Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Tag: futbol

Ada sahillerinde: Chelsea-Fenerbahçe

Kurada Sevilla’nın adının görünmesinin ardından herkes Sevilla’nın ne kadar da zorlu bir rakip olduğundan bahsediyordu. Haklıydılar da, bizim ülkemizin en büyük kulüpsel başarısını adamlar iki yıl peş peşe gerçekleştirdiler. Yani 2 yıldır katıldıkları turnuvayı kazanıyorlar ve 3. yılda da henüz kendilerini turnuvanın dışına atan bir takım çıkamamıştı. Bu açıdan Sevilla maçında Fenerbahçe’nin başarısı çok daha büyük bir anlam kazanıyor nazarımda. Biliyoruz ki Kanarya’nın Avrupa’da kazanmak gibi bir alışkanlığı olmadı hiçbir zaman. En zor iş de bu alışkanlığı kazanmak zaten. İki çok heyecanlı ve bol defans hatalı maçtan sonra Sevilla boynunu bükerken, beklenmedik bir şey oluyor Fenerbahçe çeyrek finale adını yazdırıyordu.

Fenerbahçe – Galatasaray

Ekşisözlükte mi, tribündergi'de mi yoksa salak saçma gazete haber yorumlarında mı okumuştum bilmiyorum. Gerçi tribündergi olsaydı yazan kişi Fenerbahçeli ilan edilirdi, orası değildir. Sanıyorum ekşisözlüktü. Tam o sırada yüksek ihtimalle bir yandan uyuyor, bir yandan çoraplarımı giyiyor, bir yandan da "bugün de sakalı kesmeyivereyim" diye asgari ücretli CEO giyim-kuşam tarzımdan tavizler veriyordum. Neyse, demişti ki yorumun sahibi "Bir Galatasaray'lı olarak Fenerbahçe'nin en ballı kurayı seçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim." Ya da bu minvalde bir şey. Tahmin ettiğiniz gibi Fortis Türkiye Kupası çeyrek final eşleşmesinden bahsetmekteyim. Türban, mürban diye iyice boğulmuşken, sonunda Fenerbahçe-Galatasaray. Yine, yeniden...

Terketmedi sevdan bizi…

Tribündergi kullanıcılarının çok yakınen tanıdığı Samsunsporlu kardeşimiz timofte'yi bir trafik kazasında kaybettiğimizi öğrenmiş bulunuyoruz. Kendisine rahmet, ailesine sabır dilerken şu hayata sağlam bir küfür savurma hakkımızı da saklı tutuyoruz.

Gene mi haçlı forma lan?

Malum İzmirli bir avukat Inter'in Fenerbahçe maçında giydiği (Aslında sene başından beri giydiği) haçlı formayı provakasyon, müslüman alemine saldırı, haçlı seferleri, tapınak şövalyeleri, tantuni tarikatı diyerekten UEFA'ya şikayet etmişti. Kimbilir…

Sinyor Terim istifa!

Demek ki neymiş, haftalar öncesinden söylenen bir laf için maçtan hemen önce basın toplantısı yapıp nefret tohumları ekmekle olmuyormuş... Demek ki neymiş, hamaset edebiyatı ile gidebileceğimiz arpa boyu yolu biz…

Roberto, şu faturayı yatırıver anam, hadi

Sevgili Fenerbahçe'miz 100. yılına girerken futbola dair coşkum, heyecanım yerlerde süründüğü için geçen sene olduğu gibi bu sene de pek bir ilgisiz kalmıştım olan bitene. Lig başladı filan, bir şekil arkadaş ortamlarında futbol mevzuları geldi kuruldu ortaya. Tabii ömrümüz yarı samimi arkadaş ortamlarında sessizliği bozmak üzerine kurulu taktiklerle geçmekte olduğu için futboldan nasibimizi alalım yine dedik.

Seyircisiz seyir zevki

Türk futbolu ve futbolseveri olarak gelişmenin şirazesi olarak hep Avrupa'yı görmüşüzdür haklı olarak. Avrupa'da söyle, Avrupa'da böyle cümleleri sadece futbolda değil tabi, tüm sosyal mavralarda önümüze çıkmakta. Ben de öyle başlayacağım cümleye, hatta yazının ana fikrini tek cümlede özetlemek en güzeli. Avrupa'da iç saha maçında 50 taraftarı tarafından desteklenen bir takım yok kardeşim, 2 kere 2 dört, 5 kere 10 50...

Turkcell “Süper abi bu Lig” 2007/08

Kavga, dövüş sona eren sezonun biteli henüz ne kadar oldu ki, yenisi için fikstür çekiliyor? Şikayetçi değiliz tabii ki, özledik neticede. Zira bu sıcak havalar futbolsuz hiç çekilmiyor zaten. Ne…

Gözler hep seni arar Şanlı Göztepe

Çocuklarımıza, torunlarımıza vazgeçmediğimizi gösterebilirsek ve onlara da vazgeçmemeyi öğretebilirsek ne mutlu bizlere, yoksa sokayım ligine de kümesine de... Arkamız sağlam gelsin, Göztepe tribünleri bitmesin, 20-30 yıl sonra bile her gittiğimiz şehirde özel önlem alınsın, stadlar sadece biz geliyoruz diye dolsun bunlar bize yeter... Yoksa biz, falanca teknik direktörü alırsanız sizi ligten düşürürüz diye gelen telefonları da duyduk, şu maçta olay çıkartırsanız ceza veririz size diye gelen telefonları da...