İnsan yağının litresi: 15000$
İnsan yağının kozmetik sektörü için bulunmaz nimet olduğunu Fight Club filminde öğrenmiştik. Filmimizde Tyler Başkan bir sağlık merkezinin tıbbi atık çöplüğünden liposuction yaptıran kişilerin yağlarını çalıyor; bunlarla sabun yapıyor ve şık bir kozmetik dükkanında bu sabunları satıyordu.
“We were selling rich women their own fat asses back to them.” Ohh yeah maann!
Merdivenaltı sabun üretimi yasalara aykırı olsa da bu en azından insancıl bir yöntem. BBC’den öğreniyoruz ki (ki malum dünya gündemini hep BBC’den, olmadı Guardian’dan filan takip ederiz), Peru’da bir çete şişman insanları öldürerek yağlarını kozmetik ürün üreticilerine satmaktaymış. Bu iş için düzinelerce insanı öldürdükleri ortaya çıkmış. Haber şok edici elbette, yağ filan ilginç de; ama biz organ mafyası denen kurumsal yapıya aşina olan bir ülkeyiz. Burada da yıllardır küçük çocuklar kaçırılıyor, iç organları alınıp ormanlık bir alana bırakılıyor zaten.
Haberin ilgi çekici yanı detayında gizli; Avrupa pazarında insan yağının litresi 15000 $’a alıcı buluyormuş. Cem Yılmaz’ın sperm bankası esprisinden yola çıkarak göbeği şöyle bir tarttım. Nerden baksan, 300.000 $’lık servet yatıyor bu bünyede… Hem böbreği filan satmaya, hayatının geri kalanını risk içinde geçirmeye de gerek yok. Yağları aldırıyorsun, şaşal şişelere doldurup satıyorsun, en nihayetinde fit bir vücuda kavuşuyorsun.
Kimisinin banka hesapları, kimisinin kalbi zengindir ya, aha işte benim zenginliğim de bu… Yıllardır “Göbek iyidir, zengin gösterir, ağır gösterir” derdim de, destekçi bulamazdım kendime… Aha bak!
Hadi organ mafyasina alismistim, ama bu haberde beni baya sarsti be abi.
Patrick Süßkind diye bi yazar vardi, “das Parfüm“ diye bir kitap yazmis zamaninda. O romanin icersindede vardi bir adam böyle insanlari öldürüp, cesetlerinden koku vs.. toplayan..
O adam aklima geldi haberi duyduktan sonra..
Güzel olacagiz diye millet b*k ta yiyecek nerdeyse..
La bi 300.000 dolar da bende var nereden baksan. Girsek ya biz bu ise??