Sabah Gazetesi’ne TMSF tarafından el konulmadan önce ne yapıyordu bu adam, hatırlıyor musunuz? Penthouse ve Esquire dergilerinin eski bir yöneticisi olarak Hıncal Uluç Jr. Olma konusunda müthiş çaba sarfediyordu. Bir gün tavlada zar tutmanın ipuçlarını, diğer gün Fenerbahçe’ye karşı forma giyecek olan Rooney’e “motherfucker” diyerek moralini bozabileceğimizi filan anlatıyordu “Türk’ün Aklı” adını verdiği laylaylom köşesinde… “Şurada yeni bir mekan açılmış, on numara bilmem ne...
Bazen bu ülkede yaşayan insanlara şaşırıyorum. Bunca yıldır bu ülkenin insanları nasıl başardılar da bu kadar saf, bu kadar temiz kalmayı başarabildiler inanamıyorum. Ben kendimi bildim bileli bu ülkede öğrenciler dövülüyor. Bu olay ilk kez olan bir şey mi de bu kadar şaşırdınız? Ben küçüktüm, televizyonlarda haberler gösterilerde dayak yiyen öğrenci haberleriyle doluydu. Ben büyüdüm, haberler hâlâ gösterilerde dayak yiyen öğrenci haberleriyle dolu. Bu ülkede, bir iki ufak yol kazasını...
buraya bakarlar

Birey, tek başına, dışarıya bağımlılığını sonradan kazanıp, alışan, değişik bir mevzu. Devlet gibi değil mesela, ben doğduğumda devlet yine dışa bağımlıydı. Çocuğum doğduğunda da öyle olacak. Bunu anlayabilirim. Velhasıl, zamanla dışarıya bağlanmayı, kendi kararlarını alamamayı anlayamıyorum. Nasıl bir süreçle gelişiyor bu hadise, bilmiyorum. İnsanın bağlanma isteği, zayıflığından mütevellit. Neden bu kadar çok hayata yön verme unsuru mevcut? Gerçekten istediğini yapmak kadar kolay bir şey...
Geçenlerde şu popüler sosyalleşme sitesi var ya, orada bir video paylaştım. Video da Pir Sultan’ın bir deyişinin modern sayılabilecek yorumu. Şimdi ona bağlantı verip konuyu dağıtmak istemiyorum. Onu başka bir yazıda ele alırız bir gün. Videoyu paylaşırken altına not düştüm, “mezarım Sivas’ta olsun.” diyerek. İşte benim bazen böyle pis bir huyum oluyor, ki biliyorum aslında çok insanda var bu durum. Kafamda bir cümle kuruyorum, arkasından ona bağlı bir cümle daha...
3 haftadır evdeyim. Askerliği yedek subay yapınca, bir aylık bir izniniz oluyor, subay muamelesi gördüğünüz için. Subay da memur neticede işte, o yüzden memurların hakkı neyse, devlet babamız bize bunu uygun görüyor. Güzel bir şey. Devlet babanın bana verdiği hakkı dilediğim şekilde kullanamadım ama olsun. Neticede bir aylık bir iznim var. 3 haftasını erittik şimdiden. 3 haftadır süngerden halliceyim. Televizyon izlememeye çalışıyorum. Daha doğrusu böyle bir çabam yok, yani izlemeyeyim diye...
Server değişti. Bu bir deneme yazısıdır.
İndik Rum’da kışladık, çok hayır şer işledik; Beri gel barışalım, yad isen bilişelim; Atımız eğerlendi, estik Elhamdülillah… İndik Rum’da kışladık, çok hayır şer işledik; Dirildik pınar olduk, irkildik ırmak olduk; Aktık denize dolduk, taştık Elhamdülillah… İndik Rum’da kışladık, çok hayır şer işledik; Uç bahar geldi geri, göçtük Elhamdillah… Taptuğun tapusuna, kul olduk kapusuna; Ezelden miskin çiğ idik, piştik Elhamdülillah… Orijinal: Yunus Emre...
Türban konusunda özgürlükçü ve insani olan tavrın, serbestlikten yana olması gerektiğini bildiğim -hem de çok iyi bildiğim- halde, türbanın varlık sebebinin insani ve özgürlükçü olmaması münasebetiyle çoğunun/çoğunuzun anti-demokratik ve hatta faşizan bulduğu cenahta yer aldığımı az çok bilirsiniz; bir kere daha not düşeyim. Yazdık bunları kitaplarımızda. Faşizan mı? Evet. İnsani mi? Hayır. Toplumsal barışa katkısı olur mu bu tavrın? Kesinlikle olmaz. Kimse didaktik cümleler kurup da...
Son Mudahaleler