CHP’de yaşanan Deniz Baykal skandalının ardından büyük bir coşkuyla göreve başlayan Kemal Kılıçdaroğlu, mazbatasını almasının 3. günü olan bugüne kadar o denli eleştirildi ki, insan “lan süpermene ihtiyacınız vardı da, Tayyip’in orda işi ne?” diye sormadan edemiyor. Adam daha koltuğa mabadının izine bırakamadan partide hiçbir şey değişmediğine, boş vaadlerde bulunduğuna, söylemlerinin popülist olduğuna dair tonla eleştiri yapıldı. Elbette mevzubahis siyaset olduğunda, bu tarz eleştirilerin...
Monoton kelimesinin dilimizdeki karşılığı ne ola acaba? Tekdüze deyince ihtiyacamızı karşılayacak herhalde. Bu aralar düşünecek çok vaktim olduğundan, oturup hayatımı düşünüyorum. Bugünü, dünü, yarını. Neticede bir çeşit kölelik düzeninin içinde dönüp durduğumdan son bir kaç aydır, zamandan bol şey yok şu aralar. Ben de kendimi verdim düşünmeye, verdim düşünmeye, ki düşünmeyi de severim mirim. Neticede düşünmek dediğin var olmanın temeli, ve dahi dayanılmaz hafifliği. İnsan hep kendisini...
buraya bakarlar

Sokak kavgalarında genellikle şartlar karşılıklı olarak eşittir. Sopa, levye, taş ve benzeri cisimlerden yararlanma olanağı her iki taraf için de mevcuttur. Bu şartlar altında, elleri, ayakları, kafaları ve ellerdeki materyalleri verimli kullanan ekip mücadeleden zaferle ayrılır. Mevzu bahis kavgalarda materyalleri edinme imkânının her iki taraf için eşit olduğunu göz önünde bulundurursak, adil bir mücadele sayılabilir. Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’ndan sorumlu (güvenliği sağlamak için sorumlu...
Telefonun şarjı can çekişiyor! Bitmemesi lazım. Hiç sırası değil ama cidden hiç değil. Haber bekliyorum bol bol. Gelecek habere göre ordan kalkıp şuraya gitmek lazım, hem bilmem kimle bilmem ne üzerine konuşacağız, kaldı ki onun şuna ödeyeceği para benim hesabıma geçmedi, biraz daha gecikirsem şusu da arar birazdan. O aramadan ben aramalı ve durumu izah etmeliyim. Onun buna taktığı çok sıfırlılardan bilmem kaç tane eksiltme talebimize de bu gün cevap vereceklerdi. Sıfır demişken bunun şuna...
Topa girebilen bir insan değilim. Muhabbetlerde yani, millet konuşurken lafı kesip kendi akınımı başlatmam. Susar dinlerim, ayağıma pas atılırsa, topu önce hafifçe yumuşatırım önümde, sonra biraz oynar eğer kaleye dikine kaçan kimse yoksa en yakınımdaki arkadaşıma kısa pas yaparım. Uzun süredir aklımda olan, ama yukarıda saydığım sebepten dolayı bir türlü anlatma fırsatı bulamadığım bir anım var. Çok da fantastik kuntastik bir hikaye değil ya, aklıma gelmişken buraya bir not düşeyim dedim...
Ey ahali bu para düzeni, bu AVM sistemi dağ gibi delikanlıyı nasıl muma çevirir, nasıl yolar onu anlatacağım sizlere. Bilen bilir resmi kıyafetlere meraklı değilim ama iş yerinde takım elbise giymem gerekli. Hepi topu 3 adet takımım olduğundan, dönüşümlü olarak kirlilik oranına göre giyiyordum. Baktım resmen yürüyen mikroba dönüşüyor takım elbiseler, bir kuru temizlemeye vereyim de kirlerinden arınsın dedim. Zaten ne olacak ki? Tanesini en fazla 5–10 liradan hallederim diyerek Cevahir’in...
İllegalliğin dayanılmaz cazibesi adı altında güzellemeler yapmak anarşizme hafiften yanlama çalışmaları olarak da ele alınabilir pekala, yurtdışında trenlere bilet almadan binmeye de tam bu noktada parmak basmak istiyorum. Cezası 40 euro evet, ama kesinlikle değer bu adrenaline. Bir keresinde bir hırvat, iki türk ve bir zimbabweli aynı kervangeçmez bir tren durağında inmiş ve sağa sola boş gözlerle bakarken anlamıştık birbirimizin kontrolörün ilerde belirmesinden dolayı bu durakta indiğimizi...
Ahh be Metin Akpınar, neden bir albüm yapmadın ki zamanında. Rakının yanına meze yapardık, seni Papatyam‘la değil, o albümle anardık. Bir sonraki albümünü de baharı bekleyen kumrular gibi beklerdik. Zeki Alasya, o ne güzel bir uyanmadır, o nasıl “ne yapıyor lan bu” bakışıdır abiciğim. Neyse, Akasya Durağı geliyor aklıma, susuyorum. Orta direği anlatan bir Türk filmi klişesi olarak duvardaki Fenerbahçe posterleri gözlerden kaçmıyor. Boşuna değil “Fenerbahçe halkın...
Son Mudahaleler