Pes yahu…
Star Haber’de Melih Gökçek-Kemal Kılıçdaroğlu tartışmasını izliyorum. Çıldırmak üzereyim. Derdimi anlatacağım tek mecra burası. Melih Gökçek diyor ki, “Kılıçdaroğlu’nun söylediği rakam 1995 senesidir. İlk sayacı aldığımız fiyattır. O zaman teknoloji henüz çok gelişmediği için o fiyata alınmıştır. Zamanla teknoloji gelişmiş, bugün 18 euro’ya düşmüştür” diyor. Bugün 18’e alıyoruz diyor. Pek güzel diyor, ikna olduk. Ancak sonra diyor ki “Murat Karayalçın bu sayacı şu 50 euroya almıştır. Yolsuzluk yapan odur, CHP’dir, CHP yamyamdır.” O da güzel de, koca salonda ne Kılıçdaroğlu, ne de Dündar çıkıp demiyor ki “ulan madem teknoloji gelişmedi diye 224 euroya aldınız bu sayacı da, senden önceki belediye başkanı nasıl 50 euroya almış? Teknoloji çok gelişmişken bir anda sen belediye başkanı seçildin de teknoloji mi geriledi? Senden önceki belediye başkanı 50’ye alırken, sen 2 sene sonra 224 euroya alıp, nasıl ee ama teknoloji gelişmemişti o zaman çok pahalıydı dersin?” diyemiyor. Ben televizyon başında kafayı yemek üzereyim, bir tanesi şu Melih Gökçek’e haddini bildiremiyor. Delireceğim.
Off, kendi ağzıyla “o zaman teknoloji gelişmemişti, ilk sayaçları o fiyattan aldık” dediği sayaçlar için şimdi de “nerde faturalar, göster, ispat et, iftira ediyorsun” diyor… Olm gerçekten inanılmaz bir adam bu Gökçek…
Melih Gökçek’i izlerken gelmiş geçmiş (rantçı) bütün politikacıların karakter haritasını görebilmekteyiz. Bütün program boyunca bir dediği bir dediğini tutmadı. sürekli kendisiyle çelişti.
Kılıçdaroğlu hatta bazen de uğur dündar inceden inceye ti’ye aldılar. Makara yaptılar tam tabiriyle soytarıya dönüştürdüler.
Ben Kılıçdaroğlunu ilk kez seyrettim harbiden anlatıldığı kadar bitirici bir adam. Ama Baykal onun da idam fermanını imzalar yakında. AKP’ nin 3 ismini de ezdi geçti resmen. Bakalım sırada kim var.
Kılıçdaroğlu garip bir adam. Belli ki elinde müthiş belgeler var, hani incelense yolsuzluk kanıtı ancak bunu dile getirme yöntemi müfettiş durağanlığında. Kitlelerin önündeki bir politikacı gibi değil, amiri önündeki memur gibi anlatıyor. Haliyle, nasıl desem, rakibini yoruyor yoruyor ama bir türlü son darbeyi indiremiyor.
Yine de CHP’nin laiklik ekseninin yanı sıra yolsuzluk konusunda da kelam ettiğini görmek yüreklere su serpmiyor değil. Gerçi bu memuriyet yaklaşımı nedeniyle bu muhalefetten de ekmek çıkmaz. Hele bu topraklarda…
Kılıçdaroğlu AKP tipi yolsuzluğun önündeki en büyük engel.
Yıllardır siyasetin dürüst insanları içinde barındırmadığından söz eder dururuz. Bu gece bir daha gördük “şeref” kavramını elinden düşürmeyen i. melih gökçek’i. Ve onun karşısında yapabileceğinin en mükemmelini yaptı Kılıçdaroğlu.
Elinizi vicdanınıza koyun söyleyin hanginiz elinizde en sağlam kanıtlar olsa dahi, İ. melih gökçek’ten daha fazla konuşabilirsiniz?
O yüzden sakin olacaksın sabırlı olacaksın avını yavaş yavaş kendi ağına doğru çekeceksin.Çok dikkatli bir şekilde. Oyunu İ. Melih Gökçek’in temposunda oynamaya hiçkimsenin gücü yetmez. Adam utanmadan sonra doğmuş bir kere yüzü hiç kızarmıyor. Tempoyu hiç düşürmüyor. Hep bir kısır döngüye sokuyor.
Kılıçdaroğlu kendi konusundan hiç dışarı sapmadı .Hep cümlesini bitirdiği yerden devam etti.Asla İ. Melih Gökçek’in cümlesinin bittiği yerden konuşmasına devam etmedi. Böylece adamı soytarıya çevirdi.
O yüzden memuriyet benzetmesine pek katılmıyorum reşatçım:)
Yok abi, ben kendi adıma Kılıçdaroğlu gibi bir adamın varlığından son derece memnunum. Lakin, bu sakin, polemiklere bulaşmadan meramını anlatma derdindeki adamın Türk siyaseti dediğimiz pisliğin içinde cılız bir ses olarak kalmasından korkmaktayım. Bir de, işte, yazıda dediğim gibi, Gökçek’in mesnetsiz Karayalçın manüpilasyonuna karşın, nasıl şak diye geçirmedi lafı, ona çok üzüldüm.
Yayın başlamadan Melih Gökçek’i az çok tanıdığım için böyle bir program geçeceğini tahmin ediyordum ama Melih Gökçek benim tahminimden çirkef çıktı :D.İlk başlarda sinirlenerek izlediğim program bir müddet sonra komedi filmine döndü benim için.Melih Gökçek’in yaptıklarını kahkahalarla izledim.Bu adam senelerdir Ankara Bşb nin başkanlığını yapıyor.Denilebilecek tek kelşme var ; yazık.
Şimdi de Teketek programına çkmış Gökçek, bu sefer Altaylı’yla baş başa olduğundan rahat at koşturur diye tahmin ediyor ve zaplıyorum. 🙂
Şaban Dişli’yi, Dengir Mir Mehmet Fırat’ı koltuğundan eden Kılıçdaroğlu belki canlı yayındaki performansı ile değil ama Melih Gökçek’in RTE ile ilgili bir şirkete araştırma yaptırtdığını ortaya çıkarmasıyla, bence bir kelle daha aldı… Bakalım, görücez…
Kurs muhabbetinden dolayı izleyemedik. Konuşulanları okudum bir bok anlamadım. Çorba olmuş muhabbet. Genel kanım Melih Gökçek konuşturmamış tartışmaya değil çığırtkanlığa gelmiş. Kılıçdaroğlu belge ise gösterememiş. Belki de gerek bile duymadı.
Kılıçdaroğlu 3 tartışmada da sürekli sorgulayan konumda. Mesela ben SSK ile ilgili söylenen iddialar karşısında defansa geçmesini isterim.
Bence en önemli konu Tv lerin dizi ve yeni formatlarda program kıtlığı çektiği bugünlerde bu şekilde bir kültür oluşursa hepsi ayağını denk alacaktır, yapacağı şeyi iki defa düşünecektir. Hepsi birbirinin açığını arayacağı için. Çocukken oynanan dansa davet hesabı geç karşıma densin. Milletin gözü önünde kapışılsın. Belki bu apolitiklikten biraz olsun sıyrılırız.
Kısa bir anektod ; Televoleli yıllarda hangi seçimdi hatırlamıyorum ama bir seçim öncesi bütün liderleri bir tv kanalına çağırdılar. Erbakan a sordular gidecek misiniz diye. Cevap ;
-Birinci lig takımı, şampiyon takım üçüncü lig takımlarıyla oynar mı?
Yalnız balonlar şahane olmuş 🙂
http://www.sabah.com.tr/haber,BDA8D6688A0244A1873EFAD9F5E05407.html
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, SESAR adlı firmaya herhangi bir para ödemediğini, herhangi bir anket de yaptırmadığını iddia ederek, “Bu tamamen o dönemde Ergenekon mensubu olduğu ortaya çıkan Türkiye’yi karıştırmak maksadıyla iş yapan bir kişinin tezgâhıdır. Sadece ve sadece tezgahtır. Ben böyle bir para ödemedim. Ben böyle bir araştırma yaptırmadım” dedi.
Gökçek, Ergenekon ile ilişkilendirilen SESAR’a “Erdoğan nasıl yıpratılır” araştırması yaptırdığı ve bunun karşılığında 354 bin YTL ödediği şeklindeki iddialara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
İddiaların tamamen asılsız olduğunu söyleyen Gökçek, SESAR Başkanı İsmail Yıldız ile Demokrat Parti’nin kuruluş çalışmaları sırasında tanıştığını savundu. Gökçek, şöyle konuştu:
“SESAM denilen firma, benim Demokrat Parti Kuruluş hareketi sırasında yanıma gelen, ‘işte ben anketçiyim size yardımcı olmak istiyorum filan’ diyen birisi. Kendi kendine gitmiş birtakım anketler yapmış. Bu anketler bana intikal etmiş filan değil. Seçim geçti bir de baktım ki önümde bir fatura. Ne kadar sonra geldi tam da hatırlamıyorum. 300 küsür milyar liralık bir fatura. Açtım telefonu son derece ağır hakaretlerde bulundum. ‘ Ne danışmanlığı yaptın? Benle kaç sefer oturdun konuştun ?’ diye sordum’. Belli ki işte Ergenekoncu olduğu da daha sonra ortaya çıktı, tezgâhçının birisi. İşte günün birisinde kullanılsın diye bunu yapmış.”
SESAR tarafından gönderilen fatura konusunda avukatına talimat verdiğini ve avukatının gerekli işlemleri yaptığını anlatan Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ondan sonra da ses çıkmadı. Para filan ödenmiş değil. Kesinlikle böyle bir ödeme yoktur, varsa böyle bir ödeme bulsun makbuzunu çıkarsın. Böyle bir para ödenmemiştir. Faturayı dikkatle incelerseniz saçma sapan yazılar var. Böyle fatura mı olur ? Böyle aptalca fatura mı olur ? Melih Gökçek bir iş yaptıracak olsa böyle fatura ile iş yaptırması mümkün mü ? Bu tamamen o dönemde Ergenekon mensubu olduğu ortaya çıkan bir kişinin Türkiye’yi karıştırmak maksadıyla birçok iş yapan bir kişinin o dönemdeki başka bir tezgahı. Sadece ve sadece tezgahtır. Ben böyle bir para ödemedim. Ben böyle bir araştırma yaptırmadım. Tamamen sahtekarlıktır.”
Daha program yapılmadan Melih Gökçek’in böyle bir tutum sergileyeceğini geçmiş programlarını izleyenler biliyolardı. Bu adamla tartışma programı falan yapılamaz. Eğer elinde bir kanıt varsa çıkıp kamuoyuna açıklayacaksın. Yoksa o pişkin sırıtışı izlemek zorunda bırakıyosun 70 milyona. Hatta tüm tv kanallarını zaptedip evimizden çıkmaz olmaya başladı.
Aslında çok stratejik bir hata yapılıyor. Melih gökçekin tabanından dolayı sahip olduğu oylara karşı, onun şuanki tek rakibi Karayalçın’ın üzerinde birleşilmesi gerekilirken önce Melih Gökçek’in üzerine gidiliyor. Melih gökçek ise Karayalçın üzerine iddialar atıyor ve Gökçek dosyasına odaklanan Kılıçdaroğlu buna cevap vermiyor. Ne olursa olsun Karayalçın’ı öne çıkartamamak Melih gökçek’i alternatifsiz bırakacaktır. Yakında sıra Melih geçtiğinde Karayalçın’ın üzerine çok gidilecek O gün İş işten geçmiş olabilir
Son umut olarak Melih Gökçek’in Akp tarafından aday gösterilmemesi olarak görülüyor ve son ergenekon belgesi bunun için ortaya çıkartılıyor ise tek söyleyebileceğim bunun imkansız olduğu. Gökçek Yerel yönetimlerde güçlü kalabilmek için yönetime alınmamıştı. Yarın bu adam nasıl bu oyla seçilebilir dememek için bugün dikkatli davranmak lazım. Emin olun Başbakanın kafası bu siyaset işlerine çok çok iyi çalışıyor.
EkşiSözlük’ten, çok güldüm 🙂
400.000 aile mi? Ortamala 4 kişi desen 1.600.000 kişi, Ankara nın nüfusu kaç? Saçma bir rakam olmuş. Sıkmış.
araştırmacı sorgulamacı gazeteci werdure:))
O kısmı yorum zaten, bu bilgileri TÜİK’ten aldım demiyor herif.
Ama diğer kısım bu adamın şirazesinin sikindirik bir mevzu için otobüsler kaldırıp, binlerce insana oy kullandıracak kadar kaymış olduğunu gösteriyor.
http://cizgisiz.blogspot.com/2008/12/fatura.html