Kapıları açmak
Kapıları açmak diye bir dizi vardı bir aralar. Hani, bomba prodüksiyon diye sunulup mantarlayanlardan. Aklımda çok şey kalmamış, Osman Sınav dizisiydi, şarkıcı bir kız vardı, Olgun Şimşek, Erkan Can oynuyordu. Zafer Algöz her zamanki tipi donuk takım elbiseli adam rolündeydi. Dizi iyi miydi, kötü mü onu hatırlamıyorum. Ama Türkiye yemek sonrası dizi sekansında yer bulamamış olması “kötü dizidir” diye kestirip atmamıza engel oluyor, iyi de olabilir yani.
Diziden değil de, dizinin isminden dolayı bu şekilde bir giriş yaptım. Nedense yazıya anlamsız girişler prim yapar mecmua aleminde. Tabii henüz Haşmet Babaoğlu tadı yakalayamadık ama, dur bakalım kısmet.
“Kapıları açmak” diye devam edelim. Bazı bünyeler için ölümdür bu hadise. Hani elinde kilolarca market torbası yada bavul, çanta olmasına da gerek yok. Bünyeden bağımsız kapı zülmü de olabilir yaşanan. Bizim apartmanın dış kapısı da dahil bu zülme. Her gün çektiğim eziyetin haddi hesabı yok. Yani yoktu. Son birkaç gündür takıyorum anahtarı belli belirsiz çeviriyorum, şak açılıyor hemen. Helal ulan diyorum, sonunda Japonlar buna da el attı ve her nasılsa bizim apartman yönetimi de bu gelişmeden haberdar oldu. Yani olmuş olmalıydı, ben böyle bir rahatlık, böyle bir huzur bulamadım yedi düvelin apartman kapılarında.
Dün gece eve girerken farkettim. Meğer benim Japon kapı kilidi yapma sanatı, teknolojinin ademoğluna son hediyesi sandığım hadise sandığım gibi değilmiş. Yok, hala çok kolay açılıyor kapı, hakkını yemeyelim. Ama açılmak için bir anahtara yada bir efora gerek duymuyor. Meğer hafif bir ittirmeyle açılıyormuş, çünkü kilit kırıkmış. Ben de günlerdir kırık kapıyı –güya- anahtarla açıp, “aa ne kolay açılıyor” diye seviniyormuşum. Aferin bana.
Dizi kotu degildi…
Ama yaz dizisi oldugu icin uzun omurlu olmadi tabii.
Son bolume kadar gitti mi tam hatirlamiyorum da, sanki 13 bolum sonunda hikayeyi bir sona kavusturup bitirdiler gibi kalmis aklimda.
Ve sanirim bomba yapim gibi de sunulmadi zaten izleyiciye…
Ha bir de, dizideki kotu kiz aklimda kalmis. Rolun hakkini sonuna kadar verdiginden olsa gerek (ya da tipine kil olmusumdur belki, tam adini koyamadim simdi) hakkaten tiksindirmisti kendisinden beni.
Sirf esas kizi gecmek icin, yarismanin yapimcisina vermisti onu hatirliyorum. Neyse, onun disindaki kadro hakkini veriyordu ama…
bende de belirdi birşeyler. kız otelde çalışıyordu. olgun şimşek kıza ev yapıyordu. ev erkan can’ın sevgilisi için yaptığı evdi hatta. ama sonra kadın -ki ıtır esendi sanki- otelin sahibi zafer algözle evleniyordu. olgun şimşek’in nişanlısına otelin veliahtı eleman yazıyordu filan.
* * *
o değil de, kapıyı tamir ettirmişler. şansıma tüküreyim…