oldu sana heyecanlar biriktirmeyeli…
Bilmem aslında ben aşkı ve hatta yaşamayı. Olabildiğince kekremsi tüm sözcüklerim hayata karşı. Hayata neden karşı durduklarından bile haberleri yok aslında. Onlar yalnızca senden kalan kırıntıları vermediğim için küskünler. Ne kadar da enteresanmış sözcüklere küsmek, seninle hayallerimde bile konuşamamak. Şimdilerde yalnızca ter dökmek için konuşuyorum; çünkü ne kadar altın olsa da sessizlik, sensizliği çağrıştırdığı için kabullenemiyorum.
O kadar uzun zaman oldu ki seni özlemeyeli…
Durup durup çiçek falları bakıyorum yalnızlığım üzerine. Öyle ki, sen yanımda bile olsan tanıyabileceğimi sanmıyorum kokunu. Hangi yollar seni bana ulaştırıyorsa lanetler biriktiriyorum cebimde onlar için. Ulaşılmaz değil belki de sana gelişim, ama ne anlamı kalır ki gelirsem sensizliğin? Kopardığım tüm yapraklara özlemediğimi anlatmaya çalışıyorum. En azından uğraşıyorum.
Uzun, çok uzun zaman geçti yalanlarımın üzerinden…
Öyle ki, ben bile unuttum söylediklerimi…