Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: chp

Seçmek ya da seçememek

Seçimlere sadece birkaç gün kaldı. Caddeler, sokaklar, mahalle araları inanılmaz bir renk cümbüşü içinde. Partilere ait flamalar her tarafı bayram yerine çevirmiş vaziyette. En azından olumlu bakmak istediğim için böyle görüyorum. “İstersen donatalım dört yanı bayraklarla” diye bağırmanın hakkını veriyorlar vesselam. Bir de şu var, ekonomik kriz falan diyoruz ama bu seçim ekonomisi inkâr edilemez bir canlılık verdi tüm ülkeye. Esnaf bir nebze olsun nefes aldı belki de. Seçim havasının en olumsuz tarafı bangır bangır mahalle aralarından sesleri son ses geçen seçim arabaları. Hayır, söylediklerini anlayabilsek bi derece ferahlayacağız, fakat söylenilenlerin ya ortasından ya sonundan ya da başından bir şeyler yakalayabiliyoruz. O da anlam kirliliğini en derinden yaşattırıyor. Tabi ki yurdumdan seçim manzaraları minvalinde bir yazı olmayacak, yazarken daldık gittik işte. Bu seçimler güzel yurdumdaki her seçim gibi çok büyük önem taşımakta çünkü politikacı amcalarımız hep öyle diyor. Demokrasi var ya memlekette! O sebepten olsa gerek. 4–5 yılda bir sandık başına gidiyoruz oy kullanıyoruz ve bizi yönetecek kişileri belirliyoruz! Hadi canım sende, milletvekilleri belirlenirken söz aldın mı sayın vatandaş? Belediye başkan adayları için hiç fikir belirttin mi peki? İl genel meclisi ne işe yarar, nasıl aday olunur fikrin var mı? Hepsini geçtim muhtarını tanıyor musun ey vatandaş?

Neler oluyor hayatta? #1

Sabahın 8'nde geliyorum işyerine. Olağandışı durumlar haricinde 9:30'a kadar herhangi bir iş yapmıyorum. Bol bol kahve, bol bol gazete filan. Bir de, zaman zaman birim içinde basında çıkan ekonomi haberlerini derleme ihalesi üzerime kalıyor. Benzeri bir derlemeden Fasulyeden için her gün yapmak lazım aslında. Bir nevi kısa kısa gündem takibi. Başlayalım: Yaşanan global krizin ülkemizi teğet geçtiğini iddia eden, devletin resmi rakamları üzerinden muhalefet yapanları, koskoca iktisat profesörlerini felaket tellallığı yapmakla suçlayan Tayyip Erdoğan, Elbistan’da halka "Milletin sırtından doyan doyana, Bunu gören yürek nasıl dayana, Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana!" şiiriyle seslendi.

Kes Sesini Hortumu Kesik CHP Medyası

Türk televizyonlarından ödünç alacağımız bir cümle ile girişi yapalım. Gün geçmiyor ki, Recep Tayyip Erdoğan bir gariplik daha yapıp güne gülümseyen bir yüzle başlamamıza sebep olmasın. Gelin dünkü gelişmeleri kısa bir haber turu eşliğinde takip edelim.

Miting Psikolojisine Giriş: AKP Kuramları

Bugün ki konumuz "Miting psikolojisine giriş: AKP kuramları" AKP'lilerin ve yandaşlarının çok sevdiği birkaç söylem var. En tipik örneği "biz demokrat, siz cuntacı". İkinci sırada da halkçı/elitist kuramı var. Onun da anlamı adından menkul zaten. Şu şekilde özetlenebilecek bir denklemi var bu AKP kuramlarının: Bir insan x birim AKP'li ise, 5x demokrat, 5x halkçı, 6x yolsuzluk karşıtı, 10x Türkiye sevdalısı. Ve aynı AKP'li/değil grafiğinden çıkarımla, bir insan x birim "AKP'li değil"se, 10x darbeci, 8x rantçı, 4x dinsiz, 7x de elitist oluyor. Ha bir de 4x "komünistler gibi iftira atma" yetisine sahip anlamına geliyor. Hadi şimdi cümle içinde kullanalım; ne kadar AKP'li değilseniz, 7 katı kadar yalıda büyümüşsünüz demektir. 8 katı kadar rantınız elinizden kaydı diye AKP'ye muhalefet ediyorsunuz, 4 katı kadar dinsizsiniz. Denklem bu, basit, anlaşılır. Bakın sınavda sorarım!

Yerel Seçim Haber Ajansı

CHP hem Türkiye’nin, hem de İstanbul’un kıyı şeridinde iyi durumda. Avcılar da bunlardan birisi. Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci tekrar aday. Pek tabii ki, AKP’nin almaya çalıştığı bir yer. Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye ile Avcılar Belediye’nin zabıtaları yumruk yumruğa kavga etmiş, haber televizyonlara yansımıştı. Bu hafta daha ilginç bir olay yaşandı. Mustafa Değirmenci’nin iddiasına göre Büyükşehir Belediyesi’nin zabıta ekipleri, Değirmenci’nin evinin sokağında 3 farklı yere zabıta aracı koymuşlar. 15 gündür, gece gündüz oradaymış zabıta araçları. Değirmenci de dinlendiğinden kuşkulanmış ve kameraları da alıp bir gece baskın yapmış ekiplere. Bundan sonrasını televizyondan izlediğim için aynen aktarıyorum.

SS Subayı Sosyal Demokrat

Bu ülkenin en büyük eksiği muhalefet. Akp nin bu kadar güçlü olmasının sebebi muhalefet eksikliğidir. Alın size sosyal demokrat muhalefetimiz. Bir insanı eleştirebilirsin, sevmeyebilirsin ama her işin bir ahlakı var arkadaş. Canan Arıtman'ın gündem yaratan (!) açıklamalarını okumuşsunuzdur. "Özür diliyorum" kampanayasını başlatanların bu cesareti Abdullah Gül'ün Ermenistan ziyaretinden aldığını söylüyor ve ekliyor: “Cumhurbaşkanı’nın bu kampanyayı desteklediği görülüyor. Abdullah Gül, cumhurun, yani Türk milletinin cumhurbaşkanlığını yapsın, etnik kökeninin değil. Cumhurbaşkanı’nın anne tarafından etnik kökenini araştırın görürsünüz.”

Kemal Kılıçdaroğlu vs Dengir Mir Mehmet Fırat

An itibariyle CHP milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile AKP milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat'ı yanyana getirmiş ve neredeyse tüm kanallarımızın canlı verdiği müsabakadır. Kılıçdaroğlu, garip isimli politikacı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın…

Kapatma davaları ve getirdikleri

Yargıtay başsavcısının açtığı kapatma davası bugüne kadar olan kapatma davaları içinde en kritik karar olarak tarihteki yerini alacaktır. Bunun vicdani muhasebesi bu davanın taraflarını derinden sarsacak kuşkusuz. Bu davanın o kadar fazla görülen ve görülmeyen sebep ve sonuçları var ki, böyle bir şey ancak bizim kültürümüze özgü olabilir. Yavaş yavaş başlayalım:

Yaşasın cumhuriyetçi laiklik ve statüko

22 Temmuz Seçimlerine gelirken, bu süreç içinde geçtiğimiz aylarda yaşanan birçok siyasi gelişmeden birbiriyle ilişkili iki tanesine değinmekte yarar var. Bir tanesi 27 Nisan 2007'de askerin verdiği e-muhtıradır.(1) Konumuzla asıl ilgisi olan mesele ise, muhtıranın öncülü ve ardılı olan mitinglerdir. Ve bu mitinglerde saf tutan bir partinin, mitinglerde kullandığı jargondur asıl mevzuumuz. Türkiye'de hala CHP'ye, az da olsa, "sol" diyebilen oluyor. Sol jargonu pek kullanmayan, hatta açıklamalarında bile bulunmayan, milliyetçiliğe "çimento" diyen bir genel başkanı olan partidir bahis konusu. Kullandığı dönemlerde bile gerçekten bir "sol" parti diyebilmenin zorluğu tartışma konusu iken, şu durumda sol demek abesle iştigal etmektedir. Bunun belki de tabanında yatan en önemli neden ise CHP'nin sürekli bir "irtica" çığırtkanlığı yapıp da laikliği savunmasıdır. Pekala, asıl sorun şu: CHP -en azından son yıllarda- laiklik konusunda ne kadar samimidir? Bu soruya kanımca "olumlu" yanıt verebilmek zor gözüküyor.