Kürt kimliği üzerindeki baskıları kaldırdığın için,
Ülkeyi bir şantiye sahasına çevirip, duble yollar, viyadükler, köprüler, alt geçitler yaptığın için,
Türk Ticaret Kanununda yaptığın köklü değişiklikler ile ticareti teşvik ettiğin için,
Özel sektör ve teşebbüslerine verdiğin destek ile sermayeyi güçlendirdiğin, devletin denetleyici olduğunun altını çizdiğin için,
Türk sporuna, özellikle tesisleşme konusunda verdiğin üstün hizmetler için,
Olimpiyat Stadı gibi bir garabeti yapan senden önceki hükümetlere, TT Arena’dan,
Anadolu’daki birçok stada kadar cevap verdiğin için,
Ordunun, askerin demokrasilerde ve siyasette yeri olmadığını en sert biçimde muhalefet ettiğin ve engellediğin için,

Seçim Yazıları Serisinin ilkini iktidar partisi AKP’ye ayırdık. Kasım 2002’den beri tek başına iktidarda olan ve bu seçimde de tek başına iktidar partisi olacağı neredeyse kesin olan AKP 2011 Seçim Beyannamesi'ni Türkiye Hazır, Hedef 2023 başlığı ile açıkladı. Bu dönemi de çıraklık, kalfalıktan sonraki ustalık dönemi olarak ifade ediyorlar. Seçimi kazanmak, iktidar olmak gibi stresleri yok. Özgüvenleri yüksek, her seçim döneminde olduğu gibi agresif bir tanıtım politikaları var.
Malumunuz seçime giren partiler Seçim Beyannamesi adı verilen genel bir vaad listesi ve ana başlıklar halinde genel politikalarını açıklarlar. Seçim Beyannamesi işi garip bir iş Türkiye’de. Bolca lakırdı, bolca edebiyat. Kimse de okumuyor elbette. Ülkede seçimler halen daha mitinglerle, mitinglerde bağıra çağıra polemiklerle, sokak aralarında gezdirilen bangır bangır - hepsi de berbat olmak koşuluyla- müzik çalan araçlarla ve her elektrik direğine asılmak için milyon TL harcanan bayraklarla yürüyor.
Ankara'da, Devlet Tiyatrosu'nda, protokolde, en önde, oyuncuların gözü önünde sakız çiğneyerek oyun izleyen bir vatandaşımıza, tiyatro oyuncusu tepki göstermiş. Öncelikle oyun sırasında kaş göz işaretleri ile birlikte sakız çiğneme taklidi yapmış. Daha sonra da oyunu durdurarak “Bir şey sorabilir miyim, bu ne şimdi?” diyerek, yine sakız çiğneme taklidi yaparak tepki göstermiş. Sonradan anlaşılmış ki, bu tiyatro oyuncusu her akşam performansını sunarken, oyunun bir bölümünde, ön sırada oturanlara spontane gelişen monologlarla takılır, oyununun bir parçası olarak arz-ı endam edermiş.
Ama asıl fenası, daha da sonradan en önce sakız çiğneyerek oyunu izleyenin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan olduğu anlaşılmış. Sümeyye Hanım bu olay karşısında gülüp geçmek ya da utanıp sıkılmak yerine kalkıp oyunu terketmiş.
İbrahim Tatlıses vurulup da hastaneye kaldırılınca başbakan aramış hastaneyi. Gereğinin yapılması talimatını vermiş. Nasıl bir talimatsa artık bu, eğer verilmeseymiş doktorlar “önce bir kayıt yaptırın, onların verecekleri formla laboratuvara gidip…
Başbakan’ın bir bloga hakaret davası açması uykularımı kaçırmaya devam ediyor. Olası bir suçlama karşısında iyi niyet göstergesi olarak bu paragrafı yazma fikri oluştu kafamda. “Ben değiştim” Hatta, yetmez diyenler için: “Değişerek geliştim.” Ülkenin başbakanı, yani söylediği her cümle vakf-ı idaresi altındakiler için ölümcül emirler arasında sayılan birisi için bu cümleler 30-40 yıllık siyasi ve ideolojik altyapısını, o altyapının emrettiği vecizeleri geçersiz kılabiliyorsa; el’garip dea için de hafifletici hatta salıverilme sebebi olabilmeli. Yetmez derseniz, tutuksuz yargılanmaya da fitim. Haberiniz olsun.
CHP’de yaşanan Deniz Baykal skandalının ardından büyük bir coşkuyla göreve başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, mazbatasını almasının 3. günü olan bugüne kadar o denli eleştirildi ki, insan “lan süpermene ihtiyacınız vardı da,…
Nasıl oluyorsa oluyor, son birkaç aydır site için bir şeyler karalama amacıyla word dosyası açtığımda ikinci, üçüncü cümleden sonrası gelmiyor. Nasıl darlandım, nasıl canımı sıkıyor bu durum anlatmam mümkün değil.…
Kuvvetler ayrılığı diye bir ilke var. Yasama, yürütme, yargı kuvvetlerinin tek elde toplanamayacağını anlatıyor bu husus. Vatandaşlık derslerine giren komutanların anlattığı kadar biliyoruz biz de işte. Lakin önemli; diktatoryal rejimlerle,…