Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

politika

Tayyip Erdoğan ve New York trafiği

O İstanbul’un bilinen 80. belediye başkanı. Belediye başkanı derken, şehremini ve tek parti döneminin valileri filan da var listede. Partisinin Beyoğlu ilçe teşkilatında görev yaptı önceleri. Sonra il başkanı oldu. Beyoğlu Belediye Başkanlığına talip oldu. 27 Mart 1994’te İstanbul Belediye Başkanı seçildi. 4,5 sene belediye başkanlığı yaptı; siyasi yasak nedeniyle koltuğunu halefine bıraktı, o da bir diğer halefine. Yasak aldı, hapse girdi, çıktı, Siirt milletvekili, Rize milletvekili oldu. Ama sürekli “İstanbul benim sevdam” dedi. 15 sene kendisi ya da kendi karar verdiği isimlerin yönettiği İstanbul’da trafik sorunu bir türlü çözülemedi. Çözüleceğe de benzemiyor.

Anayasanın değiştirilemez maddeleri

Anayasanın ilk 3 maddesinin değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini belirten 4. madde ile ilgili beylik laflardan birisidir. “Ee hacı, 4. maddeyi değiştirseler olmuyor mu?” Bu cümleyi kurmayan adama kız verilmemesi emekli öğretmenlerin konuşlandığı bazı ücra kahvehanelerde değiştirilemez bir yasadır. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Aynı geyiğe girmek maksadında değilim aslen, lakin 3+1 maddenin verdiği sıkıntıları aşmak adına ne garip yollara başvurulabileceğini, hatta bir zamanlar bazı girişimlerin olduğunu da belirtmek gerek.

Çirkef Demokrasi

Yerel yönetim konusunda dünyada eşi, benzeri olmayan, en büyük Türk dehalarından birisi Melih Gökçek Çankaya ilçe sınırları içerisinde bulunan 7. cadde ile ilgili bir referandum hazırlığında. Referandumda sorulacak 15 adet sorudan birisi “Burada içki içilsin mi içilmesin mi?” Yöneltilen eleştirilere, literatüre de kendi ismiyle kazınan bir aymazlıkla karşı çıkıyor Gökçek. “Halk kendi caddesinde ne yapılıp yapılmayacağına kendisi karar verecek. Bu demokrasidir.” Hasiktir sen ordan.

Yarın 15 Ağustos

4 aydan fazlası oldu Cumhurbaşkanı “Tarihi fırsatı kaçırmayalım” diyeli. Öyle bir anda, spontane... Deyiverdi... Ne yaparsak kaçacak, nereye kaçacak bilmediğimiz gibi, bu tarihi fırsatın ne olduğunu da bilmiyoruz. 4 aydan fazla oldu, adı önce Kürt açılımı sonra Demokratik açılım kondu. Hala ne açılımı olduğunu, ve bilhassa kimin, ne kadar açılacağını bilmiyoruz. Sadece üstten birkaç düğme mi? Yoksa komple, anadan üryan mı?

Bu Yaz Dynamo’ya Gidelim mi lan Abdullah?

Aynı konudan devam ediyoruz. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın haftasonu metalci gençler hakkında söylediklerinden yani. Sabah işe gelirken kulaklıklarımdan beynime In Flames damlıyordu, ve haliyle aklıma son gündem konumuz Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın söyledikleri geldi.

Davulcuya, zurnacıya…

Özellikle, görsel medyada son dönemlerde bazı programlar var ki, bir baba olarak çocuklarımızın, gençlerimizin yarını için birşeyi vurgulamak istiyorum, hiçbir medya patronu gençliğimizin ahlaki erozyonuna fırsat vermemeli, ona zemin hazırlamamalı. Yarın öyle bir bela olur ki bu bela onları da çarpar, onları da vurur. Onun için güçlü olmaya mecburuz. Anneler, babalar, ‘Sadece okullarda bu işi çözerim’ diye düşünmeyin. Bizim de üzerimize düşen görevler var. Eğer son zamanlarda bazı arzu edilmeyen cinayetler, katliamlar duyuyorsak ve bunlardan dolayı üzülüyorsak, anne, baba olarak kendimizi de hesaba çekmeliyiz. ‘Acaba biz nerede yanlış, nerede hata yaptık’ bunların da üzerinde durmalıyız. Şunu da unutmamalıyız. Dün o dediğim tesisleri denetlemeye giderken orada maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Gerçekten üzüntü vericiydi. Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor. Onun için aileye sahip çıkacağız. ‘Çoluğumuz, çocuğumuz nereye giderse, gitsin’ diyemeyiz. Kendi başına bırakılan unutmayın, ya davulcuya ya zurnacıya...

Nabucco’ydum dolaba ellere vay!

Kamuoyu gündemini meşgul edecek olan, yeni oyuncağımızın ismi Nabucco. Çok değil, birkaç gün daha bu konu ile yazılacak, çizilecektir. Sonra da proje bitimine, hani 2015’ler filan, kadar unutur, o zaman yeniden hatırlarız. Avrupa Birliği’ne biz giremedik, ve hatta yanından bile geçemedik ancak TV kanallarının, gazete sayfalarının avaz avaz anlattığına göre bizden önce borumuz giriyor yaşlı kıtaya. Aferin bize. Lakin nedir bu boru hattı ve bize ne getirecek dediğinde, verilen cevaplar muallaklığının uçlarında seyirtiyor. Eldeki verilere beraber bakalım.