Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: çankaya

Çirkef Demokrasi

Yerel yönetim konusunda dünyada eşi, benzeri olmayan, en büyük Türk dehalarından birisi Melih Gökçek Çankaya ilçe sınırları içerisinde bulunan 7. cadde ile ilgili bir referandum hazırlığında. Referandumda sorulacak 15 adet sorudan birisi “Burada içki içilsin mi içilmesin mi?” Yöneltilen eleştirilere, literatüre de kendi ismiyle kazınan bir aymazlıkla karşı çıkıyor Gökçek. “Halk kendi caddesinde ne yapılıp yapılmayacağına kendisi karar verecek. Bu demokrasidir.” Hasiktir sen ordan.

Yerel Seçim Haber Ajansı

CHP hem Türkiye’nin, hem de İstanbul’un kıyı şeridinde iyi durumda. Avcılar da bunlardan birisi. Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci tekrar aday. Pek tabii ki, AKP’nin almaya çalıştığı bir yer. Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye ile Avcılar Belediye’nin zabıtaları yumruk yumruğa kavga etmiş, haber televizyonlara yansımıştı. Bu hafta daha ilginç bir olay yaşandı. Mustafa Değirmenci’nin iddiasına göre Büyükşehir Belediyesi’nin zabıta ekipleri, Değirmenci’nin evinin sokağında 3 farklı yere zabıta aracı koymuşlar. 15 gündür, gece gündüz oradaymış zabıta araçları. Değirmenci de dinlendiğinden kuşkulanmış ve kameraları da alıp bir gece baskın yapmış ekiplere. Bundan sonrasını televizyondan izlediğim için aynen aktarıyorum.

Asıl bugün Cumhuriyet kutlu olsun!

Dün 29 Ekim 2008'di. Malumunuz üzre Cumhuriyet'in ilanının, modern Türkiye'nin kuruluşunun 85. yıldönümü ülkem coğrafyasının her bir noktasında öğrencilere şiirler okutarak, oyunlar oynatarak, mülki erkana konuşmalar yaptırarak kutlandı. 15 sene önce ortaokula giden çocuğuna yapacağı konuşmayı yazdıran bir müdür, bugün 16. kez aynı yazıyı bizimle paylaştı. Yazıda değişen tek şey kaçıncı yıl dönümü kutladığımız. "Nice acılar çekerek kurduğumuz bu güzel vataaaann..." ile başlayan konuşmalar "birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde..." ile devam etti, "Bize miras bırakılan bu cennet vatanı korumak, yüceltmek için elimizden gelen herşeyi yapacağız. sözü ile de neticelendi. Keşke imkanımız olsa da açıp, baksak. Herhangi bir okulun müdürü, ilçenin kaymakamı, ilin valisi, garnizon komutanı, neyse ne... Kariyeri boyunca 3, 5, 15, 25 kaç tane konuşma yaptı ise bu amcam, acaba bir tane cümlesinde zeka pırıltısı var mıdır, bir tane klişelere boğulmamış bir paragraf bulabilir misiniz o metinde? Kaç tanesi ortaokulda okuyan çocuğuna yazdırmıştır acaba? Günün özeti ne yazık ki istisnasız bir şekilde, mülki amirinden öğretmenine kadar, her yerde samimiyetsiz bir hamaset; ve buna eşlik eden uykulu gözler, esneyen ağızlar...

Kralım, Abdullahım…

Türkiye Cumhuriyeti'nde dün bir ilk yaşandı. Suudi Kral Abdullah Türkiye'ye geldi malum, ana haberlerde magazinsel kısmı sıkça verildi, 560 tane bavul, 768 koruma, 9865 araba, 827498 tane danışman falan filan gibi... Suudi Kral Türkiye'ye gelip de Anıtkabir'i ziyaret etmeyen birkaç kişiden birisi. Diplomasi nezaketi denir buna, ziyaret ettiğin devletin saygı duyduğu şeylere saygı göstermek durumundasın. Protokol gereği de Türkiye'ye gelen devlet liderleri Anıtkabir'i ziyaret ederler, şart değildir ama iyi niyet işaretidir bir nevi...

İşte size Cumhur’un reisi

Biliyorsunuz çok konuşuldu, eski Cumhurbaşkanımız A. Necdet Sezer her sene kendisine tahsis edilen bütçenin büyük bir bölümünü kullanmadığı için iade etmekteydi. Ama artık işler değişti, cumhurun reisi iddiaları ile Köşke'e…

“Refarandum” yaz 3250’ye gönder

"Referandum varmış 21 Ekim'de." Önce bir duraksıyorum. Referandum ne acaba? Sonra sözlüğe bakıyorum, halk oylaması diyor. Tekrar bir duraksama... Popstar gibi bir şey mi acaba, esemes mi yollayacağız? Ülen ben Bayhan'a bile yollamadım ki, kralı gelse yollamam. Sonra öğreniyorum ki kral değilse de cumhurbaşkanı imiş mevzu bahis. İyi de bu soruyu niye bize sormuşlar? Bugüne kadar neyi bize sormuşlar? Eh madem böyle bir hadise var, biz de konunun üzerine eğilelim ve oyumuzu bilinçli bir şekilde kullanalım diyerek şöyle bir gözden geçirme yapayım diyorum:

11. cumhurbaşkanını kim seçsin?

Biliyorsunuz 21 Ekim'de referandum için sandık başına gideceğiz milyonlar olarak. Tabii, bu referandum için harcanan milyonlarca dolarlar uçuşacak beynimizin kıvrımları arasında. Misal o paralarla kaç öğrenciye karşılıksız burs verilebilirdi acaba? Ya da kaç tane mayın temizlenirdi Güneydoğu'dan? Peki ne için gidiyoruz sandığa? Anayasa'da küçük birkaç değişiklik yapmak için... Ee peki zaten değişmeyecek mi bu anayasa? Onun için cıngar çıkmıyor mu şimdi? Evet, bir kaç ay sonra toptan değişecek bir anayasada küçük birkaç düzeltmeye gidiyoruz. Batıyor rahatlık. Batıyor milyon dolarlar...