Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: endüstriyel futbol

Lig Radyo Saçmalığı

Malumunuzdur, artık lig maçları özel radyolardan değil, sadece Lig Radyo üzerinden yayınlanıyor. Televizyon yayınlarından sonra, ligin radyo yayınları da aynı grubun eline geçti. Neden oldu, nasıl oldu çok fazla bir fikrim yok. Ama yayınların nasıl olduğu konusunda söyleyeceklerimi nasıl dizginleyebileceğimi bilmiyorum.

Geçmiş olsun büyük kaptan!

Günümüz futbolu metalar üzerine kurulu. Ve günümüz futbol seyircisi her zaman en iyiyi isteyen bir canavar. En iyi futbolcu sen olmalısın, en yakışıklı, en karizma, en çok ses getiren... Ancak bu şekilde sevilirsin. Günümüz futbol ve futbol seyircisinin dünyası vahşidir bu yüzden. En iyi değilsen, hiçbir şeysindir. Sıfırsındır, belki bugün kıyısından, köşesinden varsındır ama bil ki yarın olmayacaksındır. Bu vahşileştirilmiş "entertainment" dünyasında, futbol denen "business"ta sana yer yoktur. Olmayacaktır. Ümit Özat hiçbir zaman en iyi oyuncu olamadı, en iyi sol bek değildi, hatta sol bek bile değildi, en yakışıklı, en karizmatik hiç değildi. Forması ne kadar satmıştır bilinmez, ama kendi evinde bile huzur bulamadan ayrıldı Fenerbahçe'den. En sıradan hatasında bile boynuna ilmek geçirilen, ıslıklanan, yuhalanan, aşağılanan bu adam gururlu gözyaşlarıyla terketmişti Saraçoğlu'nu.

Euro 2008 ve dikişsiz toplar

Avrupadaki tüm liglerin teker teker bitmesiyle artık gözler Euro 2008’e çevrilmeye başlandı. 6 sene aradan sonra milli takımın da uluslararası bir turnuvada yer almasıyla ülkedeki ilgi daha bir yüksek haliyle. Takımların analizi, milli takımın şansı, kimlerin favori olduğu gibi konulara girmeyeceğim. Sadece dünya futbolunun gidişatındaki ilginç bir çıkmaza dikkat çekmeye çalışacağım.

Endüstriyel futbola karşı durabilmek

Kayseri maçında lehimize verilen haksız penaltı üzerine kafamda şekillendi bu yazıyı yazmak. Tabi üşengeçliğim sağolsun, anca yazıyorum. Çıkış noktam maçtaki lehimize yapılan hakem hataları olsa da, daha önce aleyhimize olanları gösterip "bunu da onlara sayın" demeyeceğim. Burayı okuyan rakip takım taraftarları da kendilerine pay ya da polemik konusu çıkarmasın lütfen baştan anlaşalım.

Seyircisiz seyir zevki

Türk futbolu ve futbolseveri olarak gelişmenin şirazesi olarak hep Avrupa'yı görmüşüzdür haklı olarak. Avrupa'da söyle, Avrupa'da böyle cümleleri sadece futbolda değil tabi, tüm sosyal mavralarda önümüze çıkmakta. Ben de öyle başlayacağım cümleye, hatta yazının ana fikrini tek cümlede özetlemek en güzeli. Avrupa'da iç saha maçında 50 taraftarı tarafından desteklenen bir takım yok kardeşim, 2 kere 2 dört, 5 kere 10 50...

Barça kalbini mi kaybediyor?

Daha küçücük çocukken forma reklamı almayışını ve bunun nedenini öğrendiğimde sempati besledim Barcelona'ya.. Teneffüs aralarında oluşturulan futbol eksenli kürsülerde de hep bu özelliği ile gurur duyduğum Barça'yı tartıştım okul arkadaşlarımla.. Başarıdan başarıya koşan kanlı Madrid'e karşı hemde.. Kalbini Katalan halkı için boş bırakan, reklam almayan Barcelona kulübü şimdilerde endüstriyel futbolla olan savaşını kaybetmek üzere..